21 ekim 2011 antalyaspor galatasaray maçı deplasman hikayesi.
---
alıntı ---
sırada antalya deplasmanı var demiştik,allah nasip etti antalya’dada desteğimizi verdik ve bu satırlarda sarı kırmızı bir deplasman hikayesini daha yazmak için hikayeyi baştan başlatıyoruz …
antalya ortalama 11 12 saat sürüyor bizler için,önceki yıllardan gidilen deplasmanlardan yola çıkarak tahmini süremiz budur diyoruz. gece 02:00′da her zaman ki yerimizde toplanıyoruz. hafta içi deplasmanları her zaman mevcut deplasmanlardan daha düşük sayıyla oluyor … insanların işi gücü okulu v.s bir sürü özel durumunun olması kadar doğal bir şey yok. sağolsun federasyon bu sene bizi sadece hafta içi maçlara abone etti. bkz cuma antalya deplasmanı – çarşamba içeride gaziantep maçı. her neyse engel gibi gözüken herşeyi aşmakta üstümüze yok.
ultraslan uni- boys of hell- hell grubundan kardeşlerimiz ve bunun yanısıra abilerimizle beraber bu deplasman yolculuğuna başlıyoruz … anadolu yakasından eklenen kardeşlerimizle beraber çamlıca gişelerini geçtikten sonra istanbul’a ufaktan bir eyvallah ediyoruz … sana hayırlı cumalar istanbul”um … kısmetse cumartesi burdayız.
kasap,uğur,mehmet,mustafa, görkem,eyüp,ege … kadro biraz daha sayılı diğer deplasmanlara göre. boys of hell’de her zamanki kadrosuyla bizlerle metin,volkan,ünal,emin efe,veysel … ve diğer kardeşlerimiz. istanbul çıkışında ufak bir mola eksiklerimizi tedarik ediyoruz. sinan abi olabildiğince hızlı gidicez diyor. mola yerinde yarım saat kadar duruyoruz. sonrasında makara zamanı ve metin ünal şov başlıyor :) arka 5′li sazı ele alıyor. kasap gene formunda :) :) :) bir ara mehmet’i arıyoruz .. mehmet ortalarda yok o da arka tarafta kayıplara karışmış :) ah şu arka taraf :) :) :) bunları detaylıca yaz diye yanına çağırıyor metin :) bu adamın olduğu ortamda makara olmama ihtimali sıfır :) ihtiyaç molası sonrası tam gaz devam ediyoruz yola arka taraf dışında otobüsün geneline uyku hali çöküyor … sabaha karşı 6 gibi uykunun en tatlı zamanında gözler kapanıyor.
08:30 gibi bir mola daha veriyor kaptan … afyon’dayız. sıcak bir çay veyahut çorba … sabahın bu saatinde afyon’un o kuru soğuğunda iyi gidiyor. otobüs’ün bir kısmında uyku hakim diğer kısmında sıcak bir çay içme isteği … yola koyuluyoruz tekrar …
10:30 veysel’in sesi kulaklarda çınlıyor … ölüm mü yaşam mı ? gerçeği yansıtan … yarı uyanık dönemde olsak ta uyku hala çok tatlı gidiyor … ama hareketlenme zamanıdır diyoruz. bugün günlerden galatasaray çünkü ! antalya’ya 170 km var yaklaşık. devam ediyoruz yollara. muhabbet sohbet alıyor yürüyor otobüsün içinde … cuma namazı için bucak ilçesinde,yol üzerinde bir köyde konaklıyoruz … cuma namazına 1 saat var diyoruz ve yemek faslına girişiyoruz. köyün içinde pazar kurulduğunu görüp domates biber salatalık alıyoruz … peynir ve diğer araç gereçleride bakkaldan temin edip boys of hell ile güzel bir sofra kuruyoruz. tartışılmasız dünyanın en bereketli,en lezzetli sofralarından biri oluyor … cuma namazını kıldıktan sonra,yolumuza devam ediyoruz.
