• 51
    bu patlamalar oldukça insan adeta "patlama" noktasına geliyor artık. bu durumu sistem değişikliğine bağlayan deyyuslar mı dersin, fırsat görenler mi dersin, artık midem bile bulanmıyor be. ulan zaten sizin memleket, kalmadı bizde bir şey. neyi alacaksınız daha, özgürlüğümüz mü kaldı? daha geçen hafta taksim istiklal'e gittim, altıma sıçtım yolu bitirene kadar. bu mu reva bu memleketin insanına. biz insanların tipine göre canlı bomba mı değil mi diye düşünmekle yükümlü müyüz? hadi onu anladık da kaçtık, arabayı nasıl anlayacağız ulan. korku imparatorluğu başarılı oldu işte. tek bir insan, ne istiyorsa alıyor zaten, neye sahip olmak istiyorsa oluyor.

    bu ülkenin milliyetçisi bile gitti o kadar laf ettikleri, yolsuzlukla hırsızlıkla sesi kısılana kadar suçladığı insanlarla iş birliğine girdi, sistem değişikliğini meclise getirdi. bir de bu suçlamayı seçim dönemi hdp üzerine atmışlardı barajı geçerlerse ittifak kuracaklar diye. ulan sen yaptın şimdi aynı şeyi. ne yüzle çıkacaksınız? adamlar patlama ile sistem değişikliğini ilişkilendiriyor, isminizdeki milliyetçilik lafına böyle bir ihanet olamaz. gelsin referandum, verecem ben de evet'i. aldınız zaten bende ne varsa onu da alın lan. bitirin diyecem sonra. ahkam kesiyordular ya, bitirebilecekler mi? ben gidebilecek miyim istediğim yere korkusuzca, nah gideceğim. artık denizin bittiği yerdeyiz dostlar, dünyanın çok afedersiniz g.t deliğindeyiz.
  • 52
    dün evde film izlerken bir ses duydum. arkadaşa ulan gök nasıl gürledi değil mi dedim. o da bana katıldı filmi izlemeye devam ettik. bir iki dakika içinde öyle rasgele twitter'da dolaşırken bomba twitlerini gördüm hemen balkona koştum ve gökyüzünün oldukça berrak olduğunu gördüm. patlama o kadar güçlüydü. işin tuhafı ev ümraniyede. yani taa avrupa yakasındaki patlamayı buradan duyduk.

    allah şehitlerimize rahmet eylesin. ülkeyi ortadoğu çöplüğüne çeviren, bunun üzerinden siyaset yapan ve terörü doğallaştırmaya zaten oluyor alışın diyen herkesin de belasını versin.
  • 53
    normalleşti artık bu tur patlamalar.. kim vurduya giden insanlar, yaralananlar belki bacağı olmayacak daha el tutmayacak sakat kalacak.. ne kadar kolay okunuyor değil mi.

    15 temmuzdu diyecekler, suriye'de bilmem hangi şehire girdik mehmetçik diyelecekler, işid sıkıştı diyecekler, hdp diyecekler, pkk diyecekler, chp diyecekler, dış mıhraklar diyecekler.

    ama kimsede bunun hesabını vermeyecek mesela bizim koskoca bir milli istihbarat teşkilatımız var, ulan ne için var bende bilmiyorum. herhalde bakanların, başkanları vekilleri korumak ailelerini korumak için var.

    yayın yasağı getirenler, belki kendi kitlesini aptal salak zannediyor ama çoğu insanlar herhalde reuters,cnn'de neler olup bittiğini takip edebiliyor. bir siyasi partiye bağlamak istemiyorum; güzel bir laf atasözu var çuk oturuyor bu günlerin başkanlık tasarısı mhp ile anlaşmalar yani kısaca.. mahalle yanarken orospu saçını tararmış !
  • 57
    patlamadan yaklaşık 5 saat önce patlama olan yerdeydim. duyduğum an şok oldum. allah şehitlerimize rahmet, geri de kalanlara sabırlar versin.

    senelerdir hep birilerine birileri ölüyor ve biz sadece kınıyoruz.

