resim
Ünal Aysal
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:83
Uyruk:Türkiye
  • 9151
    unal aysal'i cok seviyorum ve bizden apar topar ayrilmak zorunda birakilmasi da her dusundugumde icimi acitan bir hatira ancak yerli oyuncularla uzun sureli kontratlar yapmasi cok onemli bir yonetim hatasiydi.

    mba yapanlar bilir, strateji derslerinde ogretilen resource commitment denen cok onemli bir konsept vardir. buna gore eger kaynaklarinizin onemli kismini belli bir tip yatirim turune baglarsaniz ve bunu rakiplere belli ederseniz, rakipleriniz bundan aninda faydalanir. kaynaklarinizi bagladiginiz icin kurumsal esnekliginizi kaybedersiniz ve bundan firsat bulan buyuk ve kucuk rakipler sizin zaaflarinizdan maksimum faydayi elde etmeye calisir.

    unal aysal orneginde galatasaray kadro icin bir strateji belirlemeye calisirken rakiplerin etkisi altindaki federasyonun yabanci esnekligi getirmeyecegini farzedip yerli oyuncularla cok uzun sureli kontratlar yapti ve maddi kaynaklarini yerli futbolculara bagladigini butun kamuoyuna belli etmis oldu. elini bu sekilde acik edince besiktas ve bilhassa fenerbahce durumdan faydalanip federasyondaki etkisini kullanarak yabanci kuralini oldu bitti bir sekilde degistirdi ve bir anda rekabet avantaji sagladi, galatasaray da onemli bir kadro dezavantajiyla basbasa kaldi.

    rekabetci bir piyasada herhangi bir organizasyon yoneten bir kisinin dikkat edecegi belki de ilk husus elini rakibe belli etmeden hamle yapmaya ozen gostermektir. yillarin kurt yoneticisi unal aysal belki de en iyi bildigi konuda boyle bir hata yaparak bize istemeden de olsa baya maliyetli bir fatura cikardi.

    benzer hatalari ali koc'un da yapabilecegini dusunuyorum, ustune ustluk aziz yildirim da su ortamda ali koc icin bir rakip konumunda oldugundan dolayi baya ilginc gelismeler yasayabiliriz onumuzdeki bir iki sene icerisinde.
  • 9153
    gittiğinden beri basketbol takımına sponsor olma muhabbeti dönen eski başkanımız. arkadaşlar kabul edelim: ünal aysal sponsor filan olmayacak. olsaydı çoktan olurdu. kendisinin güzel hizmetleri olmuştur ama hiçbirimiz kadar galatasaraylı değildir malesef. sadece ünal aysal değil, galatasaraylı işadamlarının hiçbiri bizim kadar galatasaraylı değildir. o yüzden her hangi bir galatasaraylı işadamından sponsorluk beklememek lazım. onun yerine seçilen idareciler gereken yönetimleri göstersinler.
  • 9155
    gayet de verdigini alabilmek icin komisyon transferi yapabilecek biridir. yapmistir demiyorum ama yapmis olma ihtimali vardir, hatta yuksektir. isterse galatasaray'a verdigi borcu 13 saatte kazansin. kimi gotunden sacma otel masraflari yazarak verdigi parayi almaya calisir, kimi de menajerlere odedigi parayla.

    unutmayin, kimsenin parasi galatasaray'da kalmaz sozu bosuna degildir.
  • 9158
    sırf burada ,sosyal medyada , sağda solda konuşulmasın diye bile kulübe verdiği paraları hibe edecek kadar çok parası vardır. şurada endoğandan tarıktan falan komisyon için transfer yaptı denildiğini duysa bir taraflarıyla gülecek kadar çok nüfuzu ve parası vardır. dursun özbekle karıştırmayın bu adamı. biri yediyse bülent tulun tarzı kralcıları yemiştir.
  • 9159
    bir profesyonel olarak başladığı kariyerinde vizyonu ve birikimi sayesinde hızla yükselerek enerji sektöründe önemli kazançlar elde eden başarılı türk iş adamı.

    ilk döneminde oluşturduğu abdürrahim albayrak, ali dürüst ve fatih terim triosunu güzel bir şekilde yöneterek önlerini açmış ve taraftar desteğini arkasına almıştı.