beste konusunda artık sağlam denemelere giriyoruz. 1 kaç besteyi videoya alıyoruz … metin gibi yürekten söylüyoruz besteleri :) :) antalya’ya yaklaştıkça hava bizleri boğuyor … afyon’da deli bir soğuk,antalya’da bunaltıcı bir sıcak … 2 saatte farklı iki mevsim :) antalya il sınırındayız … şehir merkezine doğru ilerliyoruz saatler 14:00 şehire erken bir giriş yapıyoruz … kepez’de 17:00′a kadar duracağımız söyleniyor … biraz dinlenme ve keyif zamanı bizler için. şehir olarak güzel bir yer antalya,havası güzel .. konakladığımız yol üzeri hep çam ağaçlarından oluşan bir park havasında … sohbet muhabbet alıp yürüyor,karşı benzinlikte telefonlar şarz ediyoruz bu süre zarfında. hareket saati yaklasırken. akdeniz üni bizlerin yanına geliyor. serdar,nuri ve diğer arkadaşlar saolsunlar bizlere yiyecek bir şeyler hazırlatmış … onlarlada sohbet edip hasret giderdikten sonra. mardan’a doğru hareket ediyoruz …
30 40 km kadar içeride mardan stadı baya sapa bi yerde. açıkçası sadece yapılmak için yapılmış olduğuna inandık bu stadın. göstermelik,hiç bir toplu ulaşım aracının gidemediği dağın taşın arasında bir yer … içeri girişte klasik rutin bekleme faslını geçtikten sonra pankartları asıyoruz. antalya’da anlayışsızlık ve saçma sapan kurallar dizboyu. tribüne pankart asarken bile sıkıntı yaratmaya çalışıyorlar. ama bizim dediğimiz oluyor her zaman ki gibi …
maç başında şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyoruz. tribünümüzdede bununla ilgili pankartımız yer alıyor. maç başlıyor ve gereken desteği vermeye başlıyoruz … kontrollü bir futbol ve saçma sapan hakem kararları maçı baltalıyor ilk yarı golsüz bitiyor. ikinci yarı tribünde ve sahada daha da bastırıyoruz. bu maçı almak için elimizden geleni yapıyoruz sahadakilerinde bunu yaptığını görüyoruz. maç başladığı gibi bitiyor. olsun takımımızı gene bağrımıza basıyoruz ve tribüne çağırıyoruz … bu stattan ayrılmak bile işkence gibi … saçma sapan prosedürler konusunda iyiler açıkçası. nihayetinde otobüsümüze biniyoruz … serdar otobüse gelip bizlerin bir eksiği olup olmadığını soruyor ve bizleri uğurluyor saolsun.
neşemiz yerinde çok şükür,yensek daha da keyifli olurduk ama takım iyi gidiyor moral bozmaya gerek yok diyoruz. 22 saatlik yorgunluğu biraz makaraya vuruyoruz … tuttu fırlattı kalbimi takılıyor dilimize. metin arkadan 1 kere 2 kere 3 kere 4 kere 5 kere ooooooooo diye başlıyor sonrası tuttu fırlattı kalbimi diye devam ediyor … 24 saate yakın bir yorgunluk,ama vicdanlarda inanılmaz bir huzur … deplasman otobüsünün o mükemmel atmosferi doruk noktasında işte … hüzün,sevinç,makara … paylaşılan bir yudum su,bölüşülen bir bütün ekmek … antalya çıkışında benzinlikten suyumuzu sigaramızı kolamızı v.s alıyoruz … sonrasında sohbet muhabbet derken yorgunluk çöküyor.
04:00′da yemek molamızı veriyoruz … yenilen yemekten sonra artık uyku kendini ilan ediyor … gerisi tamamen spontane bir şekilde istanbul’a kadar gidiyor .
sabah 11:00′da istanbul’dayız … cumartesi gününün yeni yeni hareketleneceği zaman diliminde istanbul yeni planlara soyunurken biz biraz müsade diyoruz …
”diğer deplasman ? kayseri o da allah izin verirse bu satırlarda apayrı bir macera”
mesafe engel değil bizim sevgimize
çiktik yollara düştük peşine !
---
alıntı ---
*