• 276
    şu son 3 şampiyonluğun en önemli unsurlarından biridir. bunu unutmamak, buna göre politikalar geliştirmek çok önemli. günay, abdülkerim, kaan, berkan, kerem, barış, yunus... son olarak da eren. bu adamların hepsinin en az 1, çoğunlukla 3 şampiyonlukta da önemli payları var.

    3 yıldır galatasaray kadrosunun fark yaratmasındaki en önemli nedenlerden birisi yerli futbolcu kalitesi. tabii ki burada okan hocanın dokunuşları, takımdaki yabancılarla birlikte yükselme gibi durumlar var ancak bir şekilde senin elinde güvendiğin, seni hiç yolda bırakmayan yerli isimlerin var. fenerbahçe'de veya beşiktaş'ta bu sayı 1 bile değil belki de. en son ferdi falandı fenerbahçelilerin rahat rahat 11'e yazdığı yerli. beşiktaş'ın zaten kadrosu çorba olmuş.

    dünyanın her yerinde yerli futbolcu önemlidir, bizim gibi dış etkenin çok olduğu bir ligde ekstra önemli. 6/10'luk yerli bir futbolcu, 6/10'luk bir yabancı futbolcudan çok daha fazla şey katıyor sana bu ülkede. bunu anlamak lazım. ligi biliyor, takımı biliyor, konjonktürü biliyor. daha fazla şeyi dert ediyor, daha fazla sahipleniyor diyeceğim de bizde öyle yabancılar var ki metin oktay gibi takılan... önerme havada kalacak.*

    hala tek tük görüyorum yerli futbolcu alerjisi, yerli futbolcuyu daha çabuk harcama psikolojisi. bu işleri bırakmamız şart. kulüp politikası olarak da her zaman sivrilen yerli futbolcuları denemeye yatkın olmalıyız. bu konuda daha dikkatli ve atılgan olmalıyız. taraftar olarak da olası yerli futbolcu transferlerine karşı önyargılı olmamalıyız. ahmet olmadı, mehmet olur. ali olmadı, veli olur. o kerem'i, barış'ı, abdülkerim'i bulman şart. 3 kere deneyeceksin, 3'ü de tutmazsa 4'ü denemekten yine de korkmayacaksın. çünkü senin gerçeğin bu. ülkenin gerçeği bu.

    ayrıca kuralları da unutmamak lazım. ülke içinde, artık daha çok ülke dışında yerli futbolcu şart arkadaşlar. özellikle de ülkede yetişmiş yerli futbolcu. üzgünüm, sürekli fransa 2. liginden futbolcu getiremeyiz. yerli futbolculara, ülkemizde yetişmiş yerli futbolculara ihtiyacımız var. o yüzden ismi geçen her yerliye ''anadolu topçusu'' yaftasıyla set çekmezsek daha hayırlı olur.
  • 277
    avrupada başarılı olmak isteniyorsa kadrodaki yoğunluğunun fazla olması gerekiyor. sadece nicelik değil nitelik olarak da.

    yılların arap sermayesiyle beslenen psg’si yerlilere dönünce başarıyla tanıştı. messi, neymar, ibrahimoviç ile yapamadıklarını başardılar. barcelona ve bayern münih gibi büyük takımlar bile son büyük başarılarını yerli ağırlıklı kadroları sayesinde gördü. ne zaman ki yerlileri yaşlandı ve yerlerini pahalı transferlerle doldurmaya çalıştılar, iki takım da gerilemeye başladı. genel olarak avrupa futboluna baktığımızda zaten yerlileri iyi olan takımlar hep bir adım önde olmuşlardır.

    buradan hareketle bizim takıma dönersek; barış alper, yunus ve abdulkerim gibi yerli oyuncular şu anda takım için olmazsa olmaz oyunculardır. şampiyonlar ligi’nde topa kafa sokacak olan futbolcular bunlardır. üçünün de satılması veya takımdan gönderilmesi teklif dahi edilmemeli.
  • 278
    aşırı derecede değerlidir. zaten yok piyasada, eldeki her yerli de çok değerli. başta barış olmak üzere yunus ve apokerim’in muadillerini bulamayız, yok yani. hal böyle olunca kendimizi sıkıştırmamızın alemi yok.

