resim
Younès Belhanda
Takım:Al-Shamal SC
Mevki:On Numara
Yaş:34
Boy:1.75
Uyruk:Fas
  • 5176
    2 kasım 2018 galatasaray fenerbahçe maçında skoru 2-2 ye getiren bir futbolcu nasil oluyor da macin en iyisi olmayi hakediyor anlamiyorum.

    herkesin gorusune saygim var, sonsuz. kabul ediyorum.

    hakem hatasinin bu maci bu hale getirdigini de biliyorum.

    2. golde yerde onune cilingir sofrasi kurulmus gibi poz veren bir oyuncu, nasil oluyor macin en iyisi oluyor.

    diger oyuncularin performansinin da kotu oldugunu biliyorum.

    ama nasil oluyor bu mac da bile macin en iyisi kivamina geliyor, bunu gercekten anlamiyorum. anlayamiyorum.

    hele donk' a laubali top kaptiriliyor denen yerde, belhanda'nin kaptirdigi toplar ve laubaliliginden nasil bahsedilmeden geciliyor bunu da anlamiyorum.

    ne donk'u savunuyorum, ne digerlerini, konumuz belhanda ise bu konulari anlayamiyorum.
  • 5178
    * yediğimiz ikinci golde yaptiğindan sonra ağziyla kuş tutsa fayda etmez ki zaten o da herhangi bir çaba sarf etmeyecek kadar gamsiz.

    kendisi sürekli sneijder ile karşilaştirildiği için yaziyorum. 18 ekim 2014 galatasaray fenerbahçe maçi berabere bitmek üzere olan bir maç. sneijder şapkadan tavşan çikartircasina 3 puanla tamamlamamizi sağliyor. hirsiyla vazgeçmeyişiyle.

    2 kasim 2018 galatasaray fenerbahçe maçi kazanacak durumda olduğumuz maçi adam * hakeme trip atacak diye beraberlik ile bitiriyoruz. tamam hakem hatali da yapilir mi bu ya. düşündükçe deliye dönüyorum. adam taci kullandi topu düzeltti önünden yürüyerek geçti ama sen oturuyorsun hala.

    yazik günah be..
  • 5179
    maçın* iyilerinden olarak bahseden arkadaşları gördükçe beynime kan gitmiyor.

    yahu birader, rakip takımın kansızlığını ve hakem triosunun namussuzluğunu geçip iç muhasebemizi yapalım önce. taç senden çıkmış ya da çıkmamış, neden yer sofrasında oturur gibi oturmuş bekliyorsun be gamsız insan evladı? o dakika ayağa kalksan, sinirlenip pozisyonu takip etsen o gol olmayacaktı ve şuan herkesin ruh hali çok daha farklı olacaktı.

    son olarak younes belhanda ile wesley sneijder in karşılaştırılması ne akıla hizmet yapılır, bunu da anlamış değilim. herşeyden önce bu karşılaştırmayı yapmak sneijder'in cv sine yazıktır, günahtır.
  • 5181
    şutundan eleştirin, agresifliğinden eleştirin ama hücum oyuncusu defansın sağ tarafında yerden kayarak müdahale yaptıktan sonra geç kalktı diye eleştirmeyin. ya da şöyle eleştirin, orada sağ bek, sağ açık, 2 tane orta saha ne yapıyordu deyin, sonra belhanda'ya gelin. takım o kadar kötü ki, ozan hariç herkes eleştirilebilir. bunlardan en az 7'si belhanda'dan kötü ama en çok bu adama sövülüyor. takımdan gitse tek hücum opsiyonu uzun top atmak olacak takımda ölse de kurtulsak denecek kadar nefret etmek gerçekten garip.
  • 5183
    yazmayayım yazmayayım diyorum ama aynı renklere gönül verdiğim belki yan yana gırtlak patlattığım adamların at gözlüğü takıp yazmalarından utanıyorum.

