şikenin, ırkçılığın, düzenbazlığın cezasız kaldığı ülkenin spor bakanı.
yarın birgün galatasaray, dirilişinin son halkası olarak avrupa'da çatır çatır top oynayacak. altyapısından yetişen aslanlar milli takımı yeniden bir yerlere taşıyacak.
işte o gün bu utanmazlar, kendilerine pay çıkaracaklar bu başarılardan. şeref tribünlerinde gerim gerim gerinip, ''bak bizim dönemimizde oldu bunlar'' diyecekler. terbiyesiz basın, kahramanlık destanları yazacak. bugün türlü türlü pislikler, çamurlar attıkları galatasaray'ın başarılarını, kendi başarılarıymışçasına yansıtacaklar manşetlere. ama içten içe yine kahrolacaklar, kıskanacaklar. fatih terim'i milan'a, selçuk inan'ı madrid'e, semih kaya'yı chelsea'ye gönderecekler. yönetimde çatlaklar bulacak, krizler üretecekler.
e be galatasaray! ağzınla
kuş tutsan faydası yok. bu ülkenin göğsünü ne kadar kabartırsan kabart; yükselişinle ülke sporunun yükseldiğini, düşüşünle ülke sporunun düştüğünü kaç kez kanıtlarsan kanıtla; gerekli yerlerde kadrolaşmadıktan, ülkeyi örümcek ağı gibi sarmış çubuklulardan kurtulmadan, her daim seni aşşağı çekmeye çalışan birileri olacak. bir yandan tek başına, tırnaklarınla elde ettiğin başarılarla övünürken, bir yandan da kuyunu kazmaya devam edecekler bunlar.
olsun galatasaray! arkanda biz varız. yani... sanırım varız.