resim
Selçuk İnan
Görev:Teknik Direktör
Takım:Gaziantep FK
Yaş:40
Uyruk:Türkiye
  • 5801
    bacağım kopsa dahi oynarım ben lafını çok özverili birisi olduğunu göstermek için söylemiş, tamam zaten öyle ona birşey dediğimiz yok. yalnız burada çok net bir şekilde karıştırılan birşey var ki o da selçuk'un fiziken ve ruhen çok yıpranmış bir oyuncuya dönüşmesini net olarak anlatıyor.

    örnekle açıklamak kolay olacaktır, mesela bülent korkmaz uefa finalinde omuzu çıktı sardırdı oynadı ve bu çok ciddi bir öz veridir üstüne üstlük de yapılması gereken birşeydir çünkü o artık yolun sonudur başka alternatif yoktur ve kaybedecek birşey de yoktur.

    selçuk'un durumunda ise, konuşmasının başında dediği üzere kendisi hep oynadı milli takım galatasaray lig maçı kupa maçı avrupa maçı demedi hepsinde oynadı mücadele etti bunların üzerine üzerine gelmeyen kalmadı ruhen de mücadele etti yani ama kendisinde zaafiyet hissettiği anlarda bile oynamayı tercih ederek bu fedakarlığı yapılması gereken yerde yapmış olmuyorsun. sakatsan sakatsındır, yorgunsