bu arkadaş uzun zamandır galatasaraylı filan değil. oportünist bir medya piyonu o kadar. biraz geçmişe gidince görüyoruz ki uğur bey varlığını galatasaray taraftarına borçlu.
2000'lerin ortasından itibaren, rahmetli
özhan canaydın sayesinde galatasaray medyada pasivize oldu ve tv'lerde de, gazetelerde de şimdiki gibi galatasaraylı yorumcu göremez olduk. o zamanlar sosyal medyanın da olmaması nedeniyle, rıdvan dilmen, mehmet demirkol gibi fenerli holiganlar, algı üstüne algı kasıyorlardı.
bağış erten gibi vasat romantikler de holiganlıklarını romantik yalanlar ile sattılar. aslında bunlar hepsi
passat medyası 'nın rambo okanları idi. dahası hiçbiri herhangi bir omurgaya sahip değillerdi.
ahmet ercanlar bunlardan çok daha adamdır çünkü ne b.k olduğu belli.
neyse; kafası çalışan galatasaray taraftarı ise kendi medyasını oluşturmaya başladı.
sinan yılmaz (extensor) ve
uğur karakullukçu gibi nice galatasaraylı popüler olmaya başladı. uğur da sinan da bizler gibiydi. uğur
alisamiyen.net sitesinde yazıyordu ve hepimiz gibi, ateşli ve fanatikti. galatasaray taraftarı sayesinde yeni medya ikonları doğdu. sosyal medya ortaya çıktıkça daha da güçlendiler.
ntvspor gibi geleneksel medya bile kuruluşları bile tutunamadı. çünkü amaçları tarafsız yayın değil, birileri adına algı kasmaktı. günümüzde
aspor ve
trtspor bile aslında gerçek spor izleyicisinin takip ettikleri platformlar değiller. dolayısıyla halkın parasıyla ayaktalar. hükümet bunlara destek vermesin, 1 ay içinde kapanırlar.
uğur da geldiği yeri unutup varlığını borçlu olduğu her değeri silip attı. sinan daha beter aslında. geçmişte yazmış olduğu birçok yazısını sildi. (bir kısmı arşivimde ama bulamıyorum).
bu ve benzeri isimler reklamverenlere göre hareket ederler. yani geleneksel medya bu aslında. tamamen güçlünün propagandasını yapmak. ne söylediğinden ziyade ne söylemediğini bakmak lazım. yani galatasaray olunca
beka sorunu fener olunca
hakem hatası.
biz bloglardan çok kişiyi çıkardık. bir kısmı tv'lerde bir kısmı sporun profesyonel alanında. galatasaray taraftarının benimsemediği programlar uzun ömürlü olmuyor. yaşayanlar varlıklarını reklamverenlere borçlu. uğur da yok olmaya mahkûm.
şimdi yazdıklarımı okusa bana kızar ama ben eski halini de biliyorum. eski uğur şimdiki uğur'u yerin dibinde sokardı. sinan da öyle.
erinç bilican,
serdar kelleci,
haluk yürekli gibi isimler çok daha fazla kitleye ulaşıyorlar artık. artarak da devam ederler inşallah. reklam parası peşinde olanlar yakın zamanda unutulurlar.