• 121
    galatasaray'ımızın 2018-2019 sezonu açılış karşılaşması. bizim takımı zaten biliyoruz, takım da değişmedi diyebiliriz o yüzden ben de rakibi araştırdım biraz*.

    şimdi bizim takımda çok bir değişim olmadı ancak süper lig'e çıkan her takım gibi ankaragücü de gidenleri gelenleri çok olan bir takım. şöyle bir göz atarsak:

    gidenler

    -gençer cansev
    -ferhat kiraz
    -enes kubat
    -yusuf abdioğlu
    -kibong mbamba
    -umut nayir

    gençer ile başlamak gerekirse, kendisi stoper ve ismail kartal'ın geçen sene alihan kubalas'la birlikte tandemde en çok güvendiği isim. alihan-gençer tandemi geçen yıl beraber yaklaşık 25 maça çıkmışlar. kulüp alihan ile sözleşme uzatırken gençer ile yollarını ayırmış.

    ferhat kiraz hepimizin bildiği bir isim. geçen sezon 17 maçta ilk on birde başlamış. bunların bir kısmı sol kanat olarak bir kısmı da sol bek. mehmet sak'ın sakatlık geçirdiği bir dönemde sol beki ona emanet etmiş ismail kartal. istatistik olarak pek bir katkı verememiş.

    enes kubat 23 yaşındaki santrfor. 12 kez oyuna sonradan girip skoru 3 kez değiştirmiş.

    yusuf abdioğlu stoper ama ismail kartal kendisini birkaç maç erdem özgenç'in yerine sağ bekte de oynatmış. yusuf da 17 kez on bir çıkmış. önemli bir oyuncu diyebiliriz.

    mbamba, konyaspor ve adanaspor'dan tanıdık bir isim. ismail kartal çok da şans tanımış diyemeyiz ama fena da değil. 12'si ilk on bir olmak üzere 16 maça çıkmış.

    gelelim umut nayir'e. 29 maçın 28'inde ilk on bir ve 14 gol. takımın geçen yıl attığı tüm gollerin %25'i bu arkadaşa ait. önemli bir hücum gücünü kaybetmiş durumdalar.

    gelenler

    -youness mokhtar (sol kanat)
    -yalçın ayhan
    -thievy bifouma
    -mostapha el kabir
    -ricardo faty (ön libero)
    -alper önal (santrfor)
    -bakary kone (stoper)
    -johannes hopf
    -tiago pinto

    mevki olarak baktığımızda gidenlerin yerleri doldurulmuş gözüküyor. göze batan transferler de kone, hopf, pinto ve mokhtar. hopf hepimizin artık bildiği bir kaleci. aynı şekilde pinto'yu da tanıyoruz*. mokhtar ve kone'yi izlemedim ancak kone'nin lyon kariyeri ve mokhtar'ın geçen sezonki istatistikleri iyi durmuyor desem yalan olur. ankaragücü için iyi transferler gibi duruyorlar. alper önal ismail kartal'ın yeni enes kubat'ı olacağa benziyor.

    geçen sezonki taktikleri ve en çok kullandığı oyunculara gelirsek:

    -----------
    4-2-3-1
    -----------

    korcan
    erdem-alihan-gençer-mehmet sak
    sedat-arif
    kenan-putsila-ilhan
    umut

    -----------

    şöyle bir on bir çıkıyor. burada en çok dikkatimi çeken arif morkaya oldu. kendisi ön libero ve ismail kartal'ın vazgeçilmezi. geçen sezon en çok forma verdiği isim. bir de semih şentürk'ü var ismail kartal'ın: kehinde. 24 maçın 9'unda on bir çıkıp 7 gol atmış. sonradan girdiği dört maçta da 4 golü var. tamam, semih'e haksızlık oldu bu benzetme kabul :)

    bir de defanstaki alihan kubalas'ın geçen sezon 6 golü var. duran toplardaki sıkıntımızı düşündüğümüzde başımıza bela olabilir gibi geldi. bir stoper için kesinlikle muhteşem bir sayı.

    kendi sitelerine baktığımda 2 hazırlık maçı yaptıkları gözüküyor. bunların ilkinde 21 temmuz'da erzurumspor ile 2-2 berabere kalmışlar.

    kadro:

    korcan
    erdem-alihan-szukala-mehmet
    arif-faty
    nduka-putsila-ilhan
    enes

    ikinci hazırlık maçını 5 gün önce bursaspor ile yapmışlar: 2-0.

    kadro:

    hopf
    erdem-yalçın-kone-pinto
    faty-arif
    bifouma-ilhan-el kabir-mokhtar

    açıkçası bu maçta nasıl dizildiklerine dair bir bilgi yok. dikkatinizi çeken bir şey var mı efenim: arif morkaya. ismail kartal vazgeçmiyor efenim bu adamdan. bursa maçı bize daha çok fikir veriyor nasıl bir kadroyla çıkacağına dair. yalçın yerine alihan ile ilerideki dörtlüden de el kabir yerine putsila ile çıkacaktır diye düşünüyorum ben.