    kadıköy'de kupa kaldırma, beşiktaş ile arena'nın kullanımını paylaşmama, şike tapelerinde adı geçen recep ankaralı'nın yöneteceği basket final maçına çıkmama gibi cesaret gerektiren fevri kararların arkasında durmuş, aziz yıldırım'a kontrolünü yitirmiş şike suçlusu zat diyerek içimizin yağlarını eritmişti.

    mevcut iktidar ile yaşadığı sorunların fatih terim olayını körüklemesi ve yabancı sınırı gibi suni engeller karşısında ise yüksek maaşlarla kontratlarını yenilediği yerli oyuncuları ligi tanımayan yabancı hocalara teslim etmesi ve akabinde 2014 şampiyonluğunun kaybedilmesi mali darboğaza giden yolu ardına kadar açtı.

    ünal aysal gibi satranç tahtasında üç hamle sonrasını görebilen bir işadamı için başarısızlığın adım adım yaklaştığı belli oluyordu. o da son hamlesini yapıp yabancı sınırı blöfünü federasyona, sermaye arttırımı blöfünü derin galatasaray'a karşı kullanarak başkanlık koltuğunu devretti. tıpkı 2006 ve 2008 şampiyonluklarında olduğu gibi takım inanılmaz bir reaksiyon gösterip şampiyonluğu kazandığında ise taraftarın bir elinde şampiyonluk kupası diğerinde ise dursun özbek, hamza hamzaoğlu ve yüksek maaşlı yetersiz bir kadro vardı.

    rüzgar gibi geçti. ünal aysalın başkanlığı işte böyle bir şeydi. arkamıza rüzgarı alarak kazandığımız şampiyonluklar ve şampiyonlar ligi maceramız ve rüzgarın bitiminde etrafa yayılan toz, duman ve dağınıklık.

    iyisiyle kötüsüyle değerlendirdiğim gibi ünal aysal bende her daim hoş bir anı olarak kalacak. benim için tek hayalkırıklığı ise; söz verip de tutmadığı basketbol takımı sponsorluğu olacak.
  • 9160
    galatasaray’ın hiç bir zaman kalıcı başarılar elde edemeyeceğini gösteren son kişidir.
    bir başarı meydana geldiğinde onu sahiplenmek için akıl almaz işler yapılıyor galatasarayda.
    2001’den sonra ilk kez müzemizde olmayan tek kupaya yaklaşmaya başlamıştık.
    eğer yönetimi ve hocayı değiştirmeseydi tam rüzgarı arkamıza almışken 4-5 sene arka arkaya şampiyonluk ve clde başarılı günler bizi bekliyordu.

    kimse yabancı sınırı vs demesin, o şekilde bile başarı elde edebilirdik.
    10 tane vasat bile olmayan bugün kovmaya çalışıp kovamadığımız kene gibi yapışan adamlar yerine 3 tane sağlam transferle bu iş planlı bir şekilde yapılabilir.

    ontivero hajrovic burdisso eray endoğan ve aklıma gelmeyen diğerleri. oynatmayacağın bu kadar adamı almak akıl işi değil.
    ünal aysal aptal mı? kendi şirketine mesela kullanmayacağı fayda sağlamayacağı bir yatırım yapar mı? yapmaz.

    galatasarayda neden yaptı? işte oradan pis kokular geliyor. kendisi için mi yaptı hayır. yapanları hepimiz biliyoruz. ama farketmemesi mümkün değil, akıllı bir insandır aysal.
    ya göz yumdu ya görmezden geldi.

    10-15 çöp diye tabir ettiğimiz adam alınacağına her sene 2 transfer yapılsa. yeterli olurdu
    ali dürüst albayrak terim göreve devam etseydi başkan da aysal. bugün galatasaray belkide o kupaya sahipti belkide kendi parasını basıyodu...
  • 9161
    tarih dersi giriş : tarihi olaylar bugünün şartları ve değerleri ile değerlendirilemez, günün şart ve değerleri ile değerlendirilir.

