bazı noktalarda melo'yu (bile) eleştiren benim gibi biri için yok hükmünde futbolcudur. sürekli o saçlarını kulaklarının arkasından düzeltmesi, şekil yapacağım diye beresiyle falan uğraşması, sahada en ufak bir müdahalede yere kapaklanması, çıtkırıldım hanım hanımcık futbolu,
paredros'un dediği gibi sahada anlamsız yer değişimi yaparak katettiği mesafeleri şişirmesi, içten pazarlıklı karakteri ve hantal vücut yapısıyla asla ve asla galatasaray'da görmek istemediğim futbolculardan biri. peki bunlar onun umrunda mı? değil tabii ki. biz burda konuşurken, o da hiçbir şey yapmadan milyon euroları cebine indirip burdaki yorumları okurken gülmekten karnına ağrılar giriyordur. kimsenin kazandığını parada gözümüz yok. neden kimse sneijder'in kazandığı parayı konuşmuyor? çünkü adam sahada aldığı paranın karşılığını veriyor. selçuk ise insanların galatasaraylılığını tartışmakla meşgul. iyi oynadığı iddia edilen bir maçta bile son derece vasat ve sıradan bir futbol sergiliyor. nedense
sıradanlığın değerinin en pahalı olduğu yer bizim takım. gerçekten iyi yere dükkan açmış diyorum kendisi için. çünkü dünyanın hiçbir yerinde rüyasında bile 3m euro gibi paraları göremezdi. neyse ki yabancı sınırı kalktı. artık herkes selçuk'un vazgeçilmez olmadığını, ederinden çok daha fazla para kazandığını daha iyi görebilecek.