beşiktaş'tan ayrılması halinde tepe taklak bırakacaktır takımını. hele ki transfer sezonu kapandıktan sonra. zira bu kadar hücumcuyu bir arada oynatabilecek bir yerli adam yok. yabancılar da o kadar hücum oyuncusunu aynı anda tercih etmiyorlar. kafadan atıyorum, beşiktaş mark hughes ile anlaştı, en az adet üç defansif meziyetleri kuvvetli oyuncu isteyecektir. hatta belki dört, belki beş. zira ilk 11'de defans hariç orta sahadan itibaren savunma yapmayı bilen, seven oyuncu sayısı bir buçuk. bir, atiba hutchinson, yarım da oğuzhan özyakup. defansta da bundesliga sonuncusu hannover'in stoperi marcelo ve gençlerbirliği'nin serbest bıraktığı tosic oynuyor. başka biri bu kadroya defansif özellikleri ağır basan ve kaliteli sayılabilecek en az iki kişiyi monte eder.
ben de son iki senedir haz etmiyorum, ama hala türkiye'nin en formda teknik direktörü olduğunu söyleyebilirim. mesela hamza hamzaoğlu ile sezona giriş yaptığımız 2015-2016 sezonuna şenol güneş ile girsek, muhtemelen en kötü bir şampiyonluk daha görmüş; bruma ve telles'i de daha iyi şekilde anıyor olabilecektik.
tinerci oğuzhan'dan merkezi oyun kurucu çıkaran, beğenmediğimiz josue'yi sihirbaza çeviren adam; elbette bruma'yı bir makineye dönüştürebilir, telles'i de çift haneli bonservise satabilecek kıvama ulaştırabilirdi.
oğuzhan ya, oğuzhan. bildiğimiz sünepe oğuzhan işte.
ozzy maestro amq'daki oğuzhan.
ayrıca ne veriyor, ne konuluyor, neyle besliyor bilmiyorum, ama forvet oyuncuları da birer canavara dönüşüyor. 102 kilo, 175 boyundayım, herhalde ben de bir sene çalışsam şenol hocayla, muhtemelen 5-10 gol atabilirim. umut'un bir sezonda attığı gol sayısı kadar falan işte. umut'un da senden benden pek farklı yok nasılsa.