    çokça anlatıldı zamanımda pek yok ama yazmasam çatlarım eksiklik vs olursa sonra düzeltirim, bu rezil futbolcuların alındığı dönemde yerli dayatması vardı, ünal aysal futbol'dan pek anlamayan biri olduğundan fatih terim'in de ayrılmasıyla birlikte saçmalama dönemine girmiş ve türk pasaportlu kim varsa saldırmıştı ya da bu şekilde yapılmasına ses etmedi vs. hadi biz büyük resmi göremeyenlerden, oyunun ne kadar büyük olduğunu kestiremeyen, bilmediği çok şey olan normal vatandaşlar olalım,

    şimdi çıkıp bu oyunculara niye bu kadar para veriliyor demek kolay, genç oyuncu alıyorsun bonservisine 4.5 milyon vermişsin (tarık çamdal gereksizi) bu adama 3 yıllık sözleşme imzalatmak salaklık olur bir kere 4.5 milyon verdiğin adam 3 sene sonra serbest... genç oyuncu alıyorsun (adili gereksizi) ya tutarsa diye, potansiyeli var diye her neyse ilk seneler oynayamacağını biliyorsun 3 sene sözleşme yaptın herif 2. yıl anca kadroya girer 3. sene patlarsa bu sefer niye 3 sene sözleşme yaptın olacak... gidin bakın real, city, barca'ya genç oyuncularla kaç senelik imzalıyor en yakınınızda enes ile kaç yıllık imzaladı man city ? ha birde sözleşme şartları ağırmış, yahu türkiye'ye futbolcular fazla para haricinde niye gelsin? hangi hayal dünyasında yaşıyorsunuz, şimdi bu oyuncuların çöp olduğunu deneyimleyip konuşmak kolay ama bunlar yatırım olarak alındı ya da yabancı dayatması nedeniyle şişmiş bir piyasadan alındı.

    hele ki elinizde belge yokken ki varsa paylaşmıyorsanız ayrı hikaye, birilerini açıkça komisyon almakla itham etmek şık değil (sözlük gergin bir dönemden geçtiği için kelimeleri seçerek kullanıyorum yoksa bu kısım için cuk oturacak başka kelimeler var) hele ki kişisel serveti 300 milyon dolar olan bir adamı kıçı kırık futbolculardan gelecek komisyona göz dikmiş olmakla itham etmek elde çok ciddi belgeler yoksa saçmalıktan öteye geçmez, ünal aysal başkan olmadan zaten zengindi.

    dünyanın hiç bir yerinde bu kadar kolay bok atılamıyor kimseye bilgin belgen varsa çıkyorsun çata çat suratına vuruyorsun al aşağı ediyorsun, uyduruyorsan karşı taraf attığın iftiraları sana yutturuyor kaba etinde ki son bez parçasına kadar alıyor, çünkü dedikodu bilgi değildir fikir özgürlüğü falan hiç değildir.

    yok efendim yaptığı anlaşmalar uzunmuş, kimin yaptığı anlaşmalar uzun değildi o dönemlerde ? kim maliyetsiz transfer yapıyor? beşiktaş 2017, yılında mitroviçi toplamda 8.2 milyon euro bonservis + garanti ücret 4000 euro puan başı prim ile aldı, fb'nin robin van persie ve milos krasic'in kazığı 30 milyon euro'nun üzeri nerede bu adamlar ve ne katkı verdiler? ama bizim ortamlarda bile tarık, ontivero ve adili kadar konuşulmuyor sanırsın bir tek ünal aysal yönetimi kötü transfer yapıyordu, sneijder'i terim ve hasan şaş'a rağmen kim getirdi? drogba' yı kim getirdi, elmander, riera, ebue, selçuk, ceyhun, muslera kim getirdi? sürekli 3-5 futbolcu üzerinden ünal aysal kötü transfer yaptı, serv imzaladı blabla muhabbeti baydı artık.

    kendisini ve duruşunu beğenirim ama yaptığı hataları ve egosuna yenilip silip süpüreceğimiz yıllardan gerisin geri gitmemizin fitilini ateşleyen kişi olduğunu unutmam, diğer taraftan transferlerde bin bir saçmalık dönüyor komisyonlar hava da uçuşuyor dönen dolaplara akıl sır erdiremiyoruz hepsine kabul ama direk isim vererek ispat edemeyeceğiniz şeyleri yazmayın derim.
  • 9162
    keşke yüksek maliyetli drogba, sneijder, melo, muslera, telles, bruma, ujfaluisi, riera gibi oyuncular yerine düşük maliyetli barış özbek, mustafa sarp, çağlar birinci, mehmet batdal, serdar özkan, insua, pino, stancu, zapata gibi oyuncuları getirseydi.

    belki başarımız olmazdı ama borcumuz da daha az olurdu...

