• 376
    ligin ilk uc haftasinda, genelin aksine takim savunmamizin cok daha ilerledigini, bunun da stoperlerin performansina yansidigini dusunmus ve yazmistim. yani bana gore maicon, serdar ve ahmet'te gordugumuz nispeten iyi performanslar takim savunmasinin gecen seneye gore biraz daha iyi olmasindan kaynaklaniyordu. ancak bu daha tutucu oyun, alanya macinin erken kopan ikinci yarisi haricinde futbolumuzun daha temposuz ve heyecansiz gozukmesine de yol acti. bence ozellikle sampiyonlar ligi icin elimizde olmasi gereken bir meziyet bu.

    trabzon macina gelirsek; bence terim benzeri bir temposuz, bol pas trafigi iceren kontrol futbolunu devam ettirmek pesindeydi. ancak trabzon'un maca baslarken yaptigi pres daha ilk 3 dakika icinde top cikaramaz, ne oynadigini bilemez hale dusmemize yol acti. inanilmaz sekilde 3 dakika icinde gol geliyorum diye bagirdi ve hatalar zinciri ile geldi. gol sonrasi trabzon'un motivasyonu artti ve bir sure daha on alan baskisi devam etti. biz buna yine cevap veremedik. sanirim orta sahada donk sertliginde birisine ihtiyac duyuyor bu takim. ozellikle de deplasmanlar ve zor maclarda. trabzon'da orta saha cok yumusak kaldi, baskiya cevap veremedi. isyan eden oyuncumuz da zaten olmadigi icin resmen helva gibi dagildik. macin hic bir aninda bu mactan umudumuz var diyemedik.

    belhanda'ya gelirsek; evet, hatalidir, zor durumdaki takimi sacma sapan bir hareketle 10 kisi ve caresiz birakmistir. her ne kadar bu isi biraz dengesiz yapiyor ve takimi cezalandiriyor olsa da belhanda gibi maglubiyete sinirlenen ve tepki veren oyunculara ihtiyacimiz var. yoksa geri dustugumuz ya da iyi gitmeyen her macta dagilmaya devam edecegiz. maalesef gecen seneden beri en buyuk sorunumuz, deplasman probleminin kok nedeni de bu diye dusunuyorum.

    melo mesela bunu cok profesyonelce yapardi. hem takim maca motive olur, hem rakip zivanadan cikar, hem de kendi kart gormezdi. bu tip bir zirve performans bekleyemesek de en azindan maglupken sahada isyan eden bir hasan sas, bir kaptan bulent gormek istiyor insan.
  • 377
    yeniliriz yahut yeneriz önemli deül de bana en çok koyan trabzon'un doğru düzgün top oynamadan bizi 4'lemesi. 17-18 ve 18-19 sezonundaki mağlubiyetlere bakınca, 18-19 sezonunda yalnızca bu maç, takımda neredeyse hiç top oynama isteği yoktu ve berbat bir şekilde oynadık. buna karşın rakipler çoğu zaman hiçbir şey oynamadan bizi rahatça yendiler.

    en çok zoruma giden bu işte. karşı taraf hiçbir şey oynamadan bizi rahatlıkla yenebiliyor. bu çok ama çok kötü bir durum. umarım düzelir bir gün.
  • 378
    bu maç benim için, biraz dönüm noktası oldu. sosyal medya kullanan bir insan değilim, kendimi hiç öyle şeylere kaptırmadım. evliyim, mutluyum. işimi de iyi yaptığına inanan bir mühendisim. işim de kısmen galatasaray ile ilgili, bu yüzden benim de kulağıma yönetim ve içeride olan olaylar hakkında çok su kaçıyor.

    lakin hayattaki tek zaafım galatasarayımız. takip etmeden, her şeyden haberdar olmadan duramadığımdan, bir twitter hesabı açtım. tabii ki galatasaray ağırlıklı, bir de finans takip ediyorum. bu maçtan sonra tamamen tüm galatasaray ile ilgili takip ettiklerimi bıraktım. gerek transfer dönemindeki gerginlikler, yalan ve takipçi arttırmak için duyumculuk kasan tipler, gerekse de kötü oynanan bir maçtan sonra ortalığı yangına çeviren o "fenomenlerimiz" yüzünden gereksiz gerildiğimi fark ettim. aktif olarak galasarayımız için burayı takip etmeye devam ediyorum.

    lakin bu platformun da geleceği çok parlak durmuyor gibi. hayırlısı..
  • 380
    maçın 2. yarısında rodallega'nın emre akbaba'nın ayağına basması, maçın 30. dakikasında belhanda'nın yaptığı ve akabinde kırmızı kart gördüğü pozisyondan çok mu farklıydı ki belhanda direkt atılırken, rodallega için var'a bile gidilmedi sn. çok bilmiş adalet seviciler. yoksa o gece yatağına ağlayarak giden galatasaray'lı çocuklar sizin çocuklardan daha mı değersizdi?
  • 381
    fatih terim'in bir hafta önceki farklı galip gelinen alanyaspor maçını* bence doğru okuyamaması ile zora soktuğu ve hezimetle döndüğü maçtır. (bkz: 27 ağustos 2018 galatasaray alanyaspor maçı/#3041871)

    bir önceki maçta* oyun içersinde doğal olarak kurulan ve takımın organik olarak meylettiği formasyon 4-3-3 değil, 4-3-3-0 formasyonu idi. ancak trabzonspor deplasmanına eren ve sinan'la çıkılmış ve klasik santraforlu oyun beklentisiyle olmayacak duaya amin denmiştir.

    kısaca tekrar etmek gerekirse; trabzonspor maçına çıkardığı kadro ve oynatmaya çalıştığı oyun üzerinden çıkarsama yaparak, fatih terim'in bir önceki hafta oynanan alanyaspor maçı ile ilgili olarak doğru yorumlamadığını düşündüğüm iki nokta var:

    - galatasaray o maçta çok kötü ve etkisiz başladı ancak maçta her şey galatasaray lehine gelişti. ancak fatih terim skordan dolayı oyundan memnun olacak ki deplasmanda aynı oyun başlangıcını tekrar denedi.
    - alanyaspor maçında 2-0 ile 6-0 arasında galatasaray takımının doğal hali 4-3-3 değil 4-3-3-0 idi. eren orta sahaya eklemlenmişti. trabzonspor maçında ise eren 4-3-3'ün direk santraforu olarak kullanıldı.

    ayrıca; belhanda'nın aldığı kırmızı kart ile fatih terim'i gelecek eleştirilerden kurtardığı bir maç olmuştur. bu kırmızı kart sezonun* gidişatınının resmen değiştiği andır. artık 4-3-3-0 terim istese bile imkansız olmuştur. o zamanki santraforsuz oyunun en iyi tamamlayıcı kişisi belhanda olabilirdi. bu kart ile bu role aday olmadığını göstermişti. fatih terim'in de artık eren ile klasik santraforlu oyunu denemeye devam etmesinin önü açıldı.

    her anlamıyla hayal kırıklığı bir maç olmuştu.
App Store'dan indirin Google Play'den alın