(bkz:
#403513)
ihtiyacı karşılayan oyuncular, daha yetenekli meslektaşlarından büyük etkiler yapabiliyorlar. yunus, bunun bir örneğini yaşattı bize.
geçen sezonun ikinci yarısı ile girdiğimiz türbülansın iki temel sebebi vardı.
birincisi ligin kalitesizliğine aldanarak düşük tempoda kazanmaya alışmamız ve boey’u ayrılığı ve davinson’un sakatlığıyla düşen fiziksel kalitemiz.
diğeri de hücum sahasında hatlar arasında kendini gösteren hareketli ve dar alanda etkili oyuncularımızın form düşüklüğü ya da takımdan ayrılması nedeniyle oyun hızımızın düşmesi. oliveira’nın düşen formu ve kerem demirbay’ın sürekli oynadığında düşen temposu, ön hatta mertens dışında oynayan barış’ın çizgiye basmak ya da savunma arkasında top olmak istemesi, ziyech’in verimsiz bölgede statik şekilde top istemesi bu görüntünün oluşmasına neden oldu.
sara’nın dikine oynama isteği, top ayağından çıktıktan sonra tıpkı oliveira’nın ilk sezonunda yaptığı ceza sahası koşuları, barış’ın ve bats-osimhen ikisinin hareketliliği yunus akgün’e, rakip orta saha ve savunma arasında dar bir cep açıyor. hem de sara, mertens, kaan gibi güvenilir opsiyonların yanı sıra barış ve bats-osimhen’in koşuları gibi kreatif seçenekler de aktif oluyor.
yunus, kerem’le birlikte oynadığında ise kerem’in de merkeze yaklaşması nedeniyle oyun sıkışıyordu. kerem, barış’la oynadığında ise gerek dar alan becerileri, gerek al ver yaparak topun bizde kalmasını sağlaması gibi yetenekleri bize sorun çıkarıyordu. tabela yapıyordu ama genel oyun verimliğimiz ve geri koşma adetlerimiz artıyordu.
yunus’un önünde önemli bir şans oluşmuş görünüyor. üstelik, zaman zaman fizik gücü daha da yükseltmek için sallai denkleme dahil olduğunda 38’lik mertens’in kenarda oturduğu yunus’lu 11’lerde görebiliriz. hadi oğlum vakit geldi sahne senin.