• 352
    (bkz: #2784695) bunlar satmıyor artık diye tepki verdiğim kolpa bir hikâyeyi köşesine taşıyan yazar.
    önceden siyasette din, allah, kitap, bayrak, vatan peynir ekmek gibi satıyorsa futbolda da kolej havası, arkadaşının kramponlarini baglama, iğneyle serumla oynama gibi şeyler yok satıyordu. yıl olmuş 2019! kaptana derler ki bırak lagalugayi da yedek kulübesinden sarı kart yemeyi nasıl başardın yaram!
  • 353
    herşey tamam da, olm max kruse'yi niye dışarıda bıraktınız lan.* adam da mesela, "ben de almanya'dan geliyorum ama, türkiye'nin milli marşı çok daha iyi, bizim de daha iyi olmamız lazım" falan diyebilirdi.*
    --- alıntı ---
    soyunma odasına henüz gelmeyen max kruse, sahaya dönüp taraftarlara formasını atıyor. o esnada hemen yanda, futbolcuların soyunma odasında ise tarihi anlar yaşanıyor.

    --- alıntı ---
  • 356
    hikaye anlatıcılığı iyi olan, fenerbahçe kalemşorlerinden.

    kendisinin sürekli dediği bir cümle vardı " büyük takım tek stoper ile oynar" al işte istediğin oluyor, serdar ali bey jailson - zanka tek stoper, mutlu musun ?

    sanırım bu sezon talimat almış, olumsuz hiçbir şey yazılmayacak, olumlu şeyler olmasa bile yaratılacak, rakiplere özellikle galatasaray'a her türlü yoldan saldırılacak.

    bırakın gelsin, gel hele gel :)
  • 357
    bu sözlükte her gün bir ya da iki fenerli şeytan taşlıyoruz ama sonları gelmiyor. gelmeyecek de kıyamete kadar devam edecek bu savaş. önemli olan sizin hangi tarafta olduğunuzdur. şeytanın tarafında iseniz vay geldi başınıza çünkü sonunuz harap.

    şeytanın tarafında olup olmadığınızı nasıl anlarsınız? çok basit, sürekli nefret kusuyorsanız, birilerine saldırıyorsanız, kötü zanda bulunup insafsız davranıyorsanız, yazı yazmıyor, yorum yapmıyor adeta kin kusuyorsanız kesinlikle şeytanın tarafındasınız. çünkü bunların tamamı şeytanın beslendiği şeylerdir.

    şimdi dönün bakın spor medyasına. rakip takımlara, yönetici ya da futbolcularına veya teknik adamlarına kin ve nefret kusan, saldıran, yok sicildi, yok tazminattı, yok fetöydü, yok küfürdü saldıran tek bir galatasaraylı yorumcu, yönetici ya da yazar var mı? bulamazsınız, çünkü onlar sadece fikir üretir, bakış açılarını ortaya koyarlar. bunun dışında yaptıkları tek şey ise galatasaray veya teknik heyet saldırıya uğradığında savunma yapmak.

    bir de ferudun niğdelioğlu, emre bol, ahmet ercanlar, rıdvan dilmen, volkan demir, turgay demir, serdar ali çelikler gibilerine bakın. daha nice isimler var ama burada zikretmeye değmez. en medenileri haldun domaç o bile sinsice neler yapıyor. başkanlara dönün bakın. rakip takımın teknik direktörüne tek bir kelime (cümle değil kelime) eden galatasaray başkanı ya da yöneticisi duydunuz mu? duyamazsınız çünkü şeytanla işleri yoktur. galatasaray halis ve hüseyin için şikayette bulunduğunda korsan bildiri yayınlayanlar, şikayetçi oldukları tek maç yüzünden üç hakemin ipini çektiler. hem de birisini aralarındaki maç yüzünden yaptılar. allah ayıplarını ne güzel yüzlerine vuruyor ama onlar hala çok şükür deyip utanmazlıklarına devam ediyor.

    galatasaray camiasına mösyö diye hakaret edip akıllarınca dalga geçenler mi ararsın, türkiye’de otuz milyon, dünya’da yüz milyon taraftarı olan galatasaray’a fransız takımı deyip küçük düşürmeye çalışanları mı ararsın, (iki kez dünya şampiyonu olan fransızlarla dalga geçmeleri de başka bir acınası paradoks) fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür olmayı, özgür ve bağımsız olmayı, adil ve demokrat olmayı türkiye’ye öğreten galatasaray camiasına fetöcü diye saldıranları mı ararsın hepsi var ülkemde. işte güzel ülkemi pisletenler bu densizlerden başkası değil.

