• 776
    drogba hakkındaki düşüncelerine katılmadığım yazar. bana göre drogba'nın takıma verebileceği tek zarar yokluğu olur. takım çok alıştı drogba'lı oyuna ve malesef bu adam 36'sına merdiven dayadı. herhangi bir sakatlı, yorgunluğunda çok büyük sıçışa geçebiliriz. şu an takımın çoğu hücumu drogba üzerinden kuruluyor. selçuk ve melo orta sahada aldığı topların %80'ini drogba'yla buluşturma gayretinde, semih defanstan çıkarken dikine paslarla drogba'yı arıyor. pasın kalitesi ne olursa olsun adam sırtına rakip defansı alıp göğsüyle stop edip oyunu açıyor, tek topla verkaçlar yapıyor. sayesinde selçuk'a, melo'ya dikine gitme konusunda daha az sorumluluk kalıyor.

    burak yılmaz'ın sırtı kaleye dönük oyunda saç-baş yoldurduğunu düşünürsek (her maç 1 tane pas hatası, top kontrolünde beceriksiliği sebebiyle mutlaka bir kontra atak yiyoruz) bu görev drogba yokluğunda umut bulut'a kalıyor. ancak umut'tan da bu kadarını beklemek kendisine haksızlık olur.
  • 777
    eleştirildiğini görünce dayanamıyorum. savunmak-savunmamak için değil, argümanları okumadan durmaya dayanamıyorum. acaba standart bir futbol izleyicisi olup futbol bilgisine 10 üstünden rahatlıkla 7 verilecek bu adama hangi sebep ile linç kampanyası başlamış ilgimi çekiyor. girip okuyorum.

    adamı futbolcuya, teknik direktöre, başkana küçük düşürücü ya da makamını zedeleyici yazılar yazdığı için yeriyorsunuz-yeriyorlar.
    iyi de bu hakkı ona kim veriyor? moderasyon mu? bence bu hakkı ona direkt olarak galatasaray camiası veriyor.

    sen adnan polat’ı gönderirken kulübün tarihinde emsal olacak küçük düşürmeyle bunu yapmadın mı? sen galatasaray tarihinde ilk defa bir eski başkanı divana sevketmedin mi? sen kendin galatasaray başkanlık makamını düşürmedin mi ünal aysal? o zaman taarabt gibi vasat bir izleyiciden botokslu lafını yersin. bu makamı, onun eski sahibine yaptığın davranışlarla sen küçülttün zaten. el altından basına malzeme vererek, mikrofon-kamera gördüğün anda ‘’kendinden emin ve samimi gibi çek pampa’’ pozuna girerek herkesin rahatlıkla ulaşabileceği adam olarak sen kendi makamını kendin düşürerek alemin ağzına laf verdin. seni savunan adam rasim ozan kütahyalı neden bahsediyorsun allahaşkına? mesajlarını el altından verdiğin adama bak.

    burada ilk yenilgi, beraberlik sonrası mancini başlığına ‘’malcini’’ ya da ‘’elemancini’’ ya da ‘’egosuna kaydığımın italyan artizi’’ yazacağım. galatasaray teknik direktörünü aşağılayıcı, itibarını zedeleyici haberler, yorumlar yapmayı görüş bildirme cesaretini bana da taarabt’a da veren adam ünal aysal çünkü. onu küçük düşürmek için milyonca datayı alakalı alakasız yılanlara veren, prim sağlatan, kendini yağlatan ama fatih terim’i itibarsızlaştıran adam. kusura bakma ünal başkan sen fatih terim’i değil galatasaray teknik direktörlük makamını itibarsızlaştırdın. şimdi hepimizde savaş baltalarını çıkarıp ilk kötü sonuçta mancini’yi itibarsızlaştırma yetkisi var. kapıyı sen açtın, biz de içinden geçeceğiz elbet.