    apokerim zaten bizle, yunus bir şekilde sözleşme imzalayacak duruyor. barış alper’in mutlak ama mutlak kadroda tutulması gerekiyor. bizden aldığı maaşı avrupa’dan zaten alamaz da kendisinin ve diğer yerlilerin takımda tutulması önemli.
  • 280
    kadromuzda altyapımızdan en az 4, ülkede yetişmiş en az 4 olmak üzere bulundurulması zorunlu olan oyuncu tipidir.
    kadrondaki yerlilerden berkan, günay, yusuf yani gurbetçi dediğimiz kesim uefa kurallarında yabancı sayılıyor.
    abdülkerim gitsin, barış gitsin, yunus gitsin. ee kim olacak kadroda? sonra uefaya vs eksik kadro veriyoruz. sezonda zorlanıyoruz.
  • 283
    keşke yabancı kuralı olmasa da bunların ağız kokularını çekmesek. kaptanlık verdiğin adam bile bir nijeryalı bir arjantinli kadar olamıyor. bir tanesi altyapıdan çıkar sözleşme yenilemez, öbürü avrupa der yarım sezonda ezeli rakibe dönüş yapar. bunlarla hiç uğraşmadan kulübü aidiyetli futbolcularla donatmak lazım.

    dipnot: barış alper kardeşim hariç.
  • 284
    eksikliğini hissettiğimiz oyuncu grubu.

    eskisi kadar anadolu’dan iyi topçu çıkmıyor açıkçası. geçen seneye bakıp şu adamı kaçırmamalıyız diyeceğimiz 23 yaş altı birini hatırlamıyorum. biz de altyapıdan pek oyuncu çıkaran bir takım değiliz. bazı tercihlerimiz de yanlış olunca eksikliğini hissetmemiz normal.

    elimizde de kullanmadığımız, hatta bazılarının tanımadığı isimler bile var;

    ilhami siraçhan nas mesela. niye alındı, kim aldı belli değil. hiç şans da vermedik. geçen sezon da pek oynamadı. bundan sonra şans bulması zor. sene sonu da sözleşmesi bitiyor.

    kazımcan karataş’ı büyük umutlarla aldık ve ilk geldiğinde bizi heyecanlandıran maçlar oynadı. sonra bir sakatlandı. döndüğünde ise bütün güçleri alınmış biri gibi sahada dolaşan birine döndü. top sürmeyi, topa vurmayı bilmeyen bir oyuncuya dönüştü. 2 senelik sözleşmesi kaldı. kendisinden faydalanmamız zor.

    batuhan şen altyapımızdan çıkmış ve beklentimiz olan bir isimdi. ligde de bazı takımlarda kiralık oynadı. son 2 sezonda ise gittiği yerlerde yedek kaldı. bizde 3. kaleci bile olamayacak durumda maalesef.

    eyüp aydın ve gökdeniz gürpüz ise almanya’nın en iyi 2 takımından aldığımız isimlerdi. teknikleri, yetenekleri de üst düzey ama süre bulamıyorlar. kiralık da gitmediler hiç. sözleşmeleri de bitiyor sezon sonu. ikisi de ligimizde kariyer yapacak isimler. kaybolup gitmezler. keşke bir şekilde değerlendirebilsek ama işleri zor.

    ahmed kutucu yeni aldığımız ve çok ciddi para harcadığımız bir isim. fakat rotasyonda pek kullanmayı düşünmüyoruz. hala değerli ama oynamazsa çok rahat geriye gidecek bir fiziği var. kiralamak ya da aldığımız fiyata yakın satmak iyi olacak.

    eren aydın benim çok beğendiğim bir isim. ben olsam ahmed yerine onu kullanırdım. 3. forvet de olur, kanat rotasyonunda oynar. altyapımızdan çıkan bir isim. hazırlık maçlarında hep iyi oynadı ama süre bulamadı. kiralık gittiği yerlerde ciddi bir fark yaratamadı. bu sezon da muhtemelen yedek olarak da kullanmayacağız. artık kendi yoluna bakması gerekiyor.

    efe akman ve arda ünyay ise hocanın güvendiği isimler. onların şans bulma ihtimali var ama tabi çok da değil.

    böyle bakınca elde 7-8 oyuncu kalıyor. 14 yabancılı kadroda çok kötü diyemeyiz bu arada ama eskiden bu sayı daha fazla olurdu ve sezonun bir yerinde katkı alırdık. umarım elimizdeki potansiyelli isimlerden katkı almaya başarırız. özellikle orta saha sıkıntımız varken eyüp, gökdeniz ve efe’den alacağımız en ufak katkı elimizi rahatlatır.
  • 285
    doyumsuz ve sabırsız yeni nesil seyirci karşısında özellikle büyük takımlarda şans bulması artık maalesef çok ama çok zor olan oyuncu türü.
    millet zannediyor ki 96-2000 kadrosundaki oyuncular bir anda ultra yetenek oldular. hepsinin defoları vardı ama üstüne koya koya gittiler.
    şimdi milli takıma forvet bulamıyoruz. oysa forvet dediğin de zamanlar gelişen oyuncu tipi. siz ismi lazım degilin ilk geldigindeki hallerini görseniz kazma dersiniz mesela. veya hasan şaş'ı görseniz "bu da kendini de calimlayacak" dersiniz. bunlar hep sana verilerek, üstüne koyarak olacak şeyler.
    biz altyapının en önemli oyuncusunu hem de şampiyonluk kutlamasında yuhalamış bir guruba sahibiz şu an.
    anadolu takımları bile yerli oyunculara yeteri kadar şans vermiyor..üretmek değil tüketmek daha kolay geliyor artık.
  • 286
    metin tekin'in dediği gibi önce eğiticiyi seçmek ve eğiticiyi eğitmek lazım.

    ne altyapi kurdun ki ne bekliyorsun?
    ne egitim verdin ki ne bekliyorsun?

    efsanevi terim/şenol/denlizli neslinden sonra
    rıza/hamza/rıdvan/oguz jenerasyonunu hızlı geçip,
    aykut//bülent/aykut/sergen/okan jenerasyonundan bir tek bizimki kaldıysa,
    arda/emre/volkan/selçuk/burak jenerasyonuna bakmak lazım...
  • 287
    40 yılda bir yerli futbolcu yetiştirebiliyoruz, onlar da ilk fırsatta ayrılmaya çalışıyor. ya avrupa hayali ya arap sermayesi bizi bozuyor ister istemez. kendileri ile ilgili savunular da şu kadar kazandırdı bu kadar kazandırdı oluyor. ama önemi ve değeri getirdiği bonservisten çok daha fazla her zaman.

    örneğin arda turan galatasaray için 13m’dan daha değerliydi, ozan kabak 12,5’tan daha değerliydi, kerem 12’den, barış da 40-50’den. gelen bonservis de yeri doldurulamadığından çar çur oluyor zaten. hem plansızlık ve sistemsizlik hem de yerli ağırlığının fazlalılığı.

    ki zaten tutturduğumuz bir şeyi kaybedip sonra doldurmak zorunda da değiliz. işleyen şeyi bozmamak ilk tercih olmalı her zaman, al-sat yapmak değil en iyisi ile başarıya çabalamak. yerli futbolcu bulması zaten imkansız, yetiştirmesi de çok zor. altyapıdan ya da anadolu’dan binbir emekle biraz da şans ile denk getiriyorsun ve kullanıp onunla başarılı olmak mümkün olmuyor.
  • 288
    barış alper dahil başta yerli oyuncular olmak üzere hepsinden çok sıkıldım. biri gitmek için ağladı şimdi fenerbahçe’nin kapısında yatıyor. diğeri alt yapıdan çıktım ihanet etmem diyor 1 sene pazarlık yapıyor. barış alper’in idmana çıkmadığı söyleniyor. hadi bu yalan diyelim. tam transfer iddiaları çıkınca siyah ekran paylaşıyor. apokerim belki sorun çıkardığı için sol stopere adam akıllı biri bakılıyor.

    geriye gidersek arda turan, ozan kabak, mustafa kapı. daha da vardır. bunların hepsi şehirli veya zengin kocaya varmak isteyen köylü kadın mentalitesinde hareketler. avrupa’dan teklif geldiği gibi kaçalım kafası. arda turan ve arda güler hariç hepsi köyüne döndü sonra. arda bile başakşehir de buldu kendini satıp gittiği için. şunlarla hiç bir türk kulübü avrupa’da elit kulüp seviyesine ulaşamaz.

    elin osimhen’i, icardi’si, mertens’i kendini paralıyor ama yerli tayfa her seferinde sorun çıkartıyor.

    bu sorun sadece bizde değil tüm kulüplerde var ama bizde çok daha fazla. alıp parlattığımız her adam sonunda can sıkıyor.

    hiç birine güvenmiyorum ve inanmıyorum. profesyoneliz diyorsanız profesyonel ilgi göreceksiniz.
  • 290
    hepsi potansiyel fenerbahçe futbolcusudur. bunu bilip buna göre yaklaşmak gerekir. örneğin osimhen, icardi, muslera, torreira sizce fenerbahçe'ye giderler mi? asla ama asla gitmezler, ihtimal sıfırın bile altındadır. onyekuru bile gitmedi zamanında. ama bu yerliler öyle değil, en galatasaraylı dediğimiz yerli futbolcu bile gerek baskılarla gerek maddi olarak fenere gider imzayı atar. menajer ağları tamamen fenerbahçe'nin kontrolünde ilerliyor. galatasaray'dan yerli futbolcular önce yurt dışına kaçırılıyor, sonra fenere getiriliyor. gerçekten çok can sıkıcı bir durum.
  • 295
    takıma ve oyuna kattıkları değer her daim şampiyonu belirlemiştir. yıllardır şampiyon olamayan fenerbahçe'nin de en büyük sorunu bu aslında. bir tek ferdi, tek sezonluk ismail ve tek sezonluk irfan can. sadece o kadar. az kalsın şampiyon oluyorlardı. galatasaray yerli futbolcu departmanında şüphesiz en iyi kulüptü. kerem ihanet edip kaçtı, sıra barış'a geldi, o da ihanet maalesef. ama bu yenilerini bulmamız gerektiğini gösteriyor aynı zamanda. bir sirkülasyon gerekiyor, çünkü bunlar zamanla kaşarlanıyor. selçuk'un hikayesi de böyle. burak tam zamanında geldi ve gitti. sneijder'in adam ettiği yasin bile kendini bir şey zannediyordu. yerli futbolcunun en büyük sıkıntısı yaşadığı kıskançlık krizleri ve değersizlik hissi. kerem efendi icardi'yi kıskanıyordu. barış geçen sezon osimhen kadar ilgi görmesi gerektiğini düşünüyordu. taraftar illa ki etikete ve kariyere bakar. tamam verdikleri katkı çok önemli, hatta şampiyonu belirliyor demiştim ama üzerlerinde durmayan starlık havasına girdikleri zaman kriz patlıyor.

    son barış olayı bize ders olsun;
    1- yeni barışlar bulmak lazım. yegane, biricik, özel muamelesi çekmek bu oyuncuların karakterini bozuyor.
    2- yeni barışlar bulmak lazım. ki transferde elimiz rahatlasın. takımda sirkülasyon olsun. hava değişimleri yaşansın ki oyuncu ve takım boğulmasın.
    3- yeni barışlar bulmak lazım ki bu kulübe geldikleri ilk andan itibaren galatasaray formasının başlangıçta değerini bilsin, canı gönülden mücadele etsin. herkes kerem, barış olmaz belki bazısı da hasan olur.
  • 296
    galatasaray'da genel olarak aidiyet, sporculuk, profesyonellik, adanmışlık anlamında yabancıların yanına bile yaklaşamayan grup.

    30 yaş sonrası vücut çöker*, 1 tl fazla veren olursa maymun gibi senelerce sanki o takımı tutuyormuş gibi kendini salak salak yapar *, saçma sapan yerli kuralı yüzünden mesleği futbolcu olduğunu bile şüpheli adamlar antrenman tesisinin çimine ferrari falan sokar. bu liste de böyle uzaaar gider. sabaha kadar yazarım da değmez.
  • 299
    takımın yıldızı olduğunda sorun çıkaran futbolcu tipi. kendini henüz kanıtlamamış olan yerli futbolcu uyumlu ve çalışkan bir profil çizerken, 'olduktan' sonra kendini takımdan ve kulüpten üstün görüp, içindeki aşağılık kompleksini gizleyemeyip kendini dünya yıldızlarıyla kıyaslayıp trip atıyor. o noktadan sonra bunu memnun etmek zor oluyor. bu yüzden yerli oyuncu tercihi yaparken daha genç ve aç isimlere gitmek lazım. karakter testi de yeterli olmuyor. en karakterli dediğimiz bile kazık atabiliyor.
  • 300
    uzun yıllardır karakter zafiyeti gösteren oyuncu grubu bunun ülkenin genel durumu ile bir ilgisi olduğunu düşünüyorum.

    3 büyük takımı dahil ederek yerli olarak son bayrak adamları kim? 2010 lu yıllardan sonra 3 büyüklerin formasını giymeye başlamış doğru düzgün bayrak adam yok uzun bir sürede olmayacak gibi çünkü insan erozyonu yaşanıyor ülkemizde.
App Store'dan indirin Google Play'den alın