    başlığından belalar eksik olmayan futbolcu. bir de bitmeyen "gamsız" muhabbeti. ben artık bunları yazanların türkiye'ye yerleşmiş suriyeli falan olduğunu düşünüyorum. kelimelerin anlamlarını bilmeden cümleler kuruluyor. bir kısım arkadaş buradan defalarca anlattı, dm den benim şahsen anlattıklarım da oldu ancak işte en kral genellemeyi mecburen yapıyoruz, bizim taraftar futbol cahili, aslında her takımın taraftar profili bu diyebiliriz. eskiden sözlüğe yazanlarda bir fark oluyordu malum internet erişiminin herkeste olmaması,pahalı olması,donanım gerektirmesi vs gibi sebeplerle... ancak son tahlilde artık burası da gayet genelleme mekanına dönüştü. bu fokus grubumuz da 50. dakikada "oley" çeken gruba fazlasıyla dahil. bundan kelli istirhamım şudur ki, savunmayın abicim şu adamı çünkü savunulmaya ihtiyacı yok.
  • 5185
    buraya defalarca aynı şeyleri yazmaya gerek yok.
    kendisi fenerbahçe maçında hatrick yapsa bile ertesi maç arap olduğu için yine linç yiyecekti bazı kinciler tarafından. kendi futbolcusunun fenerbahçelilerden dayak yemesine gönlü razı olan ve ortamlarda biz galatasaraylıyız diyen akıl zenginlerine sesleniyorum, siz cidden galatasaraylı mısınız?

    2 kasım 2018 galatasaray fenerbahçe maçında yediğimiz 2. golde yerden kalkmamasını haftalarca eleştirebilirsiniz ama bu adamın maçta genel olarak kötü oynadığını iddia eden net olarak kördür. takımda götünü yırtan başka bir oyuncu var mıydı bu maçta? hayır benim anlamadığım takımda belhanda’nın %10’u kadar bile oynamayan ve mücadele etmeyen oyunculara kimse iki kelam etmezken bu adama en ufak bir şeyde saldırıyorsunuz.

    daha iyisi gelene kadar bu adam takımın vazgeçilmez ismi olacak bölgesinde başka bir oyuncu olmadığı için. gidene kadar da galatasaray’ın menfaati gereği kendisini destekleyeceğim.
  • 5188
    montpellier 'deki performasından sonra 10 milyon euro gibi iyi bir bonservisle dinamo kiev' e transfer oldu, burada bir türlü istenileni veremedi, 88 maçta 11 gol 16 asist.
    dinamo kiev yıllık ücretinden tasarruf etmek için, belhanda'yı kiraya vermeye başladı
    bir oyuncu yıllık ücretinden tasarruf etmek için kiraya verilmeye başlandıysa onu piyasa değerinin çok altında alabilirsin.
    hele kiraya verildiği schalke 04' de 17 maçta 2 gol 1 asist, nice' de 36 maçta 3 gol 7 asistlik berbat performasıyla, çok daha ucuza kapatılacak bir futbolcuyken bizim dursun bakkal 8,75 milyon euro gibi bir para verince lucien favre bile hayret etti. ki favre için belhanda ucuza alınacak bir alternatifti.

    belhanda bu muhteşem transfer hamlesiyle takıma kazandırılınca, gözden çıkarılmış taraftarın sevgilisi sneijder'in 10 numarası buna verildi, sneijder'in rızası olmadan hem de sneijder hala takımın futbolcusuyken.
    futbolcu da o formayı hiç sesini çıkarmadan kabul ederek bu ahlaksızlığa ortak oldu. taraftar da haklı olarak belhanda sen kimsin lan sneijder'in formasını alıyorsun diye ilk tepkisini gösterdi. sneijder geldiğinde formayı melo'dan kendi isteğiyle almıştı ve melo'ya teşekkür etmişti. bu çakal hiç bir şey söylemedi.

    belhanda iyi futbolcu veya kötü futbolcu olabilir ama belhanda'nın o gün yaptığı dostlukla, arkadaşlıkla örtüşmez, takım ruhu'na aykırıdır. en önemli maçlarda kırmızı görmesi, laubali hareketleri, porto maçı sonrası arkadaşları üzüntüden kahrolurken şu görüntüyü vermesi https://www.aksam.com.tr/...haber-780057bile daha o gün takım arkadaşını satmasından belliydi.