    dücane cündioğlu nun da dediği gibi : ' ömrüm "memleket yıkılıyor" teranesini dinlemekle geçti, memleket filan yıkılmadı ama nedense yıkılan hep memleketin çocukları oldu. '
  • 58
    dünden beri geçmedi ne öfkem ne de içimin sıkıntısı.

    siyasiler basmakalıp laflarla teröre lanet okumaya devam ediyorlar. yok mücadele devam edecekmiş yok kanları yerde kalmayacakmış. ulan son iki yılda verdiğimiz şehit sayısına bak, patlayan bomba sayılarına bak; ıraktan, suriyeden ne farkımız kaldı. biraz daha uğraşırsanız yakında onları bile geçeceğiz zaten.

    bir tane video vardı patlama anına ait. teröristi tespit etmişler, üzerine 8-9 tane polis gidiyor. tam polisler etrafındayken patlatıyor oç terörist üzerindeki bombayı. polisler farkında onun terörist olduğunu, belkide üzerinden silah çıkaracak ya da bomba patlatacak. ama yine de daha fazla insanın zarar görmemesi için üzerine gidiyorlar ve şehit oluyorlar. ah be canlar. ah be gencecik fidanlar. hiçbirinizin ismi hatırlanmayacak, hiçbirinize şarkı yazılmayacak. kimse hatırlamayacak bile kahramanlığınızı. sadece istatisliklerde sayı olacaksınız. siz, sadece üzerinizde polis üniforması var diye herkesten ana avrat küfür yemenize rağmen, o küfür edenler zarar görmesin diye şehadete yürüyenler.

    diyorum ya çok öfkeliyim diye. ulan hiç mi eğitmediniz polisleri okulda orda burda. bir teröriste öyle mi yaklaşılır. uzaktan müdahale edemezmiydiniz. bakın şimdi hepiniz yaşıyor olurdunuz. ama doğru, edemezdiniz. çünkü hem eğitimi adam gibi almadınız, hem de eğer uzaktan indirseydiniz bu teröristi, bu sözlüktekiler de dahil olmak üzere bütün terör sevicileri gelip masum sivilleri öldürüyor foşik tc polisi diye tepenize çıkardı değil mi? polisler gebersin, yeterki bir tane bile terörist zarar görmesin. çünkü bombayı patlatana kadar sivil, patlattıktan sonra gerilladır onlar.

    en son 38 oldu şehit sayısı. akşama doğru belki de 50 olacak. yüzlerce yaralı. dün akşam aileleriyle beraber binlerce kişinin hayatı bir daha hiç bir zaman eskisi gibi olmayacak. o yaralar kapanmayacak. nasıl dolar ki gidenlerin yeri.

    hdp saldırıyı kınamış. bu saldırıları en sert biçimde kınıyoruz demişler. kafam karışmadı değil. hani şu sırtınızı dayadığınız, aslında gül bahçesi olan, bizi tükürüğüyle boğacak, sürekli vekil araçlarınızla silah taşıdığınız, taziyelerine gittiğiniz, besleyip büyüttüğünüz pkk'nın yaptığı ve bir çoğunuzun da adım gibi eminim ki patlamadan önce haberi olduğu bu saldırıyı neden kınıyorsunuz? akp'si hdp'si mhp'si chp'si fark etmiyor artık. bıktık ulan iki yüzlülüğünüzden. olan sadece masum vatandaşa oluyor. alın kirli hesaplarınızı rahat bırakın artık bizi.

    son sözüm de pkk'nın destekçilerine. bazısı açıkça sevinip bayram ederken, bazıları da yarım ağız patlama olmayaydı iyiydi diyip ama'ya başlayıp saldırıyı aklamaya çalışıyorlar. bu terörü bitirmenin tek yolu var. bu teröristleri öldürmek değil, bu terör sevicilerinin hepsinin elinden her türlü hakkı alıp, gerekirse vatandaşlıktan çıkararak. bıktım bu oç'larından da, cenazelerimizde zil takıp oynamalarından da, terörün ateşini hiç söndürmemelerinden de. baksan bu oç'ları hala bizim vergilerimizle beslenip, hala öldürdükleri doktorlarımızda muayene olup, hala yaktıkları okullarımızda okuyorlar. madem bir arada yaşamak istemiyorsunuz, madem artık kangren oldunuz; iyice yayılmadan kesilip atılmasının vaktı gelmedi mi daha?

