tarih 29 agustos şampiyonlar ligi kura çekimi , ben oturma odasında en köşeye cekilmis izliyorum, en köşeye cekildim dizlerim belime kadar gelmis ufacık sandalyede heyecandan bükülmüş kalmışım, b grubunda real madrid ve juventus var '' allah'ım lütfen b olmasın, lütfen b olmasın, lütfen allah'ım lütfen .. lütfen b olmasın .. '' figo kurayı çekiyor ve '' galatasaray going to group b ''... yıgılıp kalıyorum 1 gün boyunca agzımı bıcak acmıyor.
mactan bir gün önce tarih 9 aralık 2013 , günlerdir kar yagmasını bekliyorum özlemişim kar yagmasını, haberlerde söylüyorlar maç saatinde baslayacak kar yagısı diye, önce seviniyor sonra üzülüyorum, bir zamanlar oynadıgımız cluj macı geliyor aklıma kesin yenecegiz diyorduk yagmur engel oldu, aman diyorum cocuklar aman yagmasın kar falan ama yagacak belli ki , ancak yukardakinin cok güzel planları var bizle ilgili, kale önündeki o çimenin kalkması lazım ,
wesley sneijder'in topu filelere girmeden önce sekmesi lazım ki buffon şaşırsın.
saatler geçmiyor, takımın kötü gidişi bir yandan , taraftarın 2 ye bölünmüşlügü diger yandan ama garip bir hava var mac öncesi, sözlüge bakıyorum sürekli sayfayı yeniliyorum zaman gecmiyor, her entryi okuyorum ve herkes inanmıs bekliyor, kolay kolay olmaz böyle bir inanç bizim taraftarda, takım kötü gidiyorsa pek heyecan olmaz, içten içe yenilecegiz denilir, örnegin deplasmandaki madrid macında yoktu bu inanç.
inanıyor herkes yenecegiz diyor , gün değişiyor salı günü gelip çatıyor , elim ayagım titriyor heyecandan arkadasıma mesaj atıyorum ben galiba kalpten gidicem diye, elim ayagım tutmuyor diye. maç öncesi okuldayım, okul cıkısında yaklasık 2 yıldır hoslandıgım kızın da oldugu arkadaslarımla kafede oturuyoruz, okadar koşmusum pesinden ama o gün mac var. ilk defa dısarı cıkıyoruz, konusuyoruz ama pek umurumda degil, o sırada marş söylüyorum içimden. hiçbirsey umurumda olmuyor 2 yıl koşmusum pesinden , cok mutlu olmam lazım , mac için saate bakıyorum . kalkalım diyorum artık . maç saatini beklemeye koyuluyorum.
maç saati geliyor ev arkadaslarımla izlemeye baslıyoruz macı, savunmamız ilk 20 dakika saat saglam , sonra yavastan bozmaya baslıyoruz, sneijder'in kondisyonun bitmesine son 40 dakika, juventus bastırıyor llorente geliyor tevez geliyor, sneijder'in kondisyonun bitmesine son 30 dakika. sonra kar baslıyor. hay allah diyorum ''neden yine biz allah'ım bu mac olmasın bu maç olmamalı '' diyorum oluyor. maç erteleniyor. sneijder kaderin yardımı ile tüm maç oynamıs oluyor .
ertesi gün yine derse gidiyorum profesöre erkenden bitirin dersi lütfen diyorum maç var bugun, iyi cesaret. neyseki erkenden bitiyor o gün ders eve gidiyorum . içimde mac heyecanı ama ya taraftar ? maç öncesinde cagrılar yapılıyor çok çaresiziz '' imkanı olan herkes maça gelsin diyorlar '' içim gidiyor, istanbulda olamadıgım için kendimi yiyiyorum . galatasaray yalnız kalacak diyorum. bu taraftar oyuncusunu ıslıklıyor bu zor günde yalnız bırakırlarsa ne olacak diyorum. 5 bin kişi ile sampiyonlar ligi macı oynadıgımızı düşünüyorum, olmaz öyle şey
galatasaray yerde kalmaz. kurtuluş savası cünkü bu, galatasaray'ımızın dirilme maçı,sonra heryerde maça gitme haberleri geliyor, avrupa'dan, makedonya'dan ve kosova'dan gelenler mi dersin, sehir dısında içeri girme ihtimali bile kesin olmayan maça gelenler mi.
galatasaray yerde kalmıyor, o günü sanırım hayatım boyunca hiç unutmayacagım. galatasaray'ın iyi günlerinde pek öne cıkmayı sevmem, hayatımda en gurur duydugum sey 2010-2011 sezonunda kombine sahibi olmaktı, kesintisiz her maça gittim. galatasaray'ı 15. sırada izledim. barısı mustafa sarpı her mac izledim. bogazım patlayana kadar bagırdım. takımı destekledim.
herkes gelmisti juventus macında, kendim gidemedigim için abimin -5 derecede gitmesine ses cıkarmadım, soguksa soguk gitsin, sabah 9 da mı kalkacak kalksın, galatasaray'ı ona emanet ettim. gitti maça döndügünde ayakları donmak üzere olsa bile. dedim ya o taraftarı hiçbir zaman unutmayacagım. locasına da gittim ben arena'nın oradaki insanları da gördüm, kimse kusura bakmasın ama taraftarlık yönünde hepsi çöp. o gün lisesini üniversitesini asıp o maça gidenler var ya, hani hani son yılların en soguk istanbul havalarından biri olsa bile o maça düşünmeden gidenler, işte onlar hepsinden degerli. o ıslıklayanlar var ya ? işte liseli diye dalga gectiginiz o cocuk bile sizden degerli benim gözümde. dakika 85'de sneijder gol atınca sesini o stadyumda bırakan abiler değerli.
dakika 85.. günlerdir haftalardır elestirilen sneijder, belindeki sakatlıgı cinsellige baglanan sneijder, italya'ya transfer için gitti denilen sneijder, okadar para alıyor oynamıyor denilen sneijder, sürekli sakatlanıyor denilen sneijder, tamam artık takımlar nani + para karsılıgı anlasıldı denilen sneijder, devre arası satılsın artık bu adam kosmuyor denilen üzerinden fiyat tahmini yapılan ve kafasında tek düşünce gelecek transfer olan taraftarın sneijder'i. öyle vurdu ki topu köşeye .. o topu buffon degil schmeichel olsaydı bile kurataramazdı. aynı yıllar önceki arif gibi. gol oldu, kendimden geçmiş olacaktım ki sonrasında pek birsey hatırlamıyorum. gol sonrası ne mi oldu ? sonrasında tek hatırladıgım şey :
(bkz:
allaaaaahım gooooooolll)