---
alıntı ---
giderek önemini yitiren saha, 1929'da maliye bakanı şükrü saracoğlu'nun gayretiyle önce millî emlak'a devredildi, sonra da fenerbahçe spor kulübü'ne kiralandı. önce üstü ahşap, altı beton, 100 m²'lik ve 2.000 seyirci kapasiteli yeni tribünler inşa edildi, sonra karşısına 1.500 kişilik ikinci tribün yapıldı. fakat bu onarımlar sırasında kalelerin yerleri değiştirilerek rüzgâra açık hale geldiğinden futbola elverişsiz bir durum yaratılmıştı. fenerbahçe stadyumu bu yeni hâliyle mayıs 1932'de dönemin istanbul valisi ve belediye başkanı muhittin üstündağ'ın katıldığı bir törenle yeniden açıldı.
5 haziran 1932'de çıkan yangında kuşdili'nde kulüp binası yandı. başta mustafa kemal atatürk olmak üzere dönemin devlet yöneticileri bu zor döneminde fenerbahçe'ye yardım edilmesine karar verdi. kulüp binası yok olan fenerbahçe'nin hiç olmazsa kendi stadyumuna sahip olması için yine saracoğlu'nun çabalarıyla fenerbahçe stadyumu, 6 temmuz 1932 tarih ve 1213 sayılı karar uyarınca, 10 taksitte ödenmek koşuluyla 9.000 liraya (1.000 reşat altını) fenerbahçe spor kulübü'ne satıldı. bununla birlikte fenerbahçe, türkiye'de stat mülkiyetine sahip ilk kulüp olma özelliğini kazandı. 36.000 m²'lik sahanın ve tesislerinin alınması için gereken paranın 500 lirasını bizzat atatürk vermiş, geri kalan miktar ise 50 kuruştan satılan biletler ile fenerbahçe spor kulübü'nün ilk eşya piyangosundan sağlanmıştır.
---
alıntı ---
kaynak:
https://tr.wikipedia.org/...aco%C4%9Flu_Stadyumuzamanında ulu önder
mustafa kemal atatürk'ün ve diğer bazı devlet büyüklerimizin katkılarıyla mülkiyeti çok ucuz bir meblağ karşılığında
fenerbahçe'ye devredilmiş stat. helal-i hoş olsun, kesinlikle "böyle bir şey niye yapılmış" falan demiyorum.
tuhafıma giden tek nokta şu; statlarını bu şekilde kazanmış olan
fenerbahçe camiasının bazı mensupları,
galatasaray'ın uzun bir süre daha kullanım hakkına sahip olduğu
ali sami yen stadı'nı devredip karşılığında değeri daha düşük bir arazide olan
tt arena'ya geçip devletimizin ciddi şekilde kara geçmesine vesile olduğunda nasıl yüzsüzce "beleş stada kondunuz" diyebiliyor?
bu nasıl bir utanmazlıktır?