    barış zamanı evlatlar babalarını, savaş zamanı babalar evlatlarını gömermiş. bitsin artık bu savaş, bitsin bu anne babaların çektiği acılar.
  • 59
    alıştık, duyarsızlastık, tepkisizleştik, korktuk, sindirildik , adına ne derseniz deyin ..
    hadi memleket meselelerine kafa yormayan, apolitik bir yeni nesil var diyelim, daha gecen sene gs-fb macı bomba ihbarı yuzunden ertelendi, bunu bile normal sayıp beynin arka planına atmısız. konusulunca hatırlıyoruz . uyuştuk, hipnoz olduk, silkelenmek lazım acilen ...
  • 61
    bugünden bakınca 3 kasım 2002'nin ne olduğu daha iyi anlaşılıyor bence. 3 kasım 2002'de bu ülkede seçim yapılmadı,işgal edildi. aldığı tüm darbelere rağmen bütün ortadoğu coğrafyasındaki tek laik ülke kendi haline bırakılamazdı elbette. çözüm demokrasiyi araç olarak gören,laiklikle müslümanlığın bir arada olamayacağını düşünen ve makyaj yapan kadınların kaportası bozuk arabalara benzediğini söyleyen lise mezunu bir adamı makyajlayıp ılımlı islam paketiyle türkiye'te satmak oldu. ne de olsa ülkenin başına bir kuklayı geçirmek,inönü'de,kocatepe'de,sakarya'da süngü süngüye mücadele etmekten hem daha ucuz hem de daha zahmetsiz.

    hikayenin devamını biliyorsunuz elbette,15 yıl boyunca her gün atatürk devrimlerine saldırı,eğitimi tarikatlara ,emniyeti,adaleti fetullahçılara teslim etmek,çözüm süreci bahanesiyle terörist başıyla başkanlık pazarlığı,pkk'ya şehirlere bomba stoklama 'imtiyazı',suriye'yi karıştırmak için ışid'e lojistik,teknik ve psikolojik yardımlar ve tüm bunların karşılığı olarakta bir işgal rutini olarak memleketin taşını,toprağını,derelerini yağmalama hakkı.. ve artık bugün elinde cumhuriyet kazanımlarına dair hiçbir şey kalmayan,tıpkı ırak,afganistan ve suriye gibi canlı bomba saldırılarında ölenlerin birer istatistikten ibaret olduğu,insanların ölmeye alıştırıldığı,uyuşturulduğu tipik bir ortadoğu ülkesi türkiye..
  • 63
    fon müzik olarak duman - kolay değildir dinlenebilir yazıyı okurken; https://www.youtube.com/watch?v=kd3VbrGBEVg

    hayatım boyunca gittiğim hiçbir maça herhangi bir kız arkadaşımı götürmedim.
    sevgili olsun, normal arkadaş olsun, istemedim.
    bunun belli bir sebebi de yoktu, belki daha rahat küfretmek, belki de sorumluluk almamak o kalabalık içinde...

    geçen sezon ilk defa, kız arkadaşımı maça götürme niyetiyle hareket ettim. mart 2016, memleketin en kanlı zaman dilimlerinden birisi...
    ertelenen fenerbahçe derbisi için uzak diyarlardan istanbul'a geldik,
    daha bismillah, uçaktan indikten 1-2 saat içinde istiklal'de patlama oldu.

    kardeşim ve arkadaşlarımla kadıköy - moda civarları bir yerde kahvaltı yapmaya gittik...
    bismillah,
    bomba ihbarı geldi. fırladık, uzaklaştık.

    hayatım boyunca abiliğin verdiği sorumlulukla en çok kardeşim üzerine titredim.
    ben kızdım, ben sövdüm, ama başkasına dokundurtmadım hiç.
    o gün yaşadığım gerilimi hiç belli etmesem de, kıçımdan akan teri ben bilirim.
    maç sevdasına kız arkadaşımı kilometrelerce getirmiş, istanbul'da bulunan kardeşime de bilet ayarlamıştım.
    stat çevresini bilenler bilir, 5 metrelik kaldırımlarda yüzlerce adam göt göte ilerler.
    fünye çekildiği an orayı tahmin edin.

    kısacası, götüm yemedi, maç planını iptal ettim,
    evde sakin sakin hep beraber içelim diye karar aldık.

    çok geçmeden, maça doğru tff erteleme kararını açıkladı...

    ***

    10 aralık 2016...
    sıradan bir lig maçında görev yapan çevik kuvvet,
    yine sıradan bir akşam,
    sıradan bir görev sonrasında evlerine gidecekti.
    şerefsizler izin vermedi.
    gece, sıradan değildi.

    ne acıdır ki,
    tamamen eğlence, kafa dağıtma, deşarj olma olarak görülen futbol maçları artık ölüm tehlikesinden dolayı şüpheyle karşılanıyor.
    25-26 yaşında gençler maçlara giderken 10 kere düşünüyor.
    aileleri "oğlum boşverin, evden izleyin" diyor.

    sadece stat etrafında ya da içinde asayişi sağlayacak olan,
    üstelik istanbul'un göbeğinde görev yapan polisler, askerler...
    evlerinden çıkarken aileleri ile helalleşiyor.

    ister seyirci ol, ister devlet görevlisi,
    gençlerin ölüm tehlikesi söz konusu, bir futbol maçında.
    ne acı amına koyayım...

    ***

    gündüz dağ 2 filmine gittim.
    internete düşmesini beklemeden gidip sinemada izleyin. para verin.
    bu filmi çekenler para kazansın. bu emek karşılıksız kalmasın.
    ki daha iyileri yapılsın...

    belki biraz filmin etkisi ile, biraz da memleketin içinde bulunduğu durumdan dolayı bu psikolojiyle yazıyorum bu satırları.
    geçmişi askeri liseye dayanan, sonradan sivil olmuş,
    ama hep arada kalmış bir kardeşiniz, bir abiniz, bir arkadaşınız olarak yazıyorum bu satırları.

    suçluları biliyorum, suçlulara bunca yıl çanak tutanları biliyorum.
    polisi, askeri perde arkasında harcayanları da, tetiği çekenleri de görüyorum...

    gencecik insanların hayatlarını mahveden her türlü ideolojinin anasını sikeyim.
    bakın, ayrım yapmıyorum.
    sikik bir futbol maçını bile güvenle izleyemediğimiz şu yıllarda, buna ortam hazırlayan herkesin allah bin türlü belasını varsın,
    şayet hala bir yerlerdeyse...

    kınamak, lanet etmek, bela okumak bayağı geliyor artık.
    onlarca vatan evladını kaybettikten sonra, ne söylense boş geliyor.

    kalanların başı sağolsun.
    ne diyelim...
  • 64
    o insanlar artık yoklar...
    ister beleştepeye şehitler tepesi diyin, ister boğaz köprüsüne şehitler köprüsü deyin. yoklar...

    ben birey olarak bunların olmamasına bir çözüm getiremem. çözüm getirsin diye orada bulunan insanlara birkaç kelam edebilirim. ya da buldukları çözümleri sonuç itibarıyla eleştirebilirim. düşünen insanlar olarak en önemli vasfımızın bu olduğu gerçeğiyle yaklaşırım. "düşünmeyin" diyen insanlara o iş öyle olmaz diyebilirim. kendimce yüzlerce binlerce cana duyduğum saygıyı ancak böyle dile getirebilirim.

    bakıyorum da;
    bütün bunlarla yüzleşmemizi kaderimiz olarak gören insanlar var.
    giden her candan sonra sembolik olarak bir şeyler yapan kurumlar/insanlar var.

    bir patlama olur.
    ilk yapılan şey, internet yavaşlatmak, yayın yasağı getirmek...
    akabinde giden canların ailelerine taziyeler, siyah kurdeleler, her yerde terörü lanetlemeler...
    sonra devlet erkanının büyük büyük açıklamaları...
    siyasi çıkarlar doğrultusunda (başkanlık vs...) politika yorumları...
    terörün yapmaya çalıştığı şey hayatı durdurmak, hayır hayatınıza devam edin ki bizi bölemesinler kandırmacaları...
    kimlerden kayıplar olduysa (polisse polissever camia, kesk üyeleriyse sol tandanslı insanlar, gezi eyleminde yiten canlarsa hükümet karşıtları vs...) onların yas tutmaları...
    sonra olayın olduğu yere şehitler parkı, şehitler köprüsü, şehitler anıtı gibi isimler verilmesi...

    ekonomi yerlerdedir.
    ilk yapılan dış güçlere suç atmak...
    bulunan çözümlerin, dolarınızı bozdurun minvalinde olması...

    kandırılıyoruz her konuda. uyutuluyoruz. uyuşturuluyoruz. ben çözüm istiyorum bir vatandaş olarak en büyük hakkım. devlet benim için var. ben devlet için değil...
  • 69
    şu kısa hayatımda deneyimlediğim en korkunç şeylerden biriydi. stadın inanılmaz yakınında yaşıyordum. ne zaman önemli bir maç olsa yurda giden yolu kapatırlar ben de söylene söylene diğer yoldan geçerdim. o gün patlamadan yaklaşık 1 saat önce yurda geçmeye yeltenmişken bu sefer yolun tamamının hem de inanılmaz bir güvenlik önlemiyle kapatıldığını gördüm. şöyle bir düşündüm allah allah derbi ya da şampiyonlar ligi maçı mı vardı? hayır. girişteki polisten rica ettim, yürüyeceğim yol 100 metre bile değil, beni geçirsinler de soğukta onca yolu dolanmayayım. çok net bir şekilde hayır dedi ben de 5-10 dk dolanıp yurda ulaştım. neyse.

    yurda gelince o günkü yorgunluktan dolayı hemen uzandım. oda arkadaşım da nedense o gün erken yatmıştı. tam uykuya dalmak üzereyken (ki saat de erkendi) inanılmaz bir sarsılmayla uyandım. bakın, tarif edemeyeceğim kadar kötü bir şey. inanılmaz acı bir ses ve sonrasında çok şiddetli bir sarsılma. direkt aklıma büyük istanbul depremi geldi ve masanın altına girdim son gücümle. ama devamı gelmedi. patlamanın şiddetinden hafif aralık duran tüm pencereler sonuna kadar açıldı. stada bakan tarafta kalanların tüm camları ve aynaları parçalanmış, vaktinde whatsappta şöyle bir fotoğraf dönüyordu buraya da atayım: http://gss.gs/pLK.png

    oda arkadaşımla birlikte ayağa kalktık. şok olmuş bir şekilde birbirimize bakarken ikinci patlama duyuldu. o an anladık bomba olduğunu. o geceki telaşı, korkuyu, endişeyi yazacağım hiçbir kelime tanımlayamaz. biz binbir umutlarla türkiye'nin her bir yanından istanbul'a güzel bir gelecek için gelmiş öğrenciler idik. o geceki gergin sessizlik belki her şeyi açıklıyordu. o dönemi de bilen bilir. sürekli konsolosluklardan uyarı haberleri geliyordu. taksim'de şu saatte bomba patlayacak dendi, patladı. korkudan bir hafta yurttan çıkamadığım olmuştu. yemek söylerken bile binbir türlü şey düşünüyordum acaba kurye nereden gelecek bir şey olur mu diye.