    genel olarak bize çıkarabilecekleri zorlukları düşünürsek; alihan kornerlerde sıkıntı çıkarabilir, kone pek golcü değil açıkçası ama o da rakip olduğu sürece duran topta maalesef tehlike olarak görülmeli. pinto'yu ben çok beğenirim. mariano'nun arkada bıraktığı boşluklardan bize fena halde dert olabilir. bifouma, ilhan ve mokhtar da her anadolu takımı oyuncusu gibi kontralarla bizi vurmaya çalışacaktır. faty-arif orta sahası da bizi zorlayacaktır.

    yani geçen seneki sıkıntılı deplasman maçlarından olabilir ama bu tamamen bizim elimizde. fatih hoca oyun sıkıştığında yine eren'i oyuna alırsa, onyekuru, feghouli veya garry artık kim oynayacaksa kanatta çizgiye basmasını kafasına kaka kaka söylemezse galibiyet alamadan döneriz ancak geçen seneki kayseri maçı gibi kanatlardan ortalarla bir şeyler yapmaya çalışırsak kolay maç olur.

    allah yardımcımız olsun.
  • 344
    fatih hoca maç sonundaki basın toplantısında kibar davranmış, ben olsam "taşlı tarlada maça çıksak daha iyi futbol oynardık, bana maçı sorana kadar yetkililere zeminin neden böyle olduğunu sorsanıza behey dangozlar" deyip çıkar giderdim.

    top yerde üç kere sekmeden sürülemiyor bile lan. bir de utanmadan euro 2024 adaylığı falan kovalıyoruz tam komedi amk. şu memleketteki rezilliğe o kadar alıştık, o kadar kanıksadık ki kimsenin aklına eşek yüküyle para götüren makam sahiplerini sorgulamak gelmiyor bile. federasyon denen kurum kadir-i mutlak bir güç sanki, "kötü zeminde maç yap" derse yapacağız, "yabancı sınırını eski haline getirdik" derse uyacağız. hiçbir söz hakkımız yok, ellerinde oyun hamuruyuz. makam sahibi haramzadeler neye "ol" derse o olur, hikmetinden sual olunmaz asla. ligdeki 18 takım da milyonlarca taraftar da bu haramzadelerin kulu köpeği sanki.

    20 paragraf daha yazarım ama sonra bazıları bozulup mesaj atıyorlar "neden siyaset yapıyorsun" diye. korkmayın arkadaşlar daha derine inmeyeceğim, mevzunun nereye varacağını düşünüp huzursuzlanmanıza gerek yok. anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az demişler, kimsede de davul çalacak takat kalmadı zaten. ağalık da sizin beylik de sizin, istediğiniz gibi at koşturun. tek ricam işi elinize yüzünüze bulaştırdığınız her defasında gelip kabahati bizde bulmayın, ondan sonra ne bok yerseniz yiyin.
  • 327
    belhanda kabul edelim ki o topu ileriye taşıyan tek adamımız. kendisini yer yer eleştiren biri olarak bu gerçeği kabul ediyorum. maç içinde paketi 1 gece açık kalmış ve yumuşadığı için bayatlayan pötibör bisküvi gibiydi galatasaray. eksiğimiz çoktu futbol gayet yetersizdi ve rezalet bir sahada oynandı. kazasız belasız 3 puan aldığımıza sevindiren maç olmuştur.
  • 345
    1- maç geneli:

    bir defa güvensiz başladık maça. tribünlerin dolu oluşu, saha zemininin bozukluğu da bunda etkili olmuş olabilir. tıpkı akhisar maçında olduğu gibi dikkatsiz, savruk, kopuk bir görüntü verdik. ve açıkçası golü yemeseydik bu görüntü muhtemelen devam edecekti. mantalite ve oyun disiplinindeki bozukluklar takımın kötü görüntüsünü istikrarlı hale getirdi. yediğimiz gol ise anadolu takımlarına bile yakışmayacak kadar acemiceydi. golden sonra ise daha istekliydik. öne gitmeye çalışan, top kapan, ısıran bir yapıya büründük ki meyvesini iki golle topladık. ve öne geçince yine yeniden kötünün kötüsü futbola döndük.

    2- kadro tercihi:

    birincisi bu kadro elastikiyeti fazla, ama dayanıklılığı düşük bir kadro. nasıl? temassız oyunda etkili oyuncular var. buna karşın ikili mücadele seven profilde oyuncu yok. sinan gümüş, ikili mücadelelerde başarısız. topsuz oyunda yok. onyekuru, ikili mücadelelerde yok, kondisyonu yetersiz. rodrigues, takımın hücumda fiziki açıdan eli ayağı düzgün tek ismi. bir de eren var ki, iki metre boyuyla hava topu alamayan, dev gibi cüssesiyle omuz omuza mücadele kazanamayan... hal böyle olunca rakip sahada rakibe üstünlük kurmak çok zor. seken topları toplamak çok zor. art arda atak kurmak çok zor. ha arena'da bu yapı faydalı olabilir o ayrı konu. ancak deplasmanlar için bu hücum hattının dayanıklılık ölçüsünün biraz arttırılması gerekiyor. isim olarak bakarsak da kesinlikle eren yerine gomis başlamalıydı. onyekuru ve sinan ikilisinden birinin başlaması doğru, belhanda'nın olmaması yanlıştı.

