• 1277
    kötü de oynasak, sıfır da çeksek, yarı final de oynasak turnuvaya katılma, o üç maçın yada yedi maçın keyfini çıkarma taraftarıyım. ancak, koca bir ancak var.

    -siz vatan millet edebiyatı yapıp başarısız olduğunuz maçlar için dünya şampiyonlarından daha fazla prim alamazsınız.
    -siz milyonlarca asgari ücretlinin olduğu memlekette işiniz olan futbolu bir kenara atıp reklamdan reklama koşamazsınız.
    -siz işinize saygı göstermeyip üstüne siyaset, ekonomi, magazin gibi alanlarda fink attıktan sonra her türlü eleştiriyi kabullenmek zorundasınız.
    -en önemlisi siz mücadele etmek zorundasınız.
  • 1280
    kontrat zamanlarındaki "profesyonellik"lerine bürünüp önündeki çek cumhuriyeti maçına odaklanması gereken takımdır. gruptan çıkma şansı hala var. geçmişte de gruplardan çıktığımız zaman hep böyle çıkmıştık zaten. biraz vicdan sahibi olsalar zaten kadro olarak benzer seviyede potansiyel olarak daha yüksek bile sayılabileceğimiz çek cumhuriyeti maçını kazanırız. ulan biz sınıf maçlarında iyi oynasak bile hata yapınca utanırdık. vay amk...

    asıl sorun çöp ligdeki böyle çöplere tonlarca para verip tepemize çıkartmaktır. bu tür konuların geçtiği hemen her entrymde çöp lig diyorum. bizim ligin bu sezon en iyi oynayan takımı beşiktaş ölümüne mücadele ettiği maçlarda dandik lokomotiv moskova'yı geçemeyen düşük seviyeli avrupa ligi gruplarından elenen bir takım.

    lan 25-26 yaşına gelmiş kariyerinde en büyük olayı fransa 2. liginde forvet olmak olan atıf şeyşu gelip senin liginde yıldız muamelesi görüyor.

    daha önce de söyledim bunları. bizim gerçekten iyi oyuncu sayımız toplasan 5 etmez. iyi olanlardan da biz verim alamıyoruz. bundesliga'da mainz'da çok iyi işler yapan yunus mallı'nın süre alamaması, maç içi istikrarı olmayan ama kilit pas ve şutlarla skora ani şekilde etki edebilen hakan çalhanoğlu'nu orta sahanın sağına hapsetmek, arda'nın suçu bireysel bence o konuya girersem hakaretsiz çıkamam, oynatacak stoper bulamıyorken ömer toprak'ı milli takıma almamak hatta silah çekilen adamın suçlu silah çeken adamın masum olması... böyle sayarsın da sayarsın. mesela ofansif orta saha mevkisinde en az 2-3 tane üst düzey oyuncumuz var ama biz onlara göre sistem kurmak yerine ofansif orta sahasız sistemle hiçbir işe yaramayan üzerine zarar olan ozan tufan'larla, selçuk'larla oynuyoruz. ben hayatım boyunca bu kadar korkak bir fatih terim görmedim. ha hep adam kayırırdı hep kendi kafasında güvendiği isimlerle oynardı, hep birilerine kafayı takardı, hata yapardı, başarısız olurdu ama hiç bu kadar korkak olmazdı.

    ulan daha ilk maçlar bitmiş. "kaptan" reklam reyiz çıkıyor ya bizi çok kötü eleştiriyolar :((( biz zaten başarılıyız burada ne olursa olsun başarılıyız falan diyor. fatih terim takımında biri çıkıp bunu söyleyemezdi. hiç bu kadar aciz görmemiştim. 2. gelişinde bile bu kadar aciz değildi. tekrar söylüyorum bence çek cumhuriyeti'ni yenersek çıkma şansımız gayet var. sonrasında günlük performansla maçı ortada götürüp bala bir golle "destan" bile yazılabilir. sonra ders çıkarılmaz. şu an efsane ilan edilen euro 2008'de bile ilk maçta rezalet, ikinci maçta 60 dakika berbat, üçüncü maçta 75 dakika çok kötü oynamıştık. hem isviçre maçında hem çek cumhuriyeti maçında maçın çoğunda aha elendik demiştik. hırvatistan maçında da uzun süre ortada götürsek de olic dünyaları kaçırmıştı. hatta hırvatistan hariç tüm maçlarda ilk yarı kontrollü ve top tutan bir oyun oynamaya çalışıp felaket oynamıştık ikinci yarı fatih terim müdahale edip kaosa dönüyordu sürekli. yani bu tarihi başarıda bile iyi oynama oranımız %50 bile değildi. başarıyı da başarısızlığı da doğru değerlendirmek lazım.
  • 1286
    hem hırvatistan hem de ispanya bizden daha kaliteli oyunculara sahiplerdi, bizden daha organize takımlara sahiplerdi. kimine göre daha iyi hocalara sahiplerdi. tüm bu etkenler yüzünden kötü oynayabilirdik, öyle de oldu. buraya kadar her şey tamam.

    ancak,

    bana hiç kimse bu mücadele etmeme olayını izah edemez. bunu gerek oyuncu gerekse takım bazında defalarca kez yazdım; istersen çık dünyanın en rezil topunu oyna ama mücadele et. ben hayatımda hiçbir taraftarın kötü oynasa bile mücadele eden bir oyuncuyu ya da takımı ıslıkladığını görmedim. muhtemelen görmeyeceğim de, çünkü taraftar basit düşünür. sonuca bakar. sonuç yoksa mücadeleye bakar. bir şekilde oyuncusuyla ya da takımıyla gurur duymak ister. iki maçtır bunların hiçbirini görmedik. haliyle insanlar isyan ettiler.

    bizimkilerse hala "bizi eleştirmeyin, bizimle dalga geçmeyin, bizi sadece destekleyin" diye taraftara akıl veriyorlar. 24 takım var turnuvada ve kalite bazında ilk 10'da yer alan takım; iki maçta turnuvanın en kötü oynayan takımı oldu. bunun mazereti olamaz. kimse kusura bakmasın, herkes payına düşeni alacak.

    çok yazık.
  • 1287
    devletin kanalından elbette tamamen malum kişinin haberi olarak yayınlanmış onur gurur türkiye isimli saçmalığa bakacak olursak sadece bu ülkenin milli takımı değildir. aynen şu örnekte olduğu gibi;

    https://eksisozluk.com/...ri-degildir--4796807

    yani biz aynı zamanda kürt ve arap milletlerinin, tüm ortadoğu'nun ve müslümanların da milli takımıyız ulan! kafirlere karşı mücadelemizde inşallah ve maşallah'larınızı esirgemeyin :(
  • 1289
    o değil de yerli seviciler başlamış yine 14 yabancı varken milli takım gelişmez falan ayağına.. anlaşılan türkiyede yerli futbolcuların tekerine çomak sokuldu. e tabi gökhan gönül gibi bir oyuncu yüksek bedellere kapışılacakken şimdi kulüper gelirsen ekime gelmezsen sikime kadar moduna girdiler. emre çolak gibi genç adamlar kariyerlerine avrupada devam etme fırsatı buldular. tarık çamdal gibi adamlar bir daha yüksek bonservis ile transfer edilemeyecek. tabi ki zoruna gider monakkoluların yabancı sınırı.

    ayrıca istatistiki olarak türkiye yabancı serbestliği getirildiği günden beri yamulmuyorsam hiç maç kaybetmedi euro 2016 dışında. istatistiki olarak yabancı sınırının olmaması bir kazanım. şimdi defolsunlar gitsinler.
  • 1290
    neydik ne bekliyorduk.

    avrupa turnuvası elemelerinde ilk 3 çıkar değişimi olmasaydı zaten gidemeyeceğimiz bir turnuva.

    e hadi "olmasaydı, yapmasaydı ya bel bağlamayalım" oldu bir kere gittik.
    gittik ama nasıl ?
    90+4 80 milyon tek yürek olmuş, selçuk atmış. hadi ulan ordan. kazak islambek kuat'ın son dakika golü olmasa, şuan 80 milyon tek yürek olmuş evlerimizde almanyayı tutuyorduk.

    ağzımızın tadıyla gidemedik ama ağzımızın payını alıp çek cumhuriyeti maçından sonra dönüyoruz.

    en iyi 3'üncü falanda olmak istemem ha. bu rezillik ve acı tez zamanda bitsin.

    gelelim maç sırasında taraftarın protestosuna. gayet haklı protestodur ve sonuna kadar destekliyorum. tabii maçı anlatan ersin düzene ve o futbolcularla sıkı dostluğu olduğu için kırmamak adına yorum yapanlara göre bu yapılan ayıpmış. ulan o bayrağın o formanın altında oynanan oyun ne ? o ayıp değil mi ?

    neymiş 8 senedir bu turnuvayı bekliyormuşuz eleştirmemiz yanlışmış. 8 senedir biz 2008 de koyduğumuz yarı final çıtasına yakın bir sonuç ve en az 2008 de ki verilen mücadelenin yarısını bekliyoruz. bu ruhsuz, taşıdıkları formanın ay yıldız olduğu unutan, kısa pantolonlu, saçı taralı takımı değil.

    arda turanın eleştirilmesini kınayanlar. bizim ülke olarak çıkarttığımız ve varolan türk yıldız oyuncu sayımız belli (1) o da arda turan beyefendi. hal böyleyken. sadece bu 23 kişinin değil bu milletin kaptanlığını yapıyorsun. bu bakımdan, gol atıp attıramıyorsan bile, formanın terlediğini görmek isteriz.

    bu iş barcelonada oynuyorum büyük para ve şöhrete sahibiyimle olmuyor. her şeyin bir bedeli vardır. bu bedeli ödemek için yola çıktıysan (ki seni biliriz çıkarsın) beni eleştiriyorlar diye ağlamayacaksın.

    eeyy fatih terim. senin oyun anlayışını, futbola bakış açını sevmeme rağmen, şu oynattığın oyun ve kadro seçimi ne sana nede senin "fatih terimdir bi bildiği vardır" dedirtten yapına yakışmadı.

    nereden tutsan elimizde kalan bir turnuva

    ay yıldız olmasa rengine ve tasarımına söveceğim forma.
    ay yıldızlı formayı giymese oyununa ve mücadelesine söveceğim futbolcu topluluğu
    ay yıldız olmasa yöneteciği oyuna seçtiği kadroya söveceğim teknik direktör.

    yazıklar olsun. sözlerimi bitirirken, bizim bu acıları yaşamamızda baş sorumlu kazak islambek kuatı tekrar kınıyor ve teesüflerimi iletiyorum.
  • 1291
    hükumeti ne ki futbol takımı umut versin. her kurumda işi bilmeyen eş dostları oturt, eyyamın, kadrolaşmanın, kıyağın kralını yap sonra başarı bekle. yok ya ? yalakalığına, okuduğu dini kitaba, siyasi görüşüne göre doldurulmasına göz yummaya devam edelim biz. cahillik ile beyinsizlik arasındaki farkı artık çok net görüyoruz. daha dün bu aynı kesim mekan basıp kendi başlarına alkol tüketip, müzik dinleyen insanlara saldırdı, küfür etti, darp etti, tehdit etti. sivas'ta da aydınları yakan bu aynı zihniyet şuanda ülkenin başına geçmiş; elini uzattığı her yeri çürütüyor. bu sadece sportif bir başarısızlık değil. ne yazık ki bu zihniyet devam ettikçe, işi bilenden, adaletten, insan haklarından yoksun kalan güzel ülkemiz ve vatandaşlarını daha çok başarısızlık bekliyor olucak her alanda. en üst mevkiden futbolculara kadar uzanan bu planlı kıyak, terim'in galatasaray'dan alınması, ters düştüğün aziz yıldırım ve şike olaylarının birden kapatılıp ara düzeltilmesi, neredeyse her röportajında ''kur'an başucumda'' ( not: benim dedem ve babaannem her gün kuran okurdu, bir kere bile bu eylemi gerçekleştirdiğini kalbindeki inançtan reklama döndürmedi, sohbet arasına yerleştirmedi arda gibi. ) diyip din istismarı yapan mevcut hükumetin kontrolu altındaki hava yolları kurumu sponsorluğunda ''bir milli reklam kampanyası'' olarak pazarlanan arda turan, osmanlıspor diye bir takımı toplayıp, süper lige, avrupa turnuvalarına atmaları, hükumet ve aziz yıldırım eşliğinde basketbol federasyonunun başına getirilen harun erdenay ve galatasaray basketbol takımı'na yapılanlar, şimdilik aklıma gelen olaylar bunlar. spor siyasetten uzak bir dal değil, aynı gövdede bulunan uzantılardan biridir. bu gerçeğin farkına varalım artık. bu zihniyet, bu yönetim, bu kıyaklar devam ettikçe gerçekten daha çok başarısız olacağız. tanrı bu güzel toprakları, laik ve insan haklarına saygılı şekidde yaşan vatandaşlarını, laiklik, özgürlük, cumhuriyet için kanlarıyla boyanan bayrağımızı bu zihniyetten kurtarsın. çünkü gövde çürükken hiç bir dal meyve veremez !
  • 1292
    doğruları söyleyen 2-3 kişi hariç hala savunulan takım. bu takımı savunan insanlar takıma en fazla zararı verenlerdir bence. ustune taraftarlari suclamiyorlar mi insan daha da sinirleniyor.
    arda ve fatih terim'i elestiremeyecek kadar gazetecilik ya da yorumculuk yapan insanlar rüzgar tersine döndüğünde tam zıttı konusacaklardir. ama bu taraftar o sözleri hatırlatacaktır.
  • 1293
    türkiye'nin aynası gibi takım. her şeyden biraz var ama hiçbir şeyden tam yok.

    savunma hattına bakıyorsun aslında hiçbirisi tam savunmacı değil.
    orta sahaya bakıyorsun, hani tam "mc" futbolcusu olur ya, biraz selçuk hariç bir tane böyle topçun yok. orta sahanın her santimetresinde oynattığın futbolcular amc özellikli.
    forveye bakıyorsun, bir tane gerçek forvetin yok. bir tanesi hala daha forvetliği tartışılan ve çin'de top oynayan burak, diğeri de beşiktaş'ın yedeği cenk.
    belki biraz kalecimiz kaleci gibi ama o da piyangodan.

    bu şartlar altında bu takımdan başarı beklemek zaten hayalcilik olur. belki teknik olarak ya da isim olarak fransa, ingiltere, almanya, ispanya gibi takımların ardından sıralanabiliriz diye düşünüyorsun ama gerçekte bakınca arnavutluk'tan bile kötü takımız. bakın bugüne kadar hiçbir maçta 3-0'lık bir maç olmadı. sebebi ne? çünkü her takım hayvanlar gibi koşuyor. hayvanlar gibi mücadele ediyor. takır takır top oynuyorlar. mücadele gücü, baskı gücü, savunma derinliği en kötü takımız. onca hücum futbolcumuz olmasına rağmen de en kötü hücum eden takımız. ispanya gibi topu koşturan bir takım bile bizden 5 kilometre fazla koşuyor. bu gerçekten inanılmaz bir şey amk.

    normal şartlar altında bu gruba düştüğümüzde, yoğun bir mücadele ile hırvatistan'dan 1 puan alırız, çek cumhuriyeti'ni de yeneriz 4 puan alırız diye düşünüyordum. 4 puan süpriz olmazdı. hatta 3 puan bile süpriz olmazdı bence kimse için. yani hırvatistan ve ispanya bizden iyi takımlar. ama mücadele? mücadele tarafında kimsenin bu tembelliğe hakkı yok.

    x oynamış, y oynamış ben çok bir şey değişeceğini sanmıyorum. sonuç olarak izlanda'yı, çek cumhuriyeti'ni, hollanda'yı büyük mücadeleler sonucu bu takım yendi. birebir aynı oyuncu topluluğu yendi hemde. o zaman da çok iyi oynamıyorduk ama savaşıyorduk. koşuyorduk. yardımlaşıyorduk. sahada yürümüyordu kimse. temel mesele bu.

    yoksa arda oynamış, ozan oynamış, ömer toprak kadroya alınmamış pek önemi yok. bugün turnuvada isim olarak bizden çok daha kötü takımlar olmasına rağmen bizden 3 kat fazla mücadele ediyorlar. biz bir hücum takımı değiliz. savunma takımı da değiliz. belli şablonumuz yok maalesef. yapabileceğimiz şey ağır işçilik. onu da yapmıyoruz. böyle olunca sonuç kaçınılmaz oluyor.
  • 1294
    futbol bir takım sporu olduğu için bu yapının içerisinde de rol paylaşımının iyi yapılması, her bir oyuncunun belirli görevler dahilinde hareket etmesi gerekir. bunu mümkün mertebe başarabilen, egoları bir kenara bırakarak takım içerisindeki hiyerarşiye ve homojenik düzene olumlu tepki veren oyuncu gurubu gerçek manada bir takım olabilir ve başarı ancak bu şekilde gelebilir. bir futbol takımını kabaca incelediğimiz zaman; oyunu yönlendiren bir oyun kurucusu, savunma lideri, geride rakiple didişeni, orta sahaya dinamizm getirebilen ateşli futbolcusu, gerektiği zaman topa basabilen, takım baskı yediği anlarda tempoyu anında düşürebilen tecrübeye sahip olanı, ileri tarafta topla dikine gidebileni, içeri katedebileni, kanada paralel sıfıra inebileni, santrafor bölgesinde de top tutup arkadaşlarına servis yapabileni ve onun yanında bu servisleri büyük bir kurnazlıkla değerlendirebilecek, aralara girip çıkan pırpır futbolcusu... böyle onlarca, belki de yüzlerce rol biçilebilir. ancak bizim milli takım yapımızda, özellikle de orta saha kurgumuz adeta tek tip futbolcu yapısına göre dizayn edilmiş vaziyette. ozan tufan ve şimdilerde stoper olarak kullanılan mehmet topal haricindeki her orta saha oyuncumuz, deparsız, temposuz, yumuşak ve topu ayağına isteyen, oyunu yönlendirme konusunda donanımlı oyuncular. hal böyle olunca başta görev olmak üzere alan paylaşımı da yapılamıyor. ve birbirlerinin hatalarını, eksiklerini örtmekten çok uzak, sanki kucak kucağa oynayan bir takım ortaya çıkıyor.

    halbuki; arda turan gareth bale'li galler'de oyun lideri olsaydı, hakan çalhanoğlu' yokluktan merkez orta saha dzemaili'yi hücuma dönük orta saha oynayan isviçre adına forma giyseydi, teknik ve taktik açıdan üst düzeyde olan ancak kanat hücumlarında çabuk ve dripling eksiği bulunan hırvatistan'da emre mor olsaydı, polonya'nın müthiş fiziki mücadelesinin içerisine eksik olan yaratıcı oyun kurucu eksikliği nuri şahin ile giderilseydi, defansif ve taktiksel açıdan kusursuz olsa da hücumsal anlamda, özellikle de pirlo'dan sonra yaratıcı oyuncu eksikliği çeken italyanların elinde oğuzhan özyakup seçeneği bulunsaydı ve son derece dinamik ve mücadeleci avusturya milli takımının hızlı çıkan hücum kanatlarını geriden savunma arkasına attığı toplarla bu oyuncuları pozisyona sokabilecek bir oyun görüşü, selçuk inan olsaydı, kemik gibi bir izlanda milli takımının içerisinde araya biraz narinlik ve vizyon katabilecek yunus mallı gibi bir isim bulunsaydı yukarıda saydığım o kalburüstü takımların bazıları bile sınıf atlayabilirlerdi. ancak tüm bu değerleri, yetenekleri tek bir potada eriterek bu oyuncu grubundan rollerin paylaşılabildiği homojen ve işlevsel bir takım kurmak kesinlikle mümkün değil. ya bazı oyuncularımız tıpkı pirlo'nun kariyerine forvet arkası olarak başlayıp sonrasında dünyanın en iyi savunma önü oyun kurucusu olması gibi bir evrim geçirecek ya da bazı yıldızlarımızdan feragat ederek onların yerlerine içeride kalan yıldızlarımızın açık ve defolarını örten tamamlayıcı unsurlar ekleyeceğiz. başka çıkış yolu yok.
  • 1296
    milli takimla ilgili kosu mesafelerinin dusuklugu tartisiliyor. genelgecer gorus takimin fizik kalitesinin dusuk oldugu ve yeterince mucadele etmemesinden dolayi ispanyaya karsi dahi daha az kosan bir takim oldugumuz yonunde. fakat is aslinda tamamen taktiksel.

    milli takim selcuk, oguzhan, ozan, hakan, arda 5'lisi ile kanatsiz bir 451 oynuyor. bu oyunculardan oguzhan ve selcuk zaten merkezden oynamak isteyen oyuncular. hakan ve arda kanat oynasa da cizgiye basarak oynamayi bilen oyuncular degil, merkez oyuncu gorevindeler. ozan'i da ekleyince tam 5 tane surekli birbirinin alanini ihlal eden orta saha oyuncusuyla oynuyoruz. pas mesafeleri kisaliyor, takim ileri gidemiyor, rakip takimlar ortalama bir presle bizi baski altina alabiliyor. orta sahada o kadar kalabalik oluyoruz ki cikamiyoruz, tikaninca bekleri de cikaramiyoruz, durum daha da kotulesiyor.

    mesele topal'in stoperde oynamasi, cenk/burak tercihi, ya da oyuncularin bireysel performansi filan degil, tamamen taktiksel. takimin sahaya daha iyi yayilmasini, ve daha rahat cikabilmesini saglayan degisiklikler gerekli.

    1. oguzhan-selcuk ikilisinin bir tanesi kesinlikle fazla. terim'in birini secmesi gerekli.
    2. hakan calhanoglu yerine emre mor veya volkan sen gibi dripling ozelligi olan bir isim gerekli.
    3. cenk-burak ikilisinin birlikte oynamasi gerekli.

    sonuc olarak...
    volkan,
    gokhan, topal, hakan, caner,
    volkan, oguzhan, ozan, arda
    cenk, burak

    bu ideal olmasa da su an cikabilecek en iyi kadro. ozellikle 3.luk icin averaja ihtiyacimiz olacagi dusunulurse.

    hala ciddi sansimiz var, ancak ilk iki mactaki hatalarimizi dogru tespit etmemiz gerekli.
App Store'dan indirin Google Play'den alın