2012 aralıktan beri top oynamayan, zamlı sözleşmeyi kaptıktan sonra boşlayan, fizik olarak bırak kendini geliştirmeyi yerinde bile sayamayan, sanki ileri oynasa tribünden birisi topuğuna sıkacakmış gibi korkakça yana ve geri pas verme usta olan, teknik direktörün altını oyan, kutsal formamızı ve kutsal pazubandımızı çıkaran bir zamanların iyi oyuncusu, günümüzün el freni.
selçuk’a olan sinirimi göz ardı ederek biraz futbol anlamında inceleme yapalım. ideal bir 8 numara maç içinde neler yapmalıdır, nasıl kaliteli orta saha oyuncusu olunur bunu ele alalım ve bu arkadaş bunların kaçını yapabiliyor bir düşünelim.
oyun temposu ayarlamak: iyi bir orta saha oyuncusu önemli anlarda oyunu maç içinde hızlandırarak veya yavaşlatarak takımını ani ataklara çıkarır ya da sakin bir şekilde defansı rahatlatır. bu arkadaş oyunu yavaşlatmayı iyi yapıyor. bir örnek için (bkz:
luka modric)
iki ceza sahası arası mekik dokuma: günümüz futbolunda ciğersiz, adam yiyen orta saha olarak tabir ettiğimiz bu tip oyuncular genel olarak iki ceza sahası arasındaki mesafede basmadık yer bırakmayan, orta sahada rakibi ilk karşılayan, öldürücü presi ve yorulmak bilmez vücuduyla takıma direnç katan oyuncudur. bunu tartışmıyorum bile, zira kendisi gölge presi yapmaktan gölge gibi olmuş iyice. bir örnek için (bkz:
n'golo kante)
sigorta(lider): gözümüzün önünde
fernando francisco reges gibi bir örnek var iken çok fazla anlatmaya gerek duymuyorum ancak oyunu sakinleştirir, pas arası yapar, beyniyle oynar, tek oynar takımı rahatlatır. evladımız selçuk yapıyor mu? karar sizin. bir diğer örnek için (bkz:
nemanja matic)
üç oyuncu tipi üzerinden bir kaç örnek vermeye çalıştım, ve bu arkadaşın yapabildiği tek şey oyunu yavaşlatmak. duran top kullanıyor diyenlere de gülüyorum zira iki senedir yalnızca 1 frikik golü atmış, öte yandan ön direğe korner kullanmak konusunda ustalaşmış bir oyuncudur. şimdi karar sizin renktaşlarım, 2.9 milyon €
* alan bu arkadaş mı bizim evladımız?
özet: git kendinden daha çok nefret ettirmeden.