12626
hakkında şöyle bir video hazırlanan kıymetlimiz.
https://www.youtube.com/watch?v=3EXuMTpJDRI
evet aldığı ücret belki galatasaray'ın içinde bulunduğu şu durumda fazladır ancak sahada olduğu her an oyuna etki edebilecek performanslar göstermiştir. çok kötü oynadığı maçlarda bile araya attığı paslar ile forvet oyuncularımızı rakip kaleci ile karşı karşıya bırakmışlığı çok olmuştur. zaten eleştirilmesi de kendisinden beklentilerin yüksek olduğunun kanıtıdır.*
şunu bilelim bir kere, bir futbolcuyu göndermek basittir. ya kalan maaşını ödeyip sözleşmesini feshedersiniz* ya da başka bir takıma satarsınız. asıl mesele gidenin yerini doldurmaktır. bu yönetim müsvettesi bunu başaracak ciddiyete ve vizyona sahip mi? değil. peki sneijder giderse hücumda üretkenlik sıkıntısı çeken galatasaray'ın hali ne olur? zaten pas yapamayan orta sahamız kitlenir kalır. artık "ver topu bruma'ya koş rakip ceza alanına" sistemine döneriz. bruma omzuna takımın yükünü alabilecek tecrübede mi? hayır. bizim kanatlarımızı yücelten zaten sneijder ve podolski'nin** oyuna olan katkısı değil mi? evet.
o zaman takımda sırasıyla dokunulmazlığı elinde bulunduran 3 tane futbolcu sayabiliriz;
(bkz: fernando muslera)
(bkz: wesley sneijder)
(bkz: lukas podolski)*
oynaması şu durumda şart olanlar için de;
(bkz: armindo tue na bangna bruma)**
(bkz: garry mendes rodrigues)
(bkz: martin linnes)(u: sabri belasından kurtulmanın tek yolu kendisine sabretmek ve gelişmesini beklemek olacak sanırım )
(bkz: nigel de jong)***
futbolcuları, aldığı maaşları eleştiririz, bu bizim taraftar olarak en doğal hakkımız. ancak işe yarayanla işe yaramayanı ayırt etmek için maçları izlememiz hepimize yetmeli, öyle değil mi?
https://www.youtube.com/watch?v=3EXuMTpJDRI
evet aldığı ücret belki galatasaray'ın içinde bulunduğu şu durumda fazladır ancak sahada olduğu her an oyuna etki edebilecek performanslar göstermiştir. çok kötü oynadığı maçlarda bile araya attığı paslar ile forvet oyuncularımızı rakip kaleci ile karşı karşıya bırakmışlığı çok olmuştur. zaten eleştirilmesi de kendisinden beklentilerin yüksek olduğunun kanıtıdır.*
şunu bilelim bir kere, bir futbolcuyu göndermek basittir. ya kalan maaşını ödeyip sözleşmesini feshedersiniz* ya da başka bir takıma satarsınız. asıl mesele gidenin yerini doldurmaktır. bu yönetim müsvettesi bunu başaracak ciddiyete ve vizyona sahip mi? değil. peki sneijder giderse hücumda üretkenlik sıkıntısı çeken galatasaray'ın hali ne olur? zaten pas yapamayan orta sahamız kitlenir kalır. artık "ver topu bruma'ya koş rakip ceza alanına" sistemine döneriz. bruma omzuna takımın yükünü alabilecek tecrübede mi? hayır. bizim kanatlarımızı yücelten zaten sneijder ve podolski'nin** oyuna olan katkısı değil mi? evet.
o zaman takımda sırasıyla dokunulmazlığı elinde bulunduran 3 tane futbolcu sayabiliriz;
(bkz: fernando muslera)
(bkz: wesley sneijder)
(bkz: lukas podolski)*
oynaması şu durumda şart olanlar için de;
(bkz: armindo tue na bangna bruma)**
(bkz: garry mendes rodrigues)
(bkz: martin linnes)(u: sabri belasından kurtulmanın tek yolu kendisine sabretmek ve gelişmesini beklemek olacak sanırım )
(bkz: nigel de jong)***
futbolcuları, aldığı maaşları eleştiririz, bu bizim taraftar olarak en doğal hakkımız. ancak işe yarayanla işe yaramayanı ayırt etmek için maçları izlememiz hepimize yetmeli, öyle değil mi?