    (bkz: her branşta fenerbahçe'yi yeniyor olmak)

    (bkz: psikolojik üstünlük)

    (bkz: sahasında kupa kaldırdığımın çocukları)

    gibi başlıklarımız olmazdı belki ama adnan polat'ın ağzından kankası hakkında sevgi sözcükleriyle donatabilirdik sözlüğümüzü. şike sürecinde sonuna kadar yanında olup, arkasında durabilirdik ezeli rakibimizin...
  • 9163
    vizyonuyla, ilk yılındaki transferleriyle, kulübümüzün haklarını savunmasıyla ve şubelerde fatih terim, ergin ataman ve ekrem memnun ile çalışmasıyla başkanlık dönemine çok doğru hamlelerle başlamıştı; ancak kulübümüzün yaşayan efsanelerinden olan fatih hocanın işine son vermesi en büyük hatasıydı. üstelik üst üste 2 şampiyonluk yaşamışken bunu yapması kabul edilemez. fatih hocamızın ayrılmasından sonraki hoca tercihleri, yapılan çok sayıda yanlış transferler ve hesapsız harcamanın dezavantajlarını hala yaşıyoruz.
  • 9165
    kendisi fatih hoca ile yaşadığı olay dışında iyi bir başkanlık sergilemiştir. özellikle 2014 mayıs ayında yaptıkları %77'si dolar %23'ü türk lirası olan borcumuzu yeniden yapılandırarak tam tersi konuma getirmiştir.
    eğer bu işlem yapılmasaydı mayıs 2014'te 2 tl olan doların bugün 4.50 civarın gelmesi nedeniyle borçlarımız 2 katından daha fazla artar ve aynı beşiktaş gibi teknik olarak iflas edebilirdik.
  • 9166
    arkadaşlar şu an basketbol şubesini geçtim, kürek takımına bile sponsor olamaz.

    tıpkı ülker, tıpkı doğuş gibi onun şirketleri de bankalara olan yükümlülüklerini yerine getirememekte ve acil yapılandırma talep etmekte.

    şahsi serveti 2-3 milyar eur vardır muhtemelen ama şirketleri borçlarını ödeyemiyor. bu durumda bankalarla yapacağı yapılandırmadan sonra dışarıya 1 kuruş bile para harcayabileceğini sanmıyorum .
  • 9168
    biraz uzun olacak, özür dilerim.

    09.01.18 stadyum özel programı

    isimlerin hiçbir ehemmiyeti yok aslında galatasaray taraftarı için. fatih terim'miş, ünal aysal'mış, adnan polat'mış, dursun özbek'miş... ne önemi var?

    hatırlasanıza, 14 mayıs 2011 tarihli seçimli genel kurulu. ünal aysal'ın seçim konuşmasında dediklerini. tam olarak hatırlamamakla beraber, akılda kalıcı olan şeylerden bahsetmek istiyorum. biliyorum, hepinizin de aklında yer etmişti o konuşmadaki şu satırlar:

    "başarı, başarı, başarı."

    o kadar çok şey söyledi, vaatler verdi, umutlandırdı, durum tespiti yapıp, aslında 2011 yılı itibariyle takımın ne kadar sıkıntılı bir noktada olduğunu da açıkça ortaya koydu. gelecek ile söylediği vaatler bir tarafa, yaptığı durum tespitlerinde haklılık payı %100'dü. vaatleri açısından da pek bir sıkıntı yok aslında. "başarı, başarı ve başarı" gelmişti 2013 yılı ağustosuna dek. hatta daha sonrasında da geldi aslında, yine 2013-2014 sezonunu yine kupa şampiyonluğu ve şampiyonlar ligi grubundan çıkarak. ünal aysal'ın başkanlık dönemi oldukça başarılı geçmişti.

    2011'de ne söylediyse, vaatleri ve tespitleriyle neredeyse tamamı doğruydu. gerçekleşmeyen noktalar da pek tabi mevcuttu,
    ama tartışılacak bir seviyede mi, bilemem. yine de söylemekte fayda var.**

    dün akşamki programa dönelim.

    ünal aysal, başkanlığı dönemindeki mali tablolar analizini yine 2011'deki keskinliği ile tekrarladı. başkanlığa geldiği dönemdeki tabloyu aynen aktardı, yapılması gerekenlerden ve yapacaklarından da yine bahsetti. hatta borç durumundan da bahsederken, yine başkanlıktan ayrıldığı dönemde anlatmış olduğu 328 milyon euro'luk borcun yine ne kadar arttığından ve ne seviyede olduğundan da açık ve doğru şekilde bahsetti.

    ama bir şeyde büyük bir hata yaptı.

    fatih terim'le olan sıkıntıların nerede başladığı konusundan bahsediyorum. federasyon ile fatih hoca'nın görüşmesinden bahsederken teklifin "4 maçlık ve ücretsiz" olacağını, aynı zamanda hiçbir şekilde ötesinin olmadığının altını çizdi.

    bir itirafta da bulundu bu programda. "medya ilişkilerinin daha iyi olması gerektiğinden" dem vurdu. hatırladığım süreçte, aslında sosyal medya yönetimi, basın toplantıları ve kamuoyunu bilgilendirme açısından da oldukça verimli bir süreç geçirdi başkan ve yönetimi. yine bir olayda sınıfta kaldılar, fatih terim ile yolların ayrıldığı dönem yeterince açık değildi. hala da değil.

    ve söylemediği şeyler.

    programda da böyle oldu. artık bilerek mi yapılmadı, yoksa beklentiler başka bir yönde olduğu için miydi, bilemiyorum, ancak sorulmayan bir dünya soru var.

    başlayalım:

    1- uefa'dan 5 senelik üst üste zarar konusu. başkan bunu programda da dile getirdi ve kabul etti. madem başarı, hem gelir artırırken, gider azaltıyor, aynı zamanda kulübün prestijini de yükseltiyorsa, bu 5 sene üst üste zarar etme noktasında, özellikle şampiyon olunan dönemlerde niye müdahil olunamadı? daha doğrusu sorun neydi? şampiyonluk, kupalar, gelirler had safhada. çeyrek finaller görülüyor, üst üste şampiyonlar ligi'nde gruplardan çıkılıyor. ve bu başarılar bu 5 senelik zarar dilimi içerisinde gerçekleşiyor.

    bakın, bu 5 senelik zararı toparlamaktan bahsetmiyorum. o başka bir sorunun cevabı olabilir. benim sorduğum, bu gelirlere, bu kazançlara rağmen üst üste 5 sene zarar açıklamak.

    2- lütfi arıdoğan, candan erçetin, ebru köksal gibi yöneticiler.

    candan erçetin'i geçelim. köpeği ile toplantılara teşrif eden bir insanı başka bir sebeple eleştirecek değilim. başlı başına yeterlidir herhalde.

    ebru köksal. galatasaray store'un 500 bin adet kayıp stoğunun baş sorumlusu. kayıp malların değeri milyon liraları buluyor. tabi yine gider kısmına giren tonlarca borçtan önemli bir kısmı bu. yine bir cevap alamıyoruz.

    lütfi arıboğan. çoğumuz sneijder'in transferinde o malum pozla beraber ilk kez bir işe yaradığına tanıklık etmişti. bu adamın galatasaray'dan ne kadar maaş aldığını bilen var mı? ben diyeyim size. bir aylık maaşı yaklaşık 40 bin €.

    3- galatasaray'ı yurtdışına taşıma projesi

    3-4 farklı avrupa ülkesinden, yine 3-4 takımla gerçekleştirilecek olan bu proje, galatasaray'ın nasıl entegre edileceği hususunda sıkıntılı değil miydi? yani siz, değil birkaç takımlık bir proje; daha kendi takımınızı bile bağımsız bir şekilde yönetemiyordunuz. oldukça ütopik değil miydi?

    soruları sordum ama sorular sorulsa bile gerçekçi bir yanıt alacağımdan pek emin değilim.
  • 9170
    aslında ünal başkanımızın takımımıza yaptığı yararlar fatih terim'den önce, fatih terim'den sonra olarak bakılabilir. fatih hocamızla çalıştığı zaman hep iyi ikili içinde işlerini yürütüyorlardı. melo, ujfa, eboue, elmander.. gibi üst düzey oyuncular ile şampiyonluk kazandık. sonra sneijder, drogba gibi üst düzey futbolcuları almak ile sadece şampiyonluk kazanmadık, şampiyonlar ligi'nde çeyrek final ve az önce bahsettiğim gibi 28 yaşındaki alamaz dedikleri sneijder ve tabii ki drogba ile harika bir reklam yapmiş olduk dünya çapında. bu konuda ünal başkana ve fatih hocaya ayrıca teşekkür ediyorum. fatih hocanın ayrılışı ile ünal baskanin 2013 ve 2014 yaz transfer döneminde hayrovic, burdisso, veysel sarı, umut gündoğan, salih dursun veee tarık çamdal. anladık ki ünal aysal'ın transferde ne kadar basarısız olduğunu gördük. açıkçası bu fiyasko transferler taraftarlarda çok büyük hayal kırıklığına neden oldu. demek ki transfer sunanlar fatih hoca ve ekibiymış. uzun vadede senede 2,5 - 3 milyon euro çöp transferler. hala tarık çamdal'dan kurtulamadık. yine de ünal aysal benim icin adnan polat'ın bıraktığı enkazı alması ile cesur başkan olarak hatırlanacak. hatası var mıydı? tabiki de...
  • 9171
    tarık çamdal'a 5 yıllık sözleşme yaptığı yetmiyormuş gibi sözleşmesindeki kuru da sabitlememiş. selçuk'a burak'a bile sabit kurla sözleşme uzatırken tarık'ın sözleşmesinde kur sabit değil. her sezonun maaşı o sezon başında 1 haziran tarihindeki kura göre ödenir şeklinde yapmış.

    tabi bu durumda euro 8 liraya bile çıksa tarık 1 haziran 2018 tarihindeki euro kuruna göre maaş alacak ve eminim bunun için kendisini vizyonlu başkan geleceği görmüş bizi şu kadar zarar etmekten kurtardı diye övenler olacaktır.
  • 9172
    hala kendisine birileri üzerinden bok atılan efsane başkan.

    kendisi çıkıp " ben tanrıyım hatasızım" dedi de biz mi hatırlamıyoruz lan ?

    kendisini yerenler ülkemizin sol partilerinin sempatizan mensupları gibi. her şeyi kötülüyorlar. öylesine kötülüyorlar ki kendisinden olmayan herkesi ötekileştiriyorlar. sonra bu zamana kadar yapılan tek bir iyi şeyi bile söylemedikleri için bir yerden sonra ciddiye alınmıyorlar.

    aynen euro falan aynen.
  • 9173
    yakında euro kurunun 6 ya dayanmasının suçlusu ilan edilmesinden korktuğum efsane başkanımız. kendisinden önce bırakın üst üste 2 kez olmasını toplamda 2 kez şampiyonlar liginde gruptan çıkma başarısı gösteren bir takımı yöneten son başkan kimdi hatırlamıyorum bile. bu ülkede krasiç, guiza, mehmet topuz, van persie, van der wiel gibi transfer fiyaskolarına, saha dışındaki tüm pisliklerine rağmen aziz yıldırımın bile kendisinden daha değerli görülüp daha az eleştiriliyor olması, dursun özbek, yıldırım demirören gibi türk spor tarihinin en beceriksiz başkanlarının yaptıkları unutulup giderken her gün yeni bir bahaneyle kendisine sallanıyor olması hayret verici bir durum.
  • 9175
    tarik camdal transferinde kuru sabitlememesinin altinda baska isler olan ex baskanimiz. tarik camdal transferinden hatiri sayili bir komisyon almistir. 5 yil boyunca sozlesmenin imzalandığı tarihteki kur ile guncel kur arasindaki farki kendisi almaktadir. bunu ilk defa buradan dile getiriyorum. kaynagim cok guvenilir bu arada. unal aysal in odasina cay goturen calisanimiz bunu bizzat unal aysal in agzindan duymustur bir cay servisi sirasinda. telefonda ballandira ballandira anlatıyormuş. bundan 3 mio almis ontivero dan 2 kagida yaziyormus. alt toplamda 15 mio euro gibi bir kazancin planini yapmis. cayci arkadas bu rakamlarin oldugu kagidin resmini cekmis. sonra bunu derin galatasaray ile paylasmis. onlar cok kizinca unal baskan da koltugu birakmak zorunda kalmis. bunlari okuyunca cayci arkadas kesin bana kusecek ama artik daha fazla tutamadım kendimi.

    dursun bakkal kendi otelinde kalinmamasina rağmen fazla fazla fatura keserken hatta kendi yegeni ve oglunun kaldigi geceler icin bile kulube fatura yollarken sesini cikarmayan genel kurul ve taraftara cok fazla gelen efsane baskanim. keske bir daha kesisse yollarimiz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın