resim
Shabani Christophe Nonda
Takım:Kariyer Sonu
Mevki:Santrfor
Yaş:47
Boy:1.82
Uyruk:Kongo DC
  • 507
    aylardır galatasaray'ın forvet alması gerektiğini söyleyenlere cevabı vermiş üçüncü köprüdür. orduspor bir ölçü olmasa da takımdaki gol istatistiği ve kralımızın* iyileşmesi forvet transferini gereksiz kılmıştır.

    edit: bu entry galatasaray klübü sağlık ekibinin ne amaca hizmet ettiği anlaşılamayan çalışmaları nedeniyle yenilmiştir.
  • 516
    kendisi için, ''lucas neill geldi, o gitsin de yabancı kontenjanı açılsın'' demediğimdir. ''iyi bir forvet gelecekse, gitsin, yabancı kontenjanı açılsın'' dediğimdir. ayrıca yönetimin tercihi bu yönde olacağındandır bu düşüncem. ayrıca lucas neill gelince niye gidiyor ki, o varken lucas neill de kontenjan içinde yer alabiliyor zaten. demek ki lucas neill-nonda bağlantılandırılamaz. ''lucas neill kendisinden çok mu şey kattı bu takıma?'' diye bir soru duyar gibi oldum sanki. cevabı, hayır! çünkü neill yeni geldi. c. ronaldo gelse, nonda'dan çok şey mi kattı bu takıma diye sormak lazım o zaman! e haliyle transfer yapmamak gerek, 48 yaşına kadar nonda oynasın.
  • 517
    "gol atmak doğamda var"

    galatasaray’ın başarılı futbolcusu shabani nonda çarpıcı açıklamlarda bulundu.

    galatasaray'ın başarılı futbolcusu shabani nonda, galatasaray televizyonu'nda yayınlanan avea kamp günlüğü rogramının konuğu oldu.

    tatilin nasıl geçti?

    çok iyi geçti. ailemle vakit geçirebilmek için kongo'ya gittim. annemi, babamı ve arkadaşlarımı görme fırsatı yakaladım. gerçekten oldukça güzel bir tatil geçirdim.

    peki bu süreçte dinlenebildin mi? kamp döneminde kendini biraz daha dingin hissediyor musun?

    peşpeşe maraton gibi koştuğumuz haftalardan sonra böyle bir dinlenme fırsatı bulmak gerçekten çok iyi oldu. kendimi kamp yapmak için hazır ve tazelenmiş hissediyorum.

    kamp performansın ve antalya'nın genel havasıyla ilgili neler söyleyeceksin?

    kamp yapmak için ideal bir yerde bulunuyoruz. hava güzel, tesisler harika... en son hatırlarsanız istanbul'dan ayrılmadan önce hava soğuktu. istanbul'un soğuğundan sonra burada olumlu şartlarda antrenman yapmak takım için oldukça iyi oldu. herşeyden biraz daha fazla uzak olmak daha iyi dinlenmemizi sağlıyor. sizi ziyaret etmek üzere gelen arkadaşlarınız yok, ailenizden ayrısınız, dolayısıyla dinlenmeye ayıracak daha fazla vaktiniz var. bu durum da toparlanmamız açısından çalışmalarımıza olumlu yansıyor.

    ligin ilk yarısına baktığımızda gerek takımı, gerekse bireysel performansını nasıl değerlendiriyorsun?

    ben takım olarak ligin ilk devresinde birkaç istisanın dışında iyi iş çıkarttığımızı düşünüyorum. özellikle evimizde kaybettiğimiz puanlar bu birkaç istisnanın, bizim adımıza olumsuz sayılabilecek gelişmelerin en başında geldiğini düşünüyorum. bunlar tabi ki istediğimiz, beklediğimiz durumlar değildi. ama genel olarak ligin ilk devresini incelediğimizde başarılı olduğumuzu düşünüyorum. kendi performansımdan bahsedecek olursam, sahada olduğum süre zarfında takımım için yapabileceğimin en iyisini yaptığımı düşünüyorum. takımın ihtiyaç duyduğu anlarda goller attım. benim için de ilk yarının iyi geçtiğini düşünüyorum.

    oyuna sonradan girmene rağmen çok sayıda gol attın. oyuna sonradan girme psikolojisinin futbolcu üzerinde etkilerinden bahseder misin?

    oyuna sonradan giren futbolcunun tam olarak konsantrasyonunu sağlaması elbette kolay değil. hocamızın da söylediği çok önemli bir şey var; "gerek maça ilk 11'de başlayanlar, gerek oyuna sonradan dahil olmak üzere yedek kulübesinde oturanlar karşılaşmaya eşit derecede konstantre olmalılar". dolayısıyla zaman zaman yedek kulübesinde de olsak bile biliyoruz ki, sahaya adım attığımız dakikadan sonra üzerimize düşen görevi en iyi şekilde yapmak zorundayız. bu durumda konsantrasyonu koruma tabi ki profesyonellik gerektiriyor. kendinizi bir kere bu duruma alıştırdığınız takdirde işlerin sizin adınıza çok kolaylaştığını fark ediyorsunuz. maçın başında yedek kulübesindesiniz, daha sonra ısınıp sahaya giriyorsunuz ve hocanın sizden istediği görevi yerine getirebilmişsiniz. bunu sağlamayı başarmak için iyi çalışmak gerekiyor.

    ligin ilk yarısında sonradan oyuna girmesine rağmen bu kadar çok sayıda gol atmayı bekliyor muydun?

    dürüst olmak gerekirse, hayır. yedekten oyuna giren bir oyuncu olarak bu kadar gol atmayı beklemiyordum. fakat her şeyden önce gol beni çekiyor. sahadayken yaşımın ilerliyor olmasına rağmen değişmediğimi fark ediyorum. eskisi kadar genç değilim belki ama sahaya adımımı attığım andan itibaren golün beni çağırdığını hissediyorum. gol atmak benim doğamda, bir futbolcu olarak özelliklerimin içinde var. önemli bir nokta daha var ki, takımımızın ihtiyaç duyduğu golü kimin attığı çok da öneml değil. önemli olan takım olarak hedeflediğimiz başarıya ulaşmamız. kendimize koyduğumuz uefa avrupa ligi'nde ilerleme hedefimize bakacak olursak, golü benim ya da bir başka takım arkadaşımın atmasından çok, bizim maçları kazanmamız, koyduğumuz hedef doğrultusunda ilerleyebilmemiz önemli. dolayısıyla takımın ihtiyaç duyduğu golü atmış ya da atmamış olmayı önemsemiyorum.

    bizde de "topun futbolcuyu sevmesi" diye adlandırabileceğimiz bir deyim vardır. sen de bu deyime yakın bir söylemde bulundun. topun golcü oyuncuyu sevmesi kuramı hakkında neler söylersin?

    belki haklısınız ama ben bu söyleme tam olarak katıldığımı söyleyemeyeceğim. ben daha çok gol noktalarında yapmam gerekenler doğrultusunda bana öğretilenleri yapmaya çalışıyorum. çok eskiden bir hocam sahada sürekli hareket halinde olmam gerektiğinden bahsederdi. çünkü top hareketli bir nesnedir ve ne kadar çok hareket edersen topla buluşma şansın o kadar artar. ben de bunu yapmaya çalışıyorum ve sanırım başarıyorum da... top bir yere çarptıktan sonra hiç beklenmedik bir noktaya düşebilir. önemli olan o noktanın çevresinde hareket halinde olmaktır.

    bu kuramdan senin oyun karakterin hakkında fikir sahibi olabiliyoruz değil mi?

    evet, ama bu durum her yeni günde, yeni bir şeyler öğrenebiliyor olduğunu gerçeğini değiştirmiyor. ben her yeni gün yeni bir şeyler öğrenebileceğimin bilincinde, farklı antrenörlerle çalıştığımda bana uygun gelen farklı öğretileri kabullenmeye gayret ettim. dolayısıyla hep öğrenmeye açık olup, kendimi bugünlere kadar getirebilmeye gayret ettim.

    "sporda yüksek performans" dalında master yapmış olan albert roca pujol'un takımda bulunmasının sana olan faydaları nelerdir?

    onun öğrendiği teorik bilgileri harekete geçirebilmek adına çeşitli aktörlere ihtiyaç duyuyor, bu kişiler de bizleriz. onun bu kadar eğitimli olmasının bizlere elbette olumlu yansımasını bekleyebiliriz. bu konuda önemli bir öğrenim görmüş. dolayısıyla biz de onun bu öğrendiklerinin uygulayıcısı olmak durumundayız.

    önüne bir gol krallığı hedefi koydun mu?

    hayır, kendime öyle bir hedef koymadım. her maçı birbirinden ayrı düşündüğüm ve hiçbir maçı birbirine benzetmediğim için, her yeni maç öncesinde yeniden odaklanıyorum. dolayısıyla benim yılı en golcü futbolcu olarak bitirme gibi bir hedefim yok. daha önce de söylemiş olduğum gibi benim hedefim takımımın şampiyon olmasında maksimum katkı sağlamaktır.

    ne zaman gol atsan, bu golü attığı maçın ertesinde hakkında basında spekülasyonlara konu olan haberler çıkıyor. bu haberlerden dolayı bir rahatsızlık duyuyor musun? medyada hakkında çıkan eleştirileri takip ediyor musun?

    hayır. ben edinmiş olduğum bütün tecrübeler sayesinde gazetede takım hakkında genel ya da bireysel olsun bu tip haberlere kulak asmamayı öğrendim. bizim futbolcular olarak bunlara önem vermememiz gerek, çünkü yapmamız gereken çok başka işler var. bu işlerle ilgilenen yöneticilerimiz varken, bu durumlarla ilgilenmek bizim üzerimize vazife değil. gazetelerden gelen haberleri dikkate almak yerine, başkanımızın, sayın adnan sezgin'in ve hocamızın dediklerine uygun hareket etmeyi tercih ederim.

    ligin ikinci yarısında zorlu bir maraton sizleri bekliyor. mücadele ettiğiniz üç cephede de emin adımlarla ilerlediğiniz söyleyebilir miyiz?

    her şeyden önce kendimize gerçekçi hedefler koymamız gerektiğini düşünüyorum. avrupa ligi'ni değerledirecek olursak, orada hedefimiz gidebileceğimiz en iyi noktaya kadar gitmek. türkiye kupası'nda da hedefimiz bu... fakat kulübün prensiplerine uygun şekilde gelecek yıl da yoluna devam edebilmesi için lig şampiyonluğunun da çok önemli olduğunu unutmamalıyız. önce lig şampiyonluğuna, ardından da gerçekleştirmeyi dilediğimiz diğer hedeflere konstantre olmamız gerektiğini düşünüyorum.

    uefa avrupa ligi'ndeki atletico madrid kurası hakkında neler söylemek istersin?

    şansların eşit olduğu bir eşleşme olarak değerlendiriyorum. kondisyoner hocamız carlos cuadrat, atletico madrid'in bizi takip ettiğinden bahsetti. rahatlıkla bu eşleşme hakkında endişeli oldukları izlenimi edinebiliriz. biz de kendilerini takip ediyoruz ve biliyoruz ki bu eşleşme her sonuca açık gibi görünüyor.

    abdul kader keita'yla aranızda olan ilişkiden bahseder misin?

    çok iyi arkadaşız. aramızda gerçekten çok iyi bir uyum var. ikimiz de afrikalı'yız, ikimiz de fransızca konuşuyoruz, ikimiz de fransa ligi'nde uzun süre mücadele ettik. ben fildişi sahili'nin, o kongo'nun müziğini seviyor. dolayısıyla iyi anlaşıyoruz.

    abdul kader keita'nın fildişi sahili forması giydiği burkina faso maçını takip edebildin mi?

    rakip takımın çok fazla kapanması fildişi sahili'nin işini gerçekten zorlaştırdı. keita'da oyuna sonradan dahil oldu ve bir hareketlilik getirdi ama yapılacak şeyler kısıtlıydı.

    togo milli takımı'nın başına gelen talihsiz terör olayını nasıl değerlendirirsin?

    bu durum tabi ki afrika futbolunun hayrına olmadı. önemli şampiyonalar öncesinde afrika'dan bu şekilde söz edilmesi kıtaya hiçbir şey kazandırmaz. ben bir afrikalı olarak biliyorum ki afrika kıpır kıpır, insanlar genellikle mutlular ve hayatlarına devam ediyorlar. bu dönemde kıtaya bu denli negatif etkisi olacak bir olayın varlığının kime ne faydası olacağını gerçekten kestiremiyorum.

    sürekli olarak gülümseyen ve pozitif bir yapıya sahipsin? hayat felsefen nedir?

    hayat önemlidir ve bizim hayattan mümkün olduğunca tat almamız gerekir. hayat her an bitebilir ve dolayısıyla yaşadığınız her anı pozitif olarak değerlendirmek zorundasınız.

    kaynak: webaslan.com
  • 520
    klişe tabirle kumaşı iyi olan oyuncudur fakat bu adam isteksizken kendisini izlemek tam bir işkenceye dönüşüyor. sahada akşamdan kaşma gibi dolanması, bitse de gitsek bakışları iki senedir gına getirdi. sene başında yaptıklarıyla herkes gibi ben de ohh be dedim ve bu geridönüşü keita'nın saha içi ve dışındaki desteğine bağladım. bununla beraber nonda devre sonuna doğru tekrar geçen sezonki ruhsuzluğuna döndü ve hepimizi bir kez daha hayal kırıklığına uğrattı. kewell'ın da sezon başında kötü maçları vardı ama yukarıda zikrettiğim isteksizlik/ vurdumduymazlık yoktu. çok şey mi istiyoruz be adam ?
  • 523
    bu kadar gol atıpta taraftarı tarafından bu kadar istenmeyen bir başka futbolcu varmıdır bu evrende gerçekten merak içindeyim. adamı anti patik yapacak bir tavrıda yok halbu ki. ne konuşmaları ne davranışları adama gıdım gıcık olamyorum ama maç saati kadrolar açıklanınca onu ilk onbirde görüncede beynime kan sıcrıyor. bir türlü çözemedim bu nasıl bir haleti ruhiyedir.
    adama duyulan şey zenci olmasından kaynaklanabilecek bir kıskançlıkta değil. yani bilinç altım bana bir oyun oynamıyorsa değil.
App Store'dan indirin Google Play'den alın