    bu arada bülent korkmaz, hakan şükür ve cevad prekazi’ye yaptıklarıyla galatasaray efsanelerini asabilme kapısını açan adam da adnan polat’tır. tarih onu da affetmeyecek. ama tarih adildir ünal başkanım seni de affetmez. suratına bakmayacağın iplemeyeceğin adamlar seni botokslu diye eleştirir.
    futbolcu alma, gönderme biçimleri ile de futbolcuyu asma yetkisi verdiniz. taraftar işine girmiyorum size gerek yok biz birbirimizi sikeriz.
    fatih terim takıma bir şeyler getirmişti, taktik olarak çok çok üst düzey olmasa da rakibi maç içinde çözerek skoru değiştirme yeteneği baya bir mevcuttur. 3-2’lik real madrid maçı da sabri’nin eseridir. sabri de fatih terim’in. oyuna sokuş dakikasına kadar. onu engin baytar gibi kullanarak boş alanları topla katetmesini söylediği için de o başarı terim’e aittir.

    fatih terim galatasaray’dan birlik olma duygusunu da giderken yanında götürmüştür. kimse kusura bakmasın bir daha 3-5 sene boyunca birlik olabileceğimizi sanmıyorum.
    ve ünal başkanımın bana vermiş olduğu yetkiye dayanarak önüme geleni değersizleştirebilirim kalemimle. ve taarabt ya da bir başkası çıkıp makamları küçük düşürdüğünde kimse ağzını açıp lafını bile edemeyecek.

    bu yetkiyi en üst mevkiden aldık çünkü.
  • 782
    mahallenin bıçkın delikanlıları olur ya hani. bir kızı sever sonra aşık olur bağlanır tüm yaşamını o kız üzerine kurar. sonra kızın üzerine fazla düşmesi, olmayacak işler yapması yüzünden kız bunu terk eder. fakat bıçkın delikanlı bunu asla kabul etmez. içer içer gece gider kızın evinin önünde bağırır çağırır. sonra kız yüz vermedikçe kafayı yer olmayacak işler yapar. en sonunda kız gider başka birine aşık olur bu da bunu öğrenince "ya benimsin ya kara toprağın" diye kızı öldürür sonra da gazetelerin 3. sayfasına çıkar "kıskançlık yüzünden öldürdü!!!" haberleriyle. kız mezara oğlan hapise.

    buradaki bıçkın delikanlı kendisidir. fatih terim sevgisi galatasaray sevgisinin önüne falan geçmiş. imparatorun gönderilmesi ve ünal aysal hakkında yazdıklarım ortada. bunu neden diyorum, okuyanlar "ünal aysalcı bu" demesinler diye. neyse. allah akıl fikir versin. fenerbahçe'nin 4. yıldızını da kutlamış. sanırım fatih terim başa gelene kadar fenerbahçe'yi destekleyecek. bunun üzerine bir ersun yanal ve bir aziz yıldırım güzellemesi, sneijder-drogba-mancini ile ilgili hakarete varan entry'ler yazıp içini rahatlatsın. fiziksel özellikler ile alay etmeyi iyi biliyor. erman kılıç'ın fiziğiyle ilgili alaylara "fiziği böyle ondan beğenmiyorlar" temalı entry gir sonra git ünal aysal'a botokslu de. zihniyetinizi seveyim ya. canlarım. aynı bokun laciverti ama bunun farkına varacak kadar kafası basmıyor.
  • 790
    tarih boyunca milli takımlar düzeyinde dünyanın en modern futbolunu oynamasıyla tanınan hollanda milli takımının, demode bir 10 numarası olduğuna kanaat getiren yazar. hahaahahhaahahhahahaahha. çok haklısın. sneijder rusya'ya da gider katar'a da gider hacı. 2018 dünya kupasında rusya'ya, 2022 dünya kupasında katar'a gider :) o temposuz futbolunu 38 yaşına kadar oynar, jübilesini de turunculu formasıyla yapar.
  • 793
    (bkz: #1319252)

    ilgili entry'i bir hastanenin acilinden yazdığı rivayet ediliyor. sanırım kendisini hastaneye götüren de mahmut tekdemir isimli komşusu. hemen merak etmeyin durumu ciddi değil. (bkz: 15 ekim 2013 türkiye hollanda maçı)nda sneijder'in iyi oyunu ve golü sonrası ağlayıp sızlamaları yüzünden tedbir amaçlı götürülmüş yapılan tetkikler sonucu sneijder'in golünün kendisinde kas zorlanmasına sebep olduğu görülmüş. doktor krem yazmış ve göndermek istemiş ama o "sneijder yüksek seviyeli bir takımda oynayamaz" diye bağırmaya başlamış. sneijder'in hollanda gibi dünyanın en iyi beş takımından birinin 10 numarası olduğunu düşünen doktor bu tepkinin karşısında sabah erken saatleri bekleyip ilk kesilen kurbanlar içinden en olgun hayvanın beyninin bir kısmını alıp kavurmasını kendisine afiyetle yedirecekmiş. alternatif tıp belki kurtarır diyorlar.