    3- stoperlerimiz arasındaki mesafe:

    maicon ile serdar'ın arasındaki mesafe çok fazla. zaten ilk golü de bu nedenle yedik. akhisar maçında da bu yüzden goller yemiştik. kısacası buradaki hatayı devam ettiriyoruz. ve açıkçası böyle bir sorunun farkında bile olmadığını düşünüyorum teknik heyetimizin. neyse, bakalım görüntüye.

    https://resmim.net/f/1KT1dW.png (sol ankaragücü'nün ortalama pozisyonları, sağ galatasaray'ın ort. pozisyonları)

    haa şimdi bir şey söyleyeceğim. fatih hoca geldiğinden beri maicon için ''çok ağır stoper, yerine hızlı birini almalıyız'' deniyor. maicon'un ağırlığının neden sezonun bir bölümünden itibaren göze batmaya başladığını hiç düşündünüz mü? nedeni basit. stoperlerimiz arası mesafe o kadar fazla ki, rakip takım futbolcuları savunma arkamıza rahatlıkla kaçabiliyor. haliyle kaçan futbolcuya yetişmeleri de pek mümkün olmuyor. serdar ile maicon'un arası kısa mesafeli olsa, ikili yaklaşıp rakibi kıstırabilecek ve savunma arkasına rakibi kaçırmayacak. ama arada öyle bir alan var ki, maicon ortaya koşuyor, serdar ortaya koşuyor yine de merkezdeki boşluk kapanmıyor. gol yeniyor.

    4- savunma yaparken fernando'yu stoperlerin arasına sokmalıyız

    böylece maicon ile serdar'ın hantallık zaafı bir miktar daha kapancak, savunma arkası koşulardan verdiğimiz pozisyon sayısı azalacaktır. ayrıca bu şekilde fernando'yu daha diri tutabiliriz. savunma arasında, orta alandaki top kapma savaşına kıyasla daha az enerji harcayıp pilini hücum ve hücumdan seken topları harcayabilir. onu tek başına savaşın içine attığımızdan oyun zekasını sahaya yansıtacak enerjisi kalmıyor.

    5- belhanda yokken, belhanda varken...

    takım, ilk yarıda tam 18 kez rakip ceza sahasına girdi. bu gayet iyi bir sayı. işin kötü tarafı ikinci yarı sadece 6 kez girebildik bu bölgeye. şimdi belhanda etkisine gelelim.

    takımın ikinci yarı bulduğu 6 kez ceza sahasında topla buluşma şansının 2'si belhanda oyuna girdikten sonra gerçekleşti. ikinci yarı belhanda'sız 37 dakikada 4 kez rakip ceza sahasında topla buluşabilen takım, 82'de belhanda girdikten sonra 2 kez bölgede topla buluştu. 37 dakikada 4, 13 dakikada 2!

    *ikinci yarının belhanda'sız geçen 37 dakikasındaki diğer istatistiklerimiz:

    toplam pas: 107
    adam geçme: 9
    top kapma: 6
    topla buluşma: 180

    *peki belhandalı 13 dakikada neler olmuş?

    toplam pas: 52
    adam geçme:4
    top kapma: 5
    topla buluşma: 85

    aradaki dakika-performans oranlarına dikkatle bakın. 3 kat az sürede yarı yarıya istatistik yakalamış takımımız belhanda ile. zaten bu oyuna da yansıdı. değişiklikten sonra topu tutan, daha önde oynayabilen ve rakibe ani ataklarla tehlike yaratabilen bir takıma dönüştük. özellikle top kapma sayıları hemen hemen aynı zira belhanda enerjisiyle orta sahayı çok iyi kapatıp rakibe baskı uygulayabiliyor.

    yine de maçtan önce de söylediğim gibi ankaragücü deplasmanında oyuna fazla takılmamak gerekiyor. kabaca birkaç yanlışı tespit edip iç sahada gerçek futbolumuzu oynamalıyız. önümüzdeki iki maç iç sahada. buradan 6 puan çıkartarak eksikleri olan, daha sistemini oturtamamış rakiplerimizle aramızı mümkün olduğunca açmalıyız. fenerbahçe ve beşiktaş'tan 4-6 puan kayıp bekliyorum bu süreçte. umarım liderliği alır bir daha da bırakmayız.
  • 49
    5 ağustos 2018 galatasaray akhisarspor maçını unutup odaklanmamız gereken maç. eksikler, yanlışlar hepsi bir kenara. deplasman galibiyeti ile başlamak bizim adımıza ilaç gibi olacaktır. kolay olmasını beklemiyorum. ama 5 günde takımın daha iyi olmasını umuyorum. en azından daha düzgün bir zeminde maçın oynanacak olması bizim adımıza bir avantaj.

    konsantrasyon

    hedef 22
App Store'dan indirin Google Play'den alın