destekleyip desteklememek bir kenara herkes kuyruğunu kıstırıp el pençe dururken berkin elvan’ın cenazesine çelenk gönderen,
twitter yasaklarının alıp başını gittiği dönemde oyuncuları ısınmaya @galatasaraysk tişörtüyle çıkaran,
yanlı hakem performansı sonrası
noblesse oblige diyerek final maçına erkek basketbol takımını çıkarmayan,
uyduruk süper final sezonunda her türlü engellemeye rağmen lig kupasını şükrü saraçoğlu’na getirten,
şike sürecinde “bu ateş üfleyerek sönmez” diyerek soruşturmanın üzerine üzerine giden,
şike skandalının sümenaltı edildiği düzene "şike hükümlüsü bir şahsın kurulları ve hakemleri baskı altına alabildiği bir düzende sporda adalet ve ahlaktan söz edilemez." diyerek baş kaldıran,
döneminde galatasaray’ın yabancı para cinsinden borçlarını “sabit kur” belirleyerek yapılandıran,
galatasaray’a döneminde
müspet ivme kazandıran,
türkiye futbol federasyonu‘na hitaben “bütün ahlaki ve evrensel spor değerlerin hükümsüz kılındığı, şikeciliğin, ırkçılığın, sokak kabadayılarının normalleştirildiği bu yeni düzende, adaletsizlik, kayırmacılık ve tff, tbf, tkf vesayre gibi tarafsız kurumlar şapkasının altında gelişen zorbalık bir orman kanunu haline gelmiş bulunuyor" diyebilen
“ bir aslanın dişlerini gördüğünüzde sakın ola size gülümsediğini zannetmeyin” alıntısıyla hatırladığımız
galatasaray‘a yakışan eski başkan.