ruh.
çaylak girisi yazıyor olmasaydım, bu giriyi böylece bırakabilirdim. bazı oyuncular sahayı zehirlerler. ya fazla fizikseldirler ya da fazla ruh. bir tek damlaları; yarattıkları bir nüans, sahada mide bulandır, histeri yaratır ya da ruhsal boşalmalar getirir. abarttım. belhanda'nın bu kadar olmadığı, fakat tam olarak ne kadar olduğu anlaşılsın diye.
bir
sergio ramos, fiziğiyle sahanın tonlamasını belirler ve bu, maç boyu sürer. bir
dennis bergkamp, eski bir hristiyan azizi gibi konuşur futbol topuyla ve sahanın geriye kalanı ona iman ederdi. bir
emre çolak, pasif ruhsallığının sahnesi olarak kullanır sahayı. bir belhanda ise aktif ruhsallığının dekoru olarak kullanır aynı sahayı. sahne bile değildir onun için futbol sahası. başka bir uzayda yaşar efendi. yönetmesi oldukça zor, a.k.a. "maraz" belhanda. fatih terim, buna rağmen ondan alınabilecek pek çok şeyi aldı diye düşünüyorum ben. takım için daha fazlasını yapmasını beklemek, belhanda'nın yaşadığı uzayın dışından konuşmak olurdu.
geleceğin futbol takımlarının, birer pedagoji merkezleri olacağını öngörüyorum.