    o yüzden belhanda'ya ne kininiz varmış arkadaş diye başlayan cümlelere girmeyin, takımı satan, laubaliliğine her gün yenisini ekleyen bir adama ne yapacaktı taraftar? 2 kasım 2018 galatasaray fenerbahçe maçının en iyisiymiş! yermeyecekmişiz, taç atışında arkadaşların topa müdahale etmeye çalışırken yere yatıp pis pis gülmeyeceksin, maç sonunda olayların başlamasına sebep olan adamlardan biri olmayacaksın. her gördüğün kırmızıdan sonra laubali laubali sırıtmayacaksın ki taraftar da seni her maç sonunda yermesin.

    ligde 47 maçta sadece 3 takla atmış adamdan bahsediyoruz. 13' de asisti var, nerdeyse 4 maçta 1 asist bir 3 numara için çok iyi istatistikler olurdu, belhanda'nın kaç numara olduğunu henüz anlayamadığım için yazamıyorum.
  • 5192
    hem uyuz olduğum hem sevdiğim oyuncu. bana göre hem yetenekli hemde gayet iyi top oynuyor. ama öyle paralara ve öyle şartlarla geldi ki (sneijder sonrası) haliyle aşırı extreme beklentiler oluştu. oysa sneijder yerine gelen oyuncu değilde sadece ''oyuncu'' gözüyle bakınca beğenileceği baya maç olur. üstelik ben gamsız ruhsuz olduğunuda düşünmüyorum. adam pek çok maçta mücadele ediyor tekmeye kafa sokuyor çok gördük bunu. it gibide koşuyor afedersiniz. ama işte bazen öyle olmayacak ve sorumsuz hareketler yapıyor ki sevenini bile delirtiyor. ne diyeyim nice taklalara.
  • 5193
    sene 2002;

    1.60 boy, 80 kilo, kısa boylu, tıknaz, sivilceli, özgüvensiz bir çocuktum. o zamanlar 15 yaşında kızlara hiçbir şekilde yaklaşamayan, yaklaştığında red cevabı alan bir çocuktum. birgün arkadaşların arasına katılmak ve konsere gitmek istedim. konser salonunun kapısında iri yarı bir bodyguard vardı. 100 metreyi aşan sırada herkesi itip kakıp ön sıralardan cebine para sıkıştıranı ya da tanıdığı serseri aradaşları önden kaynak yoluyla içeri alıyordu. en sonunda dayanamadım ve şu sözleri söyledim "biz sıra bekliyoruz". dememe kalmadan bu iri yarı arkadaş "kim dedi onu" diyerek üzerime yürüdü ve arkadaşlarmın arasında suratıma sağlam bir tokat atıp tekmeleyerek beni sıranın dışına itti. 30 yıllık hayatımda yaşadığım en küçük düşürücü an bu andı.

    liseye başlamış olduğum bu yıl artık bazı şeyleri değiştirmenin zamanı geldi dedim kendi kendime. artık genlerdenmi yoksa dışarıdan bir güçmü bana yardım ediyordu bilmiyorum ancak boyum 1 yılda 20 cm uzamıştı. 1 yaz önce beni görenler gözlerine inanamıyorlardı. derken yıldız basketbol takımına girdim, hem fiziksel, hem görsel olarak yukarı tırmanmaya başlamıştım. derken okul takımına girdim ve çıktığım her maçta benimle tanışmak isteyen ve arkadaş olmak isteyenlerle karşılaştım.

    lise döneminde itlikten çakallıktan çok kendimi geliştirmeye ve toplum içerisinde takdir edilecek bir insan olmak için elimden geleni yaptım. basketbolda 1 e 1 yenemeyeceğim, kavga etsem indiremeyeceğim, sosyal anlamda elde edemeyeceğim çok az insan kalmıştı.

    ama;

    bana 15 yaşımda atılmış olan o tokadı hiç unutmadım. daima kinim diri, nefretim tazeydi. artık karşılık veremeyeceğim bir tokat ya da indiremeyeceğim bir serseri yoktu. yıllarca bana bu tokadı atanla karşılaşmak istedim, her konser öncesi o mekana gidip o adamı aradım. mahallesine kadar gidip onu bulmak istedim. sonuç olarak yıllar geçti ve liseden mezun oldum. liseyi bitirdiğimde dünyanın öbür ucuna gittim. üniversite eğitimine yurtdışında başladım. bir taraftan çalışıyor bir taraftan okuyor bir taraftan hayatı öğreniyordum. her geçen gün hayatla alakalı yeni şeyler öğreniyordum. tam 1 sene yurtdışında yaşadıktan sonra ülkeme geri döndüm. artık kendi maddi birikimi olan, üniversite öğrencisi, boyu 1.90 ı geçmiş, özgüveni tavan yapmış bir insan olarak toplumun içindeyim. arkadaşlarımla beşiktaşta bir bowling salonunda buluştuk. geçmiş yıllarda akılda kalan anıları konuşurken tam karşımdaki bilardo masasına dayanmış tanıdık bir yüz gözüme çarptı. biraz daha yakınlaşıp baktığımda yıllardır beklediğim anı hiç beklemediğim bir anda yakalamıştım. o bilardo masasına dayanan kişi 4 sene önce suratıma tokadı yapıştıran iri yarı arkadaştan başkası değildi. kavgaya hazırdım. arkadaşlarım yanıma geldiğinde bana kavgada destek olmamalarını, biri kavgayı ayırmaya çalışırsa ayırmaya çalışanları engellemelerini istedim. hızlıca bilardo masasının karşısına geçtim. ellerimi masaya koyarak beni hatırladınmı dedim. bu adam artık kaç kişinin bedduasını aldıysa tir tir titremeye başladı. eski halinden çok farklıydı. yanına doğru ilerlediğimde ilahi adaletin bazen ne kadar acımasız olduğunu gördüm. adamın dizlerinden altının olmadığını ve bir sehpanın üzerinde masaya dayanarak durduğunu gördüm. acıdım, gözlerim doldu. ve hiçbirşey yapmadan arkadaşlarımla mekandan ayrıldım.

    bak kardeşim belhanda. ben kendi hayatımda yaşadıklarımı insanlara hayat dersi olarak anlatırım. 30 seneye çok şey sığdırdım. 30 senedir bana kim kötülük yaptıysa bir şekilde karşılığını buldu. bana atılan tokadın karşılığını ilahi adalet verdi. ama sen adaletini kendin yaratacaksın. çıkacaksın o tokadın nasıl bir futbolcuya atıldığını göstereceksin. aldığın paranın hakkını vereceksin. bu ülkede insanlar işten kovuluyor hemde hiç tazminat bile almadan. yinede cebindeki son parayla senin yüklü maaşını ödeyen klübün mağazasından ürün alıyor destek olmak için. senin görevin hem yediğin tokadın hesabını sormak hem de bu insanların hakkını yüzlerini güldürerek, sevinçten ayağa kaldırarak vermen lazım. gerekirse evinin bahçesinde saatlerce top sürmen lazım. aldığının karşılığını eğer bu taraftara vermezsen bizlerin hakkı sana helal değildir. ibadetin 10 da 9 u çalışmaktır. eğer ki yaradana inancın varsa ayağa kalk.
  • 5195
    ben sneijder sevdalısı, hayranı, bağımlısı biri olarak bizde olduğu bu süre boyunca kendisini bir türlü sevememiş ve ısınamamıştım. sneijder sevgimden bağımsız değerlendirdiğimde de futbolunu, pas tercihlerini, çevre kontrolünü, şut tehditini vs. beğenmemiştim. ulan ilk ama ilk kez oynadığımız son maçta * kendisini beğenmiştim. taa ki ilgili maçta yediğimiz 2. goldeki tavırlarına kadar. yapma be yunus kalk ayağı itiraz ede ede en azından adamına gölge pres uygula sadece alanını kapat orada dur ya. bir dikkatsizlik tüm performansını bitirdi malesef. (tekrar söylüyorum futbol olarak kendisini beğendiğim ilk ve tek maçtı)

    umarım bu akşam schalke maçında da en azından toplu oyunda fenerbahçe maçı gibi oynar. ayağına bileğine kuvvet, bol şans.
App Store'dan indirin Google Play'den alın