    ancak yılmak yok. bu densizlerle, şeytan artıklarıyla sonsuza kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. elimizden geldiğince taşlayacağız bu şeytanları. cehennem kazanındaki akrepler misali, galatasaray’ı ve türk futbolunu inatla aşağı çekmeye çalışanlarla sonsuza kadar savaşacağız. sonuçta zafer bizim olacaktır bundan hiç şüphem yoktur.
  • 358
    --- alıntı ---

    "levent tüzemen, çok etkili bir derin galatasaray yazarıdır. levent tüzemen, kiminle son röportajı yaptıysa genelde o başkan seçilir."

    "mustafa cengiz'in şu anda arkasında görünen tek grup adnan polat ekibi. o da fatih terim ile mustafa cengiz koptuktan sonra destek vermeye başladı. çünkü adnan polat da fatih terim karşıtıdır."

    --- alıntı ---

    diye buyurmuş ekşi sözlük trollünden transfer haberi veren şahıs.
  • 360
    vole kanalında program yapan futbol yorumcusu. dünya futbolu hakkındaki bilgi birikiminin az olduğunu düşünüyorum. fakat burada yazılanların birçoğuna katılmıyorum.

    "fatih terim bir winner"
    "fatih terim'in olduğu bir takım her zaman şampiyon adayıdır"
    "galatasaray kulübü çok büyük bir camia. bir sezonda 3 başkan değiştirsin yine şampiyon olur. diğer kulüpler için bunu söyleyemem"
    bunlar ona ait bazı sözler. aklımda kalanlar daha doğrusu.

    fenerbahçe, beşiktaş ya da başka takımlı bir yorumcu, galatasaray'ı eleştirdiği takdirde hemen linç yiyor. serdar ali de bunlardan nasibini almış anladığım kadarıyla.

    neyse siz yine bildiğiniz gibi takılın çocuklar. hayat güzel, kuşlar uçuyor falan.

    edit: :"dünya futbolu hakkındaki bilgi birikiminin az olduğunu düşünmüyorum" düşünüyorum olacaktı.
  • 368
    fb yönetimi siparişli bir köşe yazısı kaleme almış yazar - https://www.haberturk.com/...la-vam-i-zbogom-obra
    genel bir iddaa var obradoviçle ilgili. guya ali koç kendisine sezon başında 'seninle çalışalım ama bütçeyi 10 milyon euro bandına indirelim, kulüp olarak tasarrufa gidiyoruz' demiş ve obradoviç de bunu reddetmiş. yönetim de obradoviçin taraftarları içerisinde kredisi fazla olduğu için dolaylı yollarla serdar ali gibi yazarlarla kendisini yıpratıyor. ha bize göre hava güzel. obradoviçi kovduramazsa fb yönetimi her yıl türklerin sponsor olduğu prestijini kaybetmiş euroleague için 25-30 milyon euro harcamaya devam ederler. fb basketbolu küçültüp obradoviçi kovarlarsa da her ne kadar o parayı futbola yatırsalar da muhtemelen yine futbolda başarılı olamayıp camialarının tek teselli ve umut yerleri olan basketbol ve obradoviç de olmayacağı için iyice taraftar-yönetim restleşmesi yaşanacak ve kaosları daha da derinleşecek.

    --- alıntı ---
    fenerbahçe beko, kötü bir sezon geçiriyor. geçen sene final four'dan beridir obradovic bu takımı kötü yönetiyor. bunu da dile getirdim. basketbol gibi istatistiki sporlarda bütçe farkı çok ama çok önemlidir.

    futbolda mesela kendinizden 15-20 kat yüksek bütçeli takımları yenebilirsiniz. ancak basketbolda bu pek mümkün olmaz. ancak dönemsel, bir maçlık sürprizler olabilir. o nedenledir ki zaten euroleague finali tek maçtır. "nba finalleri gibi 7 maç üzerinden oynansa her sene cska şampiyon olur" derler.

    tek maçta yakın bütçeler arasındaki fark hoca etkisiyle kapanıyor. işte bu gerçek ışığında euroleague'in en yüksek bütçeli 4. takımı olan, hocası en yüksek maaşı alan takımı f.bahçe beko, geçen yıl kendisinden en az 10 (vergiler düşünce 12 milyon) euro düşük bütçeli takım olan anadolu efes'e defalarca domine edildi.

