• 176
    gına getiren topluluktur. bunların saçmalıklarını okumaktan illallah ettik. öyle şeyler okuyorum ki şımarıklık dışında bir şeyle açıklayamıyorum. kasım 2022'den beri her maçı kazanıyor olma durumu taraftarın şirazesini kaydırdı sanırım.

    ocak ayının yarısına geliyoruz. bu takım temmuz ortasından beri maç yapıyor. bunların 8 tanesi şampiyonlar ligi maçı. çok ciddi eforlu, sert, yıpratıcı maçlar. yaptığın transferlerden davinson hariç hiçbiri net ve istikrarlı bir katkı verememiş hatta birçoğu sahaya bile çıkmamış istikrarlı şekilde. davinson da 1.5 aydır sakat. ekim sonundan beri de en büyük yıldızı sakat ve çok düşük bir verimle sahaya çıkıyor. buna rağmen şampiyonlar ligi'nde çok iyi performanslar verip göğsünü kabartmış, 3. olarak avrupa'da yoluna devam ediyor bu takım. dahası, %100'üyle oynayan, tek kulvarda oynuyor diyebileceğin kadar dandik bir organizasyonda maçlar yapan ve sadece 2 defa puan kaybetmiş* fenerbahçe ile aynı puanda. bunu yaparken de kadıköy'den 0-0 ile dönmüş. böyle bir ortamda ben sürekli hoca eleştirisi okuyorum. hocanın varlığına şükretmesi gereken topluluğa bak sen.

    gelgelelim artık filmi koparan kısım dün akşam oynanan konyaspor maçı* esnasında yapılan yorumlar. takımın istikrarı ve standardı en yüksek 2 futbolcusu torreira ve boey yok. oyununu çok belirgin şekilde ileri taşıyan davinson yok. öyle veya böyle ziyech yok. golcün ve yedek golcün yok. sol bekinde sağ kanat oyuncusu, sağ bekinde orta saha ve stoper rotasyonunda yer alan futbolcu oynuyor. bu takım 30 tane şut çekmiş dün. ilk yarı kerem 2 tane bomboş topu uzaya vurmuş ceza sahası içinde, mertens bomboş pozisyonda kalecinin üstüne vurmuş, zaha ceza sahası içindeki 2 şutta golü bulamamış, 2. yarının ilk anlarında kerem kale önünden topu yine uzaya vurmuş. biz ne okuyoruz? ''okan hocanın set oyunu zayıf, yine bir rakibi kolay çözemedik, çok sıkıcı oynuyoruz'' yorumları. artık gözlerime inanamıyorum.

    her maçı kazanan hocayı art niyetle eleştirenler, birkaç ay önce kafasında 40 tane dikişle belki de sana maç kazandıran sezonun oyuncusu nelsson'a 2 hata yaptı diye küfür yağdırmalar, 13. takımı 1.5 yılda bu noktaya getiren ve bütün galatasaray düşmanlarının düşmanı olan erden timur'a saçma sapan yakıştırmalar, muslera'ya kova çekmeler, icardi'yi 2 günde harcamalar... oğlum siz nerede büyüdünüz lan? nerede öğrendiniz futbolu, taraftarlığı? ne ara çoğaldınız böyle? bırakın lan. bırakın bu takımın yakasını. tiksindirdiniz lan artık kendinizden. hayatsızlar. 2 yıl önce konya deplasmanına giderken ''çok zor maç ya'' çeken heriflere bak, ''bayern deplasmanında nasıl kazanamadık'' diye üzülmesini sağlayan hocaya sallıyor sürekli. nankör herifler.
  • 177
    sosyal medya yaygınlaştığından beri anormal bir toksikleşme hali vardı zaten de özellikli bu mavi tik alma işi geldikten sonra görüntülenme almak ve para kazanmak amacıyla etkileşim kaşarlığı yapanlar ciddi anlamda sorun haline geldi. bu sadece galatasaray özelinde değil diğer takımlar özelinde de ciddi sorunda ben böyle tipleri gördüğüm an ya sessize alıyorum ya da engeli basıyorum. bunlar şımarık da değil düpedüz gerizekalılar. ne eleştiri yapmayı bilirler ne övmeyi bilirler inanılmaz salak bir kitle türedi. iğreniyorum bunlardan.
  • 178
    günümüzde, sosyal medyayı 8 yaşında bir çocuğun bile kullanıyor olması, ne yazık ki kaçınılmaz bir olgu. özellikle şımarık veya dengesiz taraftar hesaplarını incelediğimizde, bu hesapların çoğunlukla 13 ila 16 yaş arasındaki ergenler tarafından yönetildiğini görüyoruz, ki bu yaşlar ergenliğin en yoğun yaşandığı dönem. ayrıca, günümüzde pek çok genç artık kibar ve kültürlü olmak yerine 'badboy' veya 'badgirl' imajını benimsemeyi tercih ediyor. bu durum, başarılı ya da hedef odaklı kişilere karşı, toplumun genel görüşüne ters düşerek linç girişimlerinde bulunmalarına yol açıyor. bu durum gerçekten üzücü.

    bunun başka bir nedeni olarak, "galatasaray vefasızdır, başarısızsan gitmek zorundasındır" sözünün yanlış yorumlanması olduğuna inanıyorum. zira bu yorumun muslera'ya dahi uygulandığını görüyoruz kimi zaman. süper lig’de 17 maça çıkan ve sadece 9 gol yiyen fernando muslera, kalesini tam 10 maçta gole kapattı. buna rağmen hakkında saygısızca yorumlar yapılıyor.
  • 179
    güya tarafsızmış gibi yayın yapan fb medyasının yayın organlarındaki futbol uzmanlarının yorumlarına bakıp okan hocaya ve takıma sallamaya çalışan taraftar topluluğudur.
    sosyal medya yayın platformlarında çok güzel manipülasyonlar yapılıyor hem okan hoca hem de bazı oyuncular üzerine.

    yeri gelmişken onlara da bir çift sözüm var: yorumcu dediğin kafayı bir veya bir kaç oyuncuya takamaz. taraftarı bunlar üzerine yönlendiremez!
  • 180
    şampiyonlar ligi finalini savunma futbolu oynayarak kazansak ''okan hoca yauv galatasaray böyle mi oynar yauv haziran ayına geldik bu takımın ne oynadığı belli değil yauv.'' diyerek bir kusur bulacak topluluktur. kadrodaki en önemli 4 oyuncuyu sayın deseler yüzde 90ımız falan boey, davinson, torreira ve icardi'yi sayarız. bu adamların yokluğunda sen dün 30 tane şut çekip 3 tane atmışsın. 3 golün haricinde 1 topun direkten dönmüş. o direğin haricinde kerem'in tek başına kaçırdığı 4, mertens'in 1, zaha'nın 2 pozisyonu var. ama neymiş bu takım ne oynuyormuş. şaka desen şaka değil, komik desen komik değil. mide bulandırıcı bir hal almaya başladı artık bu iş.
  • 181
    eskiden twitterda futbolu takip ederdim, bu tipler ve toksik rakip taraftari yuzunden biraktim. sonra ekside bi sure futbol takip ettim, 2018'i takiben orasi da akil almaz bir toksiklige burundu.

    yolda gorsek "deli lan bu" diyecegimiz insanlarin yazilarini ciddiye alarak istemeden okuyor ve bes para etmez fikirlerine ve dusuncelerine maruz kaliyoruz.

    en ama en acisi, sozlugun de populerliginin artmasiyla sozluk ortalama yazarinin de bu kitleye evrilmesi.
  • 182
    maalesef günden güne artan bir topluluk. yaşımız gereği 80'lerin sonundan itibaren galatasaray'ımızı yakinen takip ederim. çok şaşaalı, debdebeli yıllar da gördük; zapatalı, bratu ve petreli, pinolu zamanlara da şahit oldu bu gözler. yokluğu iyi biliriz: 13.lükler, 11.likler, kadıköy deplasmanlardaki kabullenilmiş hezimetler, taner gülleri vakaları... bunlara tanık olan biri olarak okan buruk ve takımına "yeni nesil elinden cep telefonu düşmeyen taraftarlar" eleştiri getiriyorsa bu arkadaşlar galatasaray'ı bırakıp manchester city tutsunlar. yarım yamalak futbol bilgileri, abuk subuk sosyal medya fenomenlerinden copy paste ettikleri söylemleri ile -ben dahil- kimse galatasaray için gecesini gündüzüne katan insanlara karşı bu kadar nankör olamaz. ndombele'den nelsson'a kadar her biri galatasaray'ın neferi olan, bu şanlı arma için ter döken her futbolcu değerlidir.
  • 183
    fenerli bebeleri övüp, galatasaray değerlerine saldırmalarıyla da ünlüdür bunlar. şu futbol ortamında böyle bir durumu hazmeden gerçekten muhteşem bir mideye sahip.

    yahu; galatasaray bakın galatasaray! devlet televizyonu, hükümet televizyonu, yayıncı kuruluş, muhalefet televizyonu, sosyal medya ve binbir türlü mecrada aleni şekilde saldırı altında. sen daha da bunlara tepki gösterip takımına destek vereceğin yerde onların gemisine binip futbolcuna, teknik direktörüne, efsanene nasıl saldırabiliyorsun aklım hafzalam almıyor.

    https://youtube.com/...?si=V0l18MXiShLcvvKX

    varsın bu durumu belirten bizler kötü olalım galatasaray iyi olsun sadece. karınca misali safımız belli olsun.
  • 184
    (bkz: 11 ocak 2024 sivasspor galatasaray maçı)

    nerdeyse 6-7 tane direkt 11 oynayan/oynayabilecek oyuncumuzdan yoksun olduğumuz deplasman mücadelesinin ilk yarısını 1-0 önde kapatıyoruz, akıl almaz eleştiriler gömmeler havada uçuşuyor. neymiş efendim top kaptırmış şu olmuş, yan hakeme bakmış, yanlış yere pas atmış bla bla bla.

    ne bekliyoruz anlamıyorum ki,

    topu her ayağımıza aldığımızda golle mi sonuçlanması lazım?

    kati suretle hiç topu kaptırmamamız mı gerekiyor?

    ömrü billah hava topu ıskalamamalı mıyız?

    top kaptırmayan, hata yapmayan futbolcu var da bizim takımda mı oynamıyor?

    maç başlıyor daha 5 dk dolmadan oyuncularımız hakkında hükme varabiliyoruz.

    şu başlıktaki taraftar tanımına cuk oturuyoruz.
  • 191
    sağa sola aşırı emanet duran bomboş racon kesip, önüne gelene türlü yaftalar yapıştırarak kişisel şovunu yapmaya çalışan, kendini sözde "gerçek taraftar" diye pazarlayan güruhun yeni modası olan kavramdır.

    bu tipler; kulübün tek sahibi kendisi farzederek, çevresinde kendisiyle taban tabana zıt görüşte olan herkesi bu ve buna benzer saçma sapan kavramlarla sindirebileceğini zanneder. o işleri geçeceksiniz.
  • 192
    bırakın yenilmeyi, puan kaybetmeyi kötü oynadığımız bir maç sonunda hatta sonu bile değil daha ilk yarısında başlayan bu güruhun kafa şişiren tantanalarını dinlemekten bıktım.

    bu güruh çoğunlukla sosyal medya ile büyümüş, zor zamanlar geçirmeye tahammülü olmayan, devamlı bir isyan ve haykırış durumunda olan bir güruhtur. sabır, analitik düşünce, sakin kalma, inceleme, gözlemleme, önce düşünüp sonra eyleme dökme gibi kavramlar kitaplarında yazmaz. anlık hareketler, anlık duygu patlamaları, aşırı sevinç ya da öfke durumlarını mütemadiyen yaşarlar. mevcut duygu durumlarını sıklıkla twitter'da ve artık maalesef sözlüğümüzde açığa çıkarırlar.

    bu tip taraftarlar, taraftarlıktan ziyade yeni nesilin psikolojik durumuyla daha çok ilgilidir ve muhakkak ki diğer takımların taraftarları arasında da sıklıkla rastlanır. ortak bir gaye için bile olsa aynı ortamda bulunmaktan imtina ettirecek bir topluluktur.
  • 193
    bilhassa, şımarmalarına sebep olan hocalarını yerden yere vuran taraftar.

    lig maçlarının tümünü kazanıp ligi şampiyon bitirmek istiyorsanız buyrun fm kariyerine beyler. orda bile oyunu kaydedip çıkıp yeniden girerek yaparsınız bunu.

    takım, en değerli parçalarından yoksun şekilde, rezil ötesi bir zeminde, rezil ötesi bir hakeme karşı top oynadı. hadi hiçbiri olmadı diyelim bu futbolcular da insan. takımın formsuz en az 5 maçı olacak sezon içinde. ona rağmen bile şu an kaybettiğin tek maçı* son dakika penaltın verilse kaybetmiyordun.

    erketeye yatmış bekleyen bir grup var. düşene tereddütsüz vuran, işler tersine dönünce "böyle olsun da ben g*t olayım sıkıntı yok." deyip geçiştiren... biraz sakin kalmakta, köstekten önce destek olmakta fayda var.
  • 194
    niye gündem olduğunu anlamadığım mevzu. 11 ocak 2024 sivasspor galatasaray maçından sonra herkes tek yürek olmuşken, hakkımızın aranmasını isterken nedir bu etiketleme olayı? yok zaha eleştirilmiş, yok hocaya yan bakmışlar. arkadaşlar operasyonla doğrandık, birlik olmamaız gerekirken siz neyin derdindesiniz? o şımarık bu bilmem ne. doğrandık alooo!
  • 200
    yangıncı tayfadan daha tehlikeli olduklarını düşünüyorum.

    daha önce de ifade ettiğim gibi, galatasaray taraftarlarının çoğunun gerçekçi olduğunu düşünüyorum. onların çoğu, türkiye'deki futbol koşulları göz önünde bulundurulduğunda, okan buruk gibi başarılı bir teknik direktörün zor bulunacağını bilir. ancak bazı şımarık taraftarlar bu gerçekliği görmezden geliyor. ne yazık ki, bu taraftar grubu, galatasaray'ın her maçı kazanmasını bekleyip, anadolu takımlarına karşı alınan her puan kaybını eleştiriyorlar. "bu takım şampiyon olamaz" diyerek hemen tepki gösteriyorlar. yangıncı tayfa ise, yönetimi sürekli baskı altında tutuyor. genellikle bu durumdan şikayet edilse de, bu baskının bazen yönetimi daha dikkatli ve sorumlu olmaya ittiğini düşünüyorum. şımarık taraftar grubu ise "çöpe atsan çöpe yazık" klasmanındanlar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın