bu sene çok doğru zamanda çok doğru yangını çıkarmış taraftardır.
neden suçlandıklarını, üzerlerine nefret kusulduğunu anlamıyorum.
takım sezonu erken açacak, temmuz'un ortasından başlayıp 6 tane çok önemli eleme maçı oynayacak.
geçen sezondan en çok 8 numaraya ihtiyacımız olduğu da belli, buraya çok sağlam 1-2 takviye yapılması şarttı.
haziran'da yangın yapılmadı.
temmuz'da yangın yapılmadı.
ağustos'da yangın yapılmadı.
molde maçlarını orta saha olmadan oynadık ve resmen şans yardımıyla turu geçtik.
şampiyonlar ligi'nden elenme riski alınmasına rağmen, kimse bir yangın çıkarmadı. herkes
erden timur'a güvendi. zaten kendisi de ''en iyisini almaya çalışıyoruz'' diye açıklama yaptı.
peki aylarca sesi çıkmayan, yangın yapmayan bu taraftar ne zaman yangın yaptı?
avrupa'da liste bildirilmesine
24 saat kala, lazio'nun
32 yaşındaki çöpünü alacakken.
valla bana hiç
sabırsız,
doyumsuz,
şımarık,
kötü niyetli gibi gelmedi bu yangıncı taraftar.
tam tersi, son ana kadar yönetime güvenen ve gerektiği yerde doğru reaksiyonu veren davranıştı.
kimse
erden timur'un istifa etmesini de istemiyor.
ben sözlükte 1 tane bile erden timur istifa etsin yazan görmedim. varsa da koca sözlüğün %1 kısımlık kesimidir.
matias vecino falero yangınını çıkaranları eleştirmek için onları referans alıp ''erden timur'u yemeye çalışıyorlar, ye-dir-me-yiz'' diye algı yapmak akla mantığa sığmıyor.
kişileri sevmek, güvenmek ayrı, kişilere biat etmek ayrı.
ne kadar sevsek de, ne kadar güvensek de, yanlışa yanlış demek lazım.