    ergin ataman, obradovic'i ankara'da - ispanya'da - abdi ipekçi'de - ataşehir'de oturarak - kalkarak - kulağında kulaklıkla olmak üzere değişik formatlarda yendi. bendeniz bunun normal olmadığını, obradovic'in eleştirilmesi gerektiğini söylediğim için mürit gibi obra'ya tapınanlar tarafından lince uğradım.

    bu sene geçen yılki onca başarısızlığa rağmen yeniden sezona başlanılan eline yine 30 milyon euro bütçe verilen takım, sezona yine bir ataman mağlubiyeti ile başladı. üstelik bana göre f.bahçe tarihinin, dikkat sadece basketbol şubesinin değil kulüp tarihinin en büyük 7-8 oyuncusundan biri olan de colo transferine rağmen.

    yani yönetimler sadece mevcut değil eski yönetimler de obra şak diye emredince tak diye yapmışlar. hala yılda 3 milyon euro'dan 3 yıl sözleşme isteyen ve her yıl için 35 milyon euro'luk bütçe pazarlığı yapan obra, menajeri raskovic ile toplantılar yapıp başka oyuncuları da raskovic'in şirketine geçirmenin derdinden takımı unuttu. kimi istediyse alındı. kimi istediyse satıldı.

    bence kendisinden 6 kat düşük bütçeli g.saray'dan 19 sayı fark yediğinde görevi bitmişti ama dibe vurması için beklemek gerekiyormuş demek ki. zalgiris'e son 1.5 dakikada maç vermesi, ligin en mütevazi takımlarından afyon'dan 80 sayı yiyip zar zor kazanırken bile görünen felaket moskova'da geldi. bu kadar kötü takımın cska'yı yenmesi beklenemezdi zaten.

    ama oyuncuya küfretmek nedir? ağzını bozmak ne demektir? beko'nun tek kötü ürünü olan f.bahçe basketbol şubesinin bu halinin yalnız ve sadece tek bir sorumlusu vardır. oyuncuları ile bağı kopmuş bu hocayla devam edilmemesi gerekir. hoş bana göre basketbol şubesinin bütçesi 5 milyon euro'ya kadar çekilmelidir ama bu konuda ısrarcı değilim.

    ama madem 30 milyon euro harcayacaksınız. madem yılda 3 milyon euro para vereceksiniz bir koç'a o da kalkıp sadece kızarıp bozarıp küfredecek e o işi ben de yaparım. 3 milyon euro da cebinizde kalır. herkesin bir devri var. obradovic'in f.bahçe ile olan hikayesinin sonuna gelindi. f.bahçe, obradovic ile doğmadı, onunla ölmez.

    euroleague'de bu sene final four imkansıza yakın. ligde şampiyonluğu kurtarmak için artık kendini inkar eden, kafası yeni sözleşmede olan hoca ile devam etmemek gerekir.

    sporda dün yok bugün var. geçmişte yaşattıkların için, 7 senede 1 euroleague şampiyonluğu için çok teşekkür ederiz ama artık veda zamanı.. senin lisanınla söylemek gerekirse sevgili zeljiko obradovic, hvala vam i zbogom..

    --- alıntı ---
  • 371
    öncelikle:

    ---
    ''antalyaspor'a karşı kadıköy'de 3 puan bırakılmış, herkesin morali bozuk... ersun yanal soyunma odasının teknik direktörlere ayrılan kısmında yardımcıları ile maçın analizini yapıyor..

    soyunma odasına henüz gelmeyen max kruse, sahaya dönüp taraftarlara formasını atıyor. o esnada hemen yanda, futbolcuların soyunma odasında ise tarihi anlar yaşanıyor. kaptan emre, kapıyı kapatıyor ve kapıdaki görevliye hocalar dahil kimsenin içeri girmemesi gerektiğini söyleyip arkadaşlarına dönüyor. kendi üslubunca kendisi de dahil herkesin kötü oynadığını, bir daha asla bu şekilde bir maç yaşanmaması gerektiğini, kaybedilen 3 puandan ziyade bu denli yetenekli oyunculardan kurulu bir takımın bu kadar basit hata yapmaması gerektiğini söylüyor. mauricio isla söz alıyor ve "bugün en kötü oynayan bendim. bir türlü iyi ortalar yapamadım. hepinizden özür diliyorum" diyor. vedat söz alıyor ve "ben de eskisi kadar yardımcı olamadım sizlere" diyor. emre tekrar sözü alıp, "herkes sorumluluk alacak. ben de dahil herkes bugünkü gibi bir maç yaşanmaması için her şeyi yapacak" diyor. sonra "konuşmak isteyen var mı?" diye soruyor. luiz gustavo söz istiyor ve ayağa kalkıp şunları söylüyor:

    "ben henüz aranıza yeni katıldım. ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim. bir çok takımda ve farklı ülkelerde oynamama rağmen organizasyon ve idari anlamda gördüğüm en iyi kulüp burası. maçta ve sahada yapmamız gerekenler dışında hiç bir şeyle uğraşmıyoruz. o zaman biz de bunun karşılığını vermeliyiz. benim bu kadar sürede gördüğüm en net olay şu ki hepimiz iyi futbolcularız. ve sadece idari organizasyon değil, antrenmanlar da uluslararası seviyede. iyi oyuncularsak, iyi de çalıştırılıyorsak o zaman bunu bir kaza olarak görebiliriz. ancak bu tip bir kazanın bir daha yaşanmaması için birlik olmak zorundayız. herkesin gerektiğinde o gün iyi gününde olmayan arkadaşının yerine de sorumluluk alması gerek. bir kaç maç daha kötü gidersek bu soyunma odası bizim için çekilmez olur. yapmamız gereken ayağa kalkmak ve birlik içinde tekrar çalışmaya başlamak."

    ☆☆

    bu sözlerin ardından soyunma odasındaki sessizlik alkışlar ve "biz iyi takımız" sesleri ile bozuluyor.
    bu 30-35 dakika süren toplantı, hem yanal'ı hem de yönetim kurulunu çok mutlu ediyor.
    bakalım bu "iç toplantı"nın yansımaları nasıl olacak? milli aradan sonra göreceğiz.''
    ---

    böyle efsane bir yazıdan sonra, https://m.haberturk.com/...la-vam-i-zbogom-obra yazısıyla beni hayal kırıklığına uğratmış yorumcu. kendisinden yazısında şöyle bir bölüm beklerdim:

    ''yer: rusya. cska maçı sonrası soyunma odası. obra, soyunma odasını kızgın adımlarla terketmiş. oyuncular şok olmuş durumda, az önce duydukları küfürlere hala inanamıyorlar, herkesin başı önünde. de colo ne kadar büyük bir oyuncu olduğunu kanıtlarcasına ayağa kalkıp, şunları söylüyor:

    'arkadaşlar, başınızı eğmeyin. fenerbahçe benim şu ana kadar çalıştığım en vizyoner, en iyi, en büyük, en muhteşem, en rererö klüp. obra ise çok kaka. sıradan koçlar bile, şu an ondan daha iyi seviyede. herkesin bir devri vardır ve obra'nın devri bitmiş. ama üzülmeyin, biz fenerbahçeyiz, çalıştığım en muhteşem klüp. beko adını layık olduğu yere çıkartacağız'

    bu sözler sonrası soyunma odasının havası 180 derece değişir. datome göz yaşlarını silip, müthiş bir inançla de colo'ya sarılır. sonra herkes birbirine sarılır ve hocalarına rağmen beko adını en yükseklere çıkartacaklarına yemin ederler''

    *
  • 372
    https://www.youtube.com/watch?v=JH0knCTwDrQ

    bu nedir lan? bu neyin kafasi haci? fener'li olunca hepinizin mi beyni boyle lahana kivaminda oluyor? hem linnes, hem diagne, hem onyekuru'yu nasil alacakmisiz. la abicim linnes zaten bizim futbolcumuz. onyekuru kiralik gayet gelebilir. diagne'nin de durumu brugge ile konusulur, odenen kiralama bedelini yakmayi goze alirlarsa ki geri kalan ucretini odememek icin gayet de bunu yapabilirler diagne bile geri donebilir.

    galatasaray bu kadar kotu bir haldeyken ve bu kadar berbat bir futbol oynamaktayken umutla ve neseyle objektifmis gibi yorumlar yapan serdar ali bizim taraftarimiz tarafindan bile sempatik gorundu ama bunca terslige ragmen fener ile aramizda sadece 2 puan olmasi sebebiyle bu serdar ali gibi fener'lilerin sirazesi iyice kaymaya basladi. taraftar da bu gibi heriflerin gercek yuzunu umarim goruyordur.

    tanim olarak, ne eksik ne fazla, tam bir fenerli kisilik bozulmasi ornegi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın