1
günümüz futbolunda sıkça kullanılan tabir. her ne kadar liglerin kalburüstü takımlarında hoş gözükmezse de kontra tehlikesi olan takımlara karşı denendiğinde etkili olabilen yöntemdir. bazen tercih olarak bu planı uygularsınız bazen de rakip sizi buna iter.
2 gün önce oynadığımız maçta (bkz: 20 şubat 2021 alanyaspor galatasaray maçı) takımımız oyunun ilk devresinde tercih(!) olarak topu rakibe bırakmıştır. özellikle forvet oyuncularımız top rakibe geçtiği anda oyunu 2. bölgede karşıladı ve 3. bölgede rakibe kesinlikle baskı yapılmadı. fakat rakip 2. bölgeye adım attığında baskı yoğunlaştı ve kaptığımız toplarla hızlı hucüm denedik. 3-4 net pozisyon da yakaladık, birini değerlendirdik ve devreyi 0-1 önde tamamladık. maçın ilk devresinde gerçekten mükemmel bir konsantrasyon ile gayet planlı bir galatasaray izledik.
maçın 2. yarısında ise topu rakibe bırakmadık, rakip bize top göstermedi. bunda en büyük problemin skoru koruma içgüdüsü olduğunu düşünüyorum. zaten fatih hocamızda maçtan sonra bu minvalde konuştu.
büyük takımların genetiğinin bu sisteme çok uygun olmadığı kanaatindeyim ki oyuncularımız da oyunun 2. yarısında bütün planı unutmuş gibiydi. 2.yarının büyük kısmını kendi 1. bölgemizde karşıladık, 1 pozisyonda takım olarak hücuma çıktık(aslında takım alışkın olduğu şeyi yaptı) atağı sonlandıramadan topu kaptırdık alanya 3 pasla kalemize kadar geldi bir şekilde tehlikeyi savuşturduk.
bu oyun tercih ediliyorsa skor bir şekilde alınmalı yoksa işiniz mucizelere kalıyor. diğer yandan rakip sizi buna mecbur bırakıyorsa yine işiniz mucizelere kalıyor :)
sözün özü, istisnai maçlar olsa da bu tercih büyük takımların genetiğine uymuyor diyebilirim. özellikle fatih terim ile biz buna hiç alışmadık, alışamayız gibi duruyor.
2 gün önce oynadığımız maçta (bkz: 20 şubat 2021 alanyaspor galatasaray maçı) takımımız oyunun ilk devresinde tercih(!) olarak topu rakibe bırakmıştır. özellikle forvet oyuncularımız top rakibe geçtiği anda oyunu 2. bölgede karşıladı ve 3. bölgede rakibe kesinlikle baskı yapılmadı. fakat rakip 2. bölgeye adım attığında baskı yoğunlaştı ve kaptığımız toplarla hızlı hucüm denedik. 3-4 net pozisyon da yakaladık, birini değerlendirdik ve devreyi 0-1 önde tamamladık. maçın ilk devresinde gerçekten mükemmel bir konsantrasyon ile gayet planlı bir galatasaray izledik.
maçın 2. yarısında ise topu rakibe bırakmadık, rakip bize top göstermedi. bunda en büyük problemin skoru koruma içgüdüsü olduğunu düşünüyorum. zaten fatih hocamızda maçtan sonra bu minvalde konuştu.
büyük takımların genetiğinin bu sisteme çok uygun olmadığı kanaatindeyim ki oyuncularımız da oyunun 2. yarısında bütün planı unutmuş gibiydi. 2.yarının büyük kısmını kendi 1. bölgemizde karşıladık, 1 pozisyonda takım olarak hücuma çıktık(aslında takım alışkın olduğu şeyi yaptı) atağı sonlandıramadan topu kaptırdık alanya 3 pasla kalemize kadar geldi bir şekilde tehlikeyi savuşturduk.
bu oyun tercih ediliyorsa skor bir şekilde alınmalı yoksa işiniz mucizelere kalıyor. diğer yandan rakip sizi buna mecbur bırakıyorsa yine işiniz mucizelere kalıyor :)
sözün özü, istisnai maçlar olsa da bu tercih büyük takımların genetiğine uymuyor diyebilirim. özellikle fatih terim ile biz buna hiç alışmadık, alışamayız gibi duruyor.