kendisinin kuzeyli olmasından dolayı yüzü biz akdeniz insanına göre soğuk olmasına rağmen, ilk geldiğinden beri de fazlasıyla rasyonel bir kişiliği vardı.
tamam bizi çok sevdi, bizden de fazlasıyla ilgi ve değer gördü ama adamın kafasının bir köşesinde hep avrupada oynama hayali ve isteği vardı.
kendisi bizimle çıktığı maçların hiçbirinde kuzey afrikalı topçuların yaptığı gibi gamsız veya isteksiz olmadı. hep savaşçıydı, mücadeleyi bırakmadı, hata yapsa da elinden geleni yapmadı, kendini sakındı dedirtmedi.
ama işte her sene sonunda yaşandığı ve bu sene de transfer olduğundaki durum gibi bir ayağı da hep dışardaydı. ne kadar seversek sevelim, o bizi ne kadar önemserse önemsesin rasyonel düşünen insanların genel özelliği bu.
adam artıları ve eksileri koyduğu anda, hedefi neydi ve ne yapmak istiyorsa hep ona öncelik tanıdı ve bugün romada.
sevgisini ve iyi niyetini de sorgulayamayız çünkü kal dediğimizde kaldı, formamızı terletti ve gider ayak sözleşmesini bile uzatarak gitti.
ha ama bize gelecek olursak, bizim gibi millete de icardi gibi adam lazım. seveceğiz, her bir ağızdan bağıracağız, onun da gözünün içi gülecek. ya da melo gibi gibi hala fener aglama storyleri attıracağız, sneijderin galatasaray diyen taraftara kayıtsız kalamayıp baktığı gibi baktıracağız.
ya da 20 yıllık fener serisini sonlandırdığımızda leminaya “twenty years finiissh, fiiiiniiiisshh fener bye bye” dedirtip eğleneceğiz.
ha bu demek değil ki nelssonu sevmedik, tabiki sevdik ama bize biraz da şu sıcak kanlılık lazım.
https://youtube.com/...?si=3I30k_4k5dhoAybt