    sözün özü, bizi böyle korku içinde yaşayan sinik bir millet haline getirmeye çalıştılar. hatta hâlâ çalışıyorlar. yaşamak istediğimiz ülke bu mu? yine böyle korkular içinde mi geçirelim günlerimizi? şapkayı önümüze koyup düşünme vakti.
  • 71
    üzerinden 3 sene geçmiş. ne kadar kolay söyledik değil mi söylerken.
    oysa 3 yılda kaç hayat nasıl değişti?
    o 3 yılda kimin yüreğinde ne kadar kor var ve hala ne kadar acıtıyor, acıyı yaşayanlar hariç, kimse bilmiyor.
    o 3 yılda kimbilir kaç çocuk baba, anne laflarını duyunca artık ağlıyor veya ağlamamak için dudaklarını ısırıyor bilmiyoruz.
    o 3 yılda kaç anne, kaç baba evlat acısı denen bu dünyanın en zor acısıyla mücadele etmeye çalışıyor bilmiyoruz.
    bazen yorum yapmaya, iyi niyet sunmaya gerçekten kelimeler yetersiz kalıyor.
    allah dayanma gücü versin geride kalanlara.
  • 73
    üzerinden 3 sene geçmiş teröristlerin bir kez daha ne kadar orospu evladı olduklarını gösteren olay. o gün orada henüz çoğu 20'li yaşlarının ilk yıllarında olan onlarca polisimiz, vatandaşımız şehit oldu. sadece futbol aşkı değil tuttukları takımı desteklemek için tribüne koşan taraftarlar, o an hasbelkader patlamanın olduğu alandan geçen vatandaşlarımız. ya o polislerimizin hayalleri zor şartlarda çalışıyoruz ama olsun allah bugünümüzü aratmasın diyerek gidiyordu bir çoğu işine belki de bir krediye girer araba alırım, aileme gücüm yettiğince yardım ederim kalanıyla geçinir giderim dedi. bir sevdikleri vardı belki çok yakında evleneceklerdi. sonra mı sonrası yok hepsi peygambere komşu oldu hepsi bu vatanı canı pahasına korumaya ettiği yemini yerine getirdi. o gün saldırıda ölen polislerimizin, vatandaşlarımızın ruhları şad, mekanları cennet olsun. allah, ciğerleri yanan tüm şehit ailelerine sabır versin, teröristleri de kahretsin.
  • 74
    (bkz: 10 aralık 2016 beşiktaş bursaspor maçı)

    tim 47 ölümsüzdür.

    57. alayın kahramanlık hikayesini herkes bilir. tim 47 de öyle bir khramanlık hikayesidir. her ne kadar kahramanlık hikayeleri bir taraftan yüreğimizi dağlasa da diğer taraftan da göğüs kabartır. ne demişti nihal atsız;

    sızlasa da gönüller düşenlerin yasından
    koşar adım gitmeli onların arkasından.
    kahramanlık; içerek acı ölüm tasından
    ileriye atılmak ve sonra dönmemektir.

    bugün bizler 57. alay inanmışlığıyla, tim 47 kararlılığıyla al bayrağı yere düşürmemek için can vermeye gönüllü türk evlatlarıyız.

    al bayrağa sarılı tabuta bakmak mı zordur, yoksa al bayrağa sarılı tabutta olmak mı?

    önce teyite muhtaç bilgilerle whatsapp mesajları gelir. istanbulda çevik kuvvete saldırı...
    sonra isimler düşer tek tek. isimler arasında bir tanıdık var mı diye bakarsın.
    eğer tanıdık bir isim varsa yüreğinin yangını daha da alev alır. yığılır kalırsın olduğun yere. etten kemikten oluşan koca bir yığın olursun o zaman.

    polis, huzur, güven verir.

    ağlayamazsın, dik durmalısın. kendini bıraksan günlerce ağlarsın ama ağlamamalısın. yansa da yüreğin ertesi gün görevinin başında olmalısın.

    çağları aşmışız biz, iklimler geçmişiz biz
    aynı yöne adanıp ölümü seçmişiz biz

    korkuları dürenler ölümü öldürenler
    rabbi'nin huzuruna peygamberler gelenler

    tim 47 ölümü öldürdü. arkasından gelenlere ölümsüzlüğü gösteren kılavuz oldu.

    ölüm ne yandan gelsin
    şimdi neylesin ölüm
    şehadet ikliminde
    çaresiz kaldı ölüm

    sandılar ki mustafa kemalin askerleri öldürmekle biter. kan kussak da kızılcık şerbeti içtik diyeceğiz. bilinsin ki; bize bu acıları yaşatanların bahçesi bahar görmeyecek.
App Store'dan indirin Google Play'den alın