bu sabah uyandım. kasvetli bir hava vardı. hiç uyanamadım ya da uyanmak istemedim. sonra telefondan bir kaç haber okurum dedim açtım siteleri. bir de baktım ki 269 gün direnen canım kardeşim, suçsuz, günahsız, daha 14'ünde başına isabet eden gaz kapsülü yüzünden komada hayat mücadelesi veren
berkin elvan'ım göçüp gitmiş. o an gözlerim doldu yatakta döndüm, kalkmak istemedim. dişlerimi sıktım, elimi yumruk yaptım. hırslıydım, öfkeliydim, çok ama çok üzgündüm. hemen sözlüğe girdim. baktım herkes benden önce almış haberi, ağıtlar yakılıyor, katillerine lanetler yağdırılıyor. ben de bir entry girdim azmettiricisi, katil olan şahıs hakkında.
belalıymış meğer silindi entry. konuştuk moderatörle eyvallah dedim acımız büyük, acımızı paylaşalım ve azalsın dedim ve hiç üstelemedim. ama içim içime sığmadı, dedim
tevfik fikret'sin sen yaz birşeyler hem ironik olsun hem de akrostiş falan anlarlarsa sen biraz daha kas da en sondaki harfleri denk getir dedim, sen yine de bu baskıya boyun eğme; fikrin hür vicdanın hür, söyleyecek bir kelamın varsa gizliden de olsa söyle dedim. nitekim bunu da yaptım.
(bkz:
recep tayyip erdoğan/#1440957)
bir de baktım ki en ofsayt entry olmuş. sözlük tarihinin en ofsayt entry'si de benim olabilirdi farketmez. görüşler uymazdı falan eyvallah üzülmezdim de. ama bu entry'de üzüldüm. birçok arkadaşım özelden mesaj attı, durumu açıkladım onlara ve daha sonrasında hepsinden teşekkür aldım.
oflayanların canı sağolsun. eminim ki onlar da benim gizli mesajımı göremediler ve zaten üzgün günümüzde bir anlık sinir ile ofsaytladılar. ama bütün akşam aklımda hep şu sözler döndü durdu:
hiçbiriniz hiçbir dilde beni anlamadınız
ben size başımı verdim sizinse;
insafsız bir linç oldu karşılığınız.
ama hepinizin canı sağolsun.
sinirlenme duvarına yazdım başka başlıkları meşgul etmesin dedim. sinirlenmedim kesinlikle ama çok üzüldüm.
unutulmasın ki; gün gelecek devran dönecek, herkes hesabını verecek! rahat uyku yok artık onlara, sen mezarında rahat uyu berkin elvan!