http://i.hizliresim.com/ZkMEBk.jpg bir elinde bastonu, diğer elinde evine götüreceği ufak poşet. acaba içinde ne vardı? eve ne götürüyordu acaba? oğlunu izleyebildiği için ne kadar da mutlu olmuştu kim bilir. skordan futboldan oyundan bağımsız, oğluyla gurur duymuştur ya. ah be canım amcam.
oğlu ankara'ya gelmiş. e bu maçı izlememek olur mu? biz ne kadar eleştirirsek eleştirelim, o onun oğluydu ve tabii o babanın gözünde dünyanın en iyi futbolcusu, en iyi oğlanı, en yakışıklı oğlanı, en karakterli oğlanı.
baba olmadım. ama bilirim, kimse evladının hiçbir kötü yanını göremez, evlatlar babaların, annelerinin dünyadaki en değerli varlığıdır. burada çocuğu olan yazar abilerim ablalarım elbette daha iyi biliyordur evladın ne kadar güzel bir şey olduğunu.
oğlunu son kez izledi ya. son kez maçına gitti. bütün bu anlatılanlar, ülke olarak yaşadığımız şeyler sanki bir film gibi değil mi? bütün bunlar gerçek olamaz. bunlar bir hikaye bir kitap. bir film. bütün bu acılar gerçek olamaz. yani abi hayır inanmıyorum ben umut bulut babasını son kez maçta, onu izlerken görmüş olamaz. hayır abi böyle bir şey olmamalı olamaz. böyle acılar sadece filmlerde olmalı ama burada kamera falan yok, ağlıyorum.
bir evladın yaşayacağı en büyük acılardan birini yaşamış. hem de çok kötü bir şekilde. hem de en adi şekilde, en adi orospu çocukları yüzünden.
umut abi, yemin ediyorum sana sabahtan beri nerede ismine rastlasam göz yaşlarımı tutamadım. belki buraları okuyorsundur. abi acını en içten şekilde ben de yaşıyorum biz de yaşıyoruz. elimizden bir şey gelse keşke. keşke yaşadığın acıyı dindirecek bir şey gelebilseydi elimizden, inan ki bu insanlar hiç düşünmez yapardı.
allah sabır versin abi. dua etmekten başka -ki, ben en son ne zaman dua ettim hatırlamıyorum bile- yapabileceğimiz hiçbir şey yok. çok kötü hissediyorum kendimi. umarım bu günleri bütün ülke olarak atlatabiliriz.