    tanım mı? işi gücü her ama her fırsatta sneijder ve drogba'ya bok atmak olan, her maçtan ya da olaydan sonra fikir özgürlüğü safsatasına sığınarak buradaki ortamı geren ve dikkat çekme ihtiyacını bu kadar hissettiğine göre ciddi asosyallik içinde hayatını sürdüren yazar.

    not: dikkat çekmeye çalışıyorum. bakalım nasıl bir hismiş.

    moderasyona not: entry fiziksel referans içermiyor. o referansı sneijder bizzat verdi kendisine.
  • 794
    sözlük olarak çok fazla ilgilendiğimiz yazar.

    bırakın arkadaş, ilgilendikçe prim veriyorsunuz. adamın bazı futbolculara ve bazı kişilere karşı önyargıları var. bu adamlar kızıldenizi yarsa bile bu şahsın gözünde aklanamıyor.

    bu arkadaş sneijder'e bok atıyor diye sneijder sneijder'liğinden bir şey mi kaybediyor ? hayır.

    siz üzerine düştükçe bu arkadaş sükse yapacağım ayağına ünal aysal'a hakaret ediyor, sneijder'i itin dübürüne sokuyor. ciddiye almasanız diğer tüm önyargılarından arınamamış ve egoların esiri altında yazılmış entryler gibi yok olup gidecek. çünkü kendi ve kendi zikrine sahip taraftar güruhunun ağzından düşürmediği sneijder, kewell gibi profesyonel, klas, elit, ahlaklı, yetenekli adamları değil, mahalle kabadayılarını hakediyor.
  • 797
    ben bu adamı şahsi olarak seviyorum çünkü mesajlaşan herkes fark edecektir ki gerçekten detaycı ve aklı başında bir yazar ama sanki adam şeyhülislam, sanki adam halife, allame-i cihan, papa, birleşmiş milletler genel sekreteri... tamam yahu demişse demiş, yazmışsa yazmış, her yazıda da laf sokmak, imada bulunmak, mahmut tekdemir göndermesi yapmak da kabak tadı be... alt tarafı yazmış amk fikrini belirtmiş tamam lan. bu da kendince bir renk, bir düşünce, bir bakış açısı. herkesin aklından geçeni söylerse ne anlamı kalır? elbette eleştiri ve yergi olacaktır normaldir fakat zırt pırt adeta bir sanal camia celebrity'si gibi her hareketine bir cevap kaygısı olunca da haber değeri kalmıyor bence. tamam ben zamanında yaptım ama o zaman mevzu daha tazeydi, şimdi taarabt bildiğimiz sevdiğimiz taarabt bir konuya ilişkin ne diyeceği zaten aşağı yukarı kestirilen taarabt, hayret verici bir olay yok bence bekleneni yapıyor, bekleneni dile getiriyor. şaşırtmıyor aslında kendisi bu çünkü, olduğu gibi, sağ olsun var olsun.

    (bkz: bıktım)
  • 799
    ciddi anlamda sneijder konusunda kompleks kusuyor.

    bazı entry'lerini eskiden keyifle okurdum ancak şimdilerde sadece "inş cnm yhaa :))" diye tebessüm ediyorum..

    sneijder'i yakışıklı olduğu için beğeniyoruz ya biz, bruma'yı da sübyancı olduğumuz için beğeniyoruzdur. sen de egolarında kayboldun be taarabt, gerçi toptan anlasan nickin taarabt mı olurdu amk :(
  • 800
    genelde yazdıklarını gördüğümde kendisiyle hemen hemen hiçbir konuda pek aynı fikirde olduğum söylenemez. başta fatih terim ve yerli oyuncu fantezisi ağırlıkta olmak üzere bazı şeyleri körü körüne savunuyor. ama bugün bir entry'si gözüme çarptı ki son günlerde bu ortamda okuduğum en mantıklı yazıydı belki de. sırf bu entry sayesinde saygı duydum bu adama.

    (bkz: #1290723)
App Store'dan indirin Google Play'den alın