• 2741
    ismail yüksek'in falan oynadığı takım. nerede 2002'de, 2008'de bizi sokaklara döken ruh, nerede bu ruh. barış, kerem, apo, kaan ve yunus dışında pek bir şey ifade etmiyor. ama sonuçta bayrak taşıyorlar; rezillik yaşanmadan dönülsün bi de bizimkiler iyi oynasın, başkaca bir beklentim yok.

    galatasaraylılar haricinde, mehmet büyükekşi federasyonunun götürdüğü ve galatasaray düşmanı trt tarafından yayınlanacak turnuvaya katılacak oyuncular grubundan fazlası değil maalesef. trt'de dönen arçelik, ülker reklamlarını falan gördükçe iyice soğudum.
  • 2745
    euro 96 günlerini düşünüyorum da, eleme turlarında oynanan her maçta yaşanılan heyecanı, coşkuyu, sevinci özlüyor insan.

    fatih terim'in galatasaray'ın eski oyuncusu olduğundan dahi haberim yoktu o küçük yaşlarda. ogün, emre aşık, rüştü, ertuğrul, sergen gibi farklı kulüplerden isimlerle beraber o birliktelik duygusu vardı.

    keza 98 dünya kupası elemeleri, euro 2000, 2002 dünya kupası da bu anlamda aynı duyguları yaşatmıştı. ancak başarıya alışık olmayan bir ülkede milli takımın yaşattığı sürpriz dolayısıyla euro 96 elemeleri çok farklıydı. sonrasında başarısız geçen bir şampiyona yaşasak da buraya kadar gelmek de güzeldi demiştik.

    seneler geçtikçe ne o beraberlik kaldı, ne o duygulardan geriye bir şey kaldı. milli takıma en çok oyuncu veren takım olmakla övünüyorduk. 2002 dünya kupası da galatasaray'ın bir başarısı olduğu için gurur duyuyorduk. geldiğimiz noktada milli takıma az oyuncu gönderelim de kazasız, belasız dönsünler demek durumunda kaldık.

    siyasi bir hamle olarak başlayan süreçte toplumsal bölünmüşlük ne yazık ki büyük gedikler açtı. milli takımın her başarısını iktidara yamamaya çalışan zihniyetle başlayan soğuma, fenerbahçe camiası - ali koç - basın ve medya şeytan üçgeniyle artarak devam ediyor.

    az önce carvajal ve lawal'ın gol sevincine bakarken irfan can, ismail yüksek, cenk tosun gibi isimlerin golüne sevinir miyim diye düşündüm; ancak en fazla nötr kalırım.
  • 2747
    tribünleri yıllardır bitik milli takım. bütün maçlarımızda acayip bir pilav günü havası oluşuyor, bu hava sadece gol anlarında dağılıyor.

    kulüp takımlarının önemsendiği kadar önemsenmediği fikrine katılıyorum, zira en sağlam milli takım tribünlerimiz yurt dışı turnuvalarında ya da deplasmanlarda oluyor. o da yurt dışında yaşayan göçmenlerin sayesinde oluyor.
  • 2748
    ülkede 20 senedir ekilen ayrıştırıcı toplum siyasetinin maalesef yansıdığı takımdır. toplumun birçoğu olaya arda, semih, barış oynuyor mu ekseninde bakıyor.

    milliyetçiliğe gezegendeki en uzak kişi olarak bile bayrak, vatan kavramlarının içinin nasıl boşaltıldığına anbean şahit oluyorum uzun bir süredir. 2016'da yaşanan olaylardan sonra ülke takımından ciddi anlamda soğuduk ve uzaklaştık. yeni katılan gençlerle tekrar umutlandık fakat şimdi de oyuncuları takım formaları üzerinde gibi izliyoruz. bundan adım kadar eminim ki herhangi bir başarı ya da başarısızlıkta gündem maalesef yine bu eksende olacak.

    soyut kavramların içine, basit gündelik çıkarları ekleyip asıl sorunu görmedikçe hiçbir zaman 2000 ya da 2002'daki desteği görmeyecektir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın