beni kalecilikle barıştıran adam. kesin ve net. 80'lerin başında, galatasaray'ın kalesinde dev gibi bir
eser özaltındere vardı ve benim idolümdü. (bir de avusturyalı
koncilia vardı ki ilk göz ağrısdır). ancak daha sonra meydan haydar'a kaldı bazı olup bittilerle.
şenol güneş olacak değildik ya haliyle.
real madrid'in efsane kalecilerinden
agustin ile avuttuk kendimizi bir müddet, bir de
toni schumacher vardı tabi ama 1
982 dünya kupasında fransız
battiston'a uçan tekme attığı için gözümde değeri sıfırdı. derken avrupa şampiyonasında yıldız olması beklenirken kova çıktı diye avrupa devlerinin peşini bıraktığı bir yugoslav düştü
ali sami yen'e .
zoran simoviç. ilk başta avrupa şampiyonasında rezil rüsva olan bu uzun suratlı abiye biraz mesafeli durdum. bir de havalıydı türkiye'ye ilk geldiğinde, kendisine ilk golü atacak futbolcuya saat falan hediye edeceğini söylemiş, ligin ilk maçında da zannediyorum
denizli'de yemişti ilk golünü. göz ucu ile izlerken 3-1 kazandığımız bir
beşiktaş maçı sonrası sırtıma "simoviç" adını yazdım. daha maçın başında 1-0 geriye düşmüştük ve ismail demiriz sakatlanıp çıkmıştı.
kovaçeviçli,
şekerbegoviçli beşiktaş saldırıyor, simoviç o köşeden bu köşeye yetişip akılalmaz toplar çıkarıyordu. simoviç'in bu gazına
erdal keser de uydu, 2 tane salladı.ikinci yarının başında "
ibraamcık" da bir tane atınca tamam oldu. son yarım saat beşiktaş forvetleriyle simoviç'in arasında geçti. benim için artık efsane doğmuştu :
zoran simoviç.