kimse kendisinin bu derece zayıf karakterde ve sorumsuz bir tipte olduğunu tahmin etmiyordu. eminim eskişehirspor'daki hocaları ve takım arkadaşları da bundan haberdar değildi. eskişehir'de özellikle yabancı sınırının verdiği sıkıntı ile nispeten göze çarpan bir performans ortaya koydu, ki bunlardan bir tanesi herkesin dikkatini ilk kez çektiği
30 ağustos 2013 eskişehirspor galatasaray maçıydı. sonrasında koca sezon bir fener'e, bir beşiktaş'a, bir bize yazıldı. ihale bize kaldı.
böyle olacağı bilinseydi kimse almayı bırak, muhatap bile olmazdı.
tarık transferi hakkında eleştirilebilecek tek nokta, 2014 yazında bitecek sözleşmesi değerlendirilmeyip, sözleşme uzattıktan sonra transferinin yapılması. yoksa bedavaya gelse hem bu kadar baskı olmayacak, hem de kulüp bütçesinden yok yere 4.5 milyon euro çıkmayacaktı.
muhtemelen 6-7 sene sonra hürriyet haber galerilerinde "bir zamanların paylaşılamayan oyuncusuydu, şimdi yokluk çekiyor" isimli fotoğraflı bir haber sayfasında göreceğiz. inşallah görürüz de. sonrasında da zaten kimsenin hatırlamayacağı, hatırlamak istemeyeceği bir tip olur.
geçen sene şampiyonluk kutlamasında ıslıklamıştım, hiç de pişman değilim. aynı kutlamalarda latovlevici de çıktı, eray da çıktı, tolga da çıktı; hiçbirine herhangi bir tepki olmadı. hatta latovlevici için tezahürat bile başladı, ilk bağıranlardan biri de bendim.
lato kötü futbolcuydu bizdeyken. keşke tarık da yalnızca kötü futbolcu olsaydı.