1
gence ölüm,mayıs'a hüzün yakışmıyor
günün de anlam ve önemine binaen,bu mecranın bir spor sözlüğü oluşunun (!) bilinciyle ufak bir anektod paylaşıp o güzel insanları bir kez daha anmak istedim.
68 kuşağı üzerine bugüne kadar pek çok kitap, makale yazıldı; belgeseller, diziler, filmler çekildi. ama bir konunun üzerinde nedense pek durulmadı.bu nedenle 68 kuşağı sanki hep eksik anlatılmış gibi geliyor bana.bütün kitlenin gözünde siyah beyaz fotoğraflarda kaşları çatık,gün 24 saat sosyalist devrim üzerine kafa yoran,pek ve hep ciddi abiler değillerdi kuşkusuz.
herbirinin türlü hayalleri,sosyal yaşantıları,renkli kişilikleriyle aralarında birçok şair,fikir adamı ve sporcu vardı.
odtü'nün donları
1971 darbesinde sansaryan han’daki işkenceler sırasında polisler önemli bir delil buldu; devrimcilerin hemen çoğunda aynı tip mavi ya da kırmızı külot vardı. sordular; “bu donların anlamı ne; mavi ile kırmızının farkı ne; bunlar thko’nun rütbeleri mi?” işkencedeki sporcu gençler gülmemek için kendini zor tuttu, “bunlar” dediler; “odtü spor kulübü’nün donları!”
mirasını onlardan aldığımız okul koridorlarında gazoz kapağıyla futbol oynayan bir kuşaktı onlar. sanmayın ki fasulyesine poker ya da blöflü pişti oynamadılar? sanmayın ki kolalı votka içmediler? ya da rakı? zeki müren konserine gitmediklerini mi düşünüyorsunuz? muhammed ali, joe frazier’e yenildiğinde üzülmediklerini mi sanıyorsunuz? ya da hiç küfür etmediklerini mi ?
dağcılık kulüplerini üniversitelerde ilk kimler kurdu sanıyorsunuz? türkiye’de bu sporun gelişiminde 68’li fikret gürbüz, tuncer gürdil, uçmaz sungur, sönmez targan ve nicelerinin katkıları unutulabilir mi?
ardı ardına şampiyon olan efsanevi itü basketbol takımının temelini tmtf ikinci başkanı cavit savcı atmadı mı? maratoncu mehmet yurdadön ülkeye madalyalar kazandırmadı mı? sbf’nin tanınmış milli güreşçileri necati sağır, mustafa aynur aynı zamanda thkp-c’li değil miydi?
peki ya boksörler milli sporcu taşkın konuralp’in adını duymuş mudur? odtü motor kulübü’nün kurucularından tayfur cinemre motosikletiyle kimleri taşımadı ki; ulaş bardakçı, yusuf aslan, cihan alptekin…
birçoğu futbol severdi de kuşkusuz… dönemin öğrenci hareketlerinin adeta bir ajax altyapısı olan devrimci öğrenciler birliği’nin dolmabahçe tribünlerinin en ateşli grubu oluşunu bilirler mi ? bugün kemik çarşı’nın devrimciliği nereden geliyor sanıyorsunuz ?
68’lilerden futbol takımı kurulsa deniz gezmiş ilk 11’e mutlaka alınırdı. deniz’in ayrılmaz parçası cihan alptekin de…maestro sinan cemgil,bir hagi edasıyla komuta ederdi takımı.
mahir çayan ise kesin teknik direktör; haydarpaşa lisesi futbol takımının beyni olarak 4 yıl boyunca oynadığı çok sevdiği futboldan iki bacağına takılan platin çubukları nedeniyle erkenden koptu. deniz gezmiş sahada kesin hakemi kandırmaya çalışırdı. onun mizahçı yönü bilenmeden deniz gezmiş portresi yazılabilir mi? beyaz at üstünde odtü yurdunda kız arkadaşına serenat yapan bir romantikti o. idam edildiğinde henüz 25 yaşındaydı.o kuşak 1 kişiyi bile öldürmedi; ama tam 43 can verdiler.
bu çok yönlülüğü ve renkleriyle bugün dahil bize umut vesilesi olan nesli ve neslin önderlerinden deniz gezmiş,yusuf aslan ve hüseyin inanı,katledildikleri bugünde
edip cansever'in şu dizeleriyle tekrar anıyorum,unutulmayacaklar ve hem dilde hem yürekte olacaklar biz var olduğumuz sürece.
"ölü mü denir
ölü mü denir şimdi onlara."
günün de anlam ve önemine binaen,bu mecranın bir spor sözlüğü oluşunun (!) bilinciyle ufak bir anektod paylaşıp o güzel insanları bir kez daha anmak istedim.
68 kuşağı üzerine bugüne kadar pek çok kitap, makale yazıldı; belgeseller, diziler, filmler çekildi. ama bir konunun üzerinde nedense pek durulmadı.bu nedenle 68 kuşağı sanki hep eksik anlatılmış gibi geliyor bana.bütün kitlenin gözünde siyah beyaz fotoğraflarda kaşları çatık,gün 24 saat sosyalist devrim üzerine kafa yoran,pek ve hep ciddi abiler değillerdi kuşkusuz.
herbirinin türlü hayalleri,sosyal yaşantıları,renkli kişilikleriyle aralarında birçok şair,fikir adamı ve sporcu vardı.
odtü'nün donları
1971 darbesinde sansaryan han’daki işkenceler sırasında polisler önemli bir delil buldu; devrimcilerin hemen çoğunda aynı tip mavi ya da kırmızı külot vardı. sordular; “bu donların anlamı ne; mavi ile kırmızının farkı ne; bunlar thko’nun rütbeleri mi?” işkencedeki sporcu gençler gülmemek için kendini zor tuttu, “bunlar” dediler; “odtü spor kulübü’nün donları!”
mirasını onlardan aldığımız okul koridorlarında gazoz kapağıyla futbol oynayan bir kuşaktı onlar. sanmayın ki fasulyesine poker ya da blöflü pişti oynamadılar? sanmayın ki kolalı votka içmediler? ya da rakı? zeki müren konserine gitmediklerini mi düşünüyorsunuz? muhammed ali, joe frazier’e yenildiğinde üzülmediklerini mi sanıyorsunuz? ya da hiç küfür etmediklerini mi ?
dağcılık kulüplerini üniversitelerde ilk kimler kurdu sanıyorsunuz? türkiye’de bu sporun gelişiminde 68’li fikret gürbüz, tuncer gürdil, uçmaz sungur, sönmez targan ve nicelerinin katkıları unutulabilir mi?
ardı ardına şampiyon olan efsanevi itü basketbol takımının temelini tmtf ikinci başkanı cavit savcı atmadı mı? maratoncu mehmet yurdadön ülkeye madalyalar kazandırmadı mı? sbf’nin tanınmış milli güreşçileri necati sağır, mustafa aynur aynı zamanda thkp-c’li değil miydi?
peki ya boksörler milli sporcu taşkın konuralp’in adını duymuş mudur? odtü motor kulübü’nün kurucularından tayfur cinemre motosikletiyle kimleri taşımadı ki; ulaş bardakçı, yusuf aslan, cihan alptekin…
birçoğu futbol severdi de kuşkusuz… dönemin öğrenci hareketlerinin adeta bir ajax altyapısı olan devrimci öğrenciler birliği’nin dolmabahçe tribünlerinin en ateşli grubu oluşunu bilirler mi ? bugün kemik çarşı’nın devrimciliği nereden geliyor sanıyorsunuz ?
68’lilerden futbol takımı kurulsa deniz gezmiş ilk 11’e mutlaka alınırdı. deniz’in ayrılmaz parçası cihan alptekin de…maestro sinan cemgil,bir hagi edasıyla komuta ederdi takımı.
mahir çayan ise kesin teknik direktör; haydarpaşa lisesi futbol takımının beyni olarak 4 yıl boyunca oynadığı çok sevdiği futboldan iki bacağına takılan platin çubukları nedeniyle erkenden koptu. deniz gezmiş sahada kesin hakemi kandırmaya çalışırdı. onun mizahçı yönü bilenmeden deniz gezmiş portresi yazılabilir mi? beyaz at üstünde odtü yurdunda kız arkadaşına serenat yapan bir romantikti o. idam edildiğinde henüz 25 yaşındaydı.o kuşak 1 kişiyi bile öldürmedi; ama tam 43 can verdiler.
bu çok yönlülüğü ve renkleriyle bugün dahil bize umut vesilesi olan nesli ve neslin önderlerinden deniz gezmiş,yusuf aslan ve hüseyin inanı,katledildikleri bugünde
edip cansever'in şu dizeleriyle tekrar anıyorum,unutulmayacaklar ve hem dilde hem yürekte olacaklar biz var olduğumuz sürece.
"ölü mü denir
ölü mü denir şimdi onlara."