kokuşmuş memleketin iğrenç spor dünyasında, bir şeyleri
değiştirmeyi hedefleyen başkan.
asilzade...
yıllardır, her takım taraftarının ağzında pelesenktir, "
ülke futbolu çok boktan yeaaa" diye.
ya da "bizim basketbol federasyonunda çok olay dönüyor yeaaa" nidaları da duyulur.
klasik türk mantalitesi, sadece sorun konuşup bahane üretmektir,
ki yıllarca da öyle oldu bu mevzu.
sonra başkan geldi.
kimileri "galatasaray'ın içinden değil, kulübe uzak" falan diye cahillikler sergiledi.
halbuki bilmiyorlardı, ağzının suyu akarak izlediği
17 mayıs belgeseline ana sponsor olup, yakın arkadaşı
birand'a belgeseli hazırlatan kişi,
aysal'dan başkası değildi.
polat döneminde de, önceki dönemlerde de kulağına hep "gel, başkan ol" sözleri söylendi.
gerek iş, gerek o zamanki yönetimlere saygısı nedeniyle, teklifleri kabul etmedi.
galatasaray tarihinin sportif, ekonomik ve siyasi açıdan belki de en karanlık günlerinin yaşandığı polat döneminin ardından,
baskılara dayanamayıp görev aldı.
göreve geldiğinden bu yana, sportif anlamdaki başarıları ortada.
ama daha önemli hareketleri var fikrimce.
yıllardır, her sporseverin konuştuğu, "çamura batmış branşlarda çözüm lazım" fikri üzerinden, çok bomba hareketlerle çözümler üretmeye başladı başkan.
"
sikerim kupanızı" deyip de,
sahaya basketbol takımını çıkartamayan kaç başkan var bugün?
"tepemi attırmayın, icabında futbol takımını da çekerim" minvalinde konuşuyor ve ekliyor,
"önemli olan, bir şeylerin değişecek olması, olana kadar bu tip hareketlerimizi her branşta görebilirsiniz..."
karanlık spor dünyamızdaki nadir aydınlıklardandır.
kıymeti bilinmeli.
yoksa, anca lafta kurtarırsınız bu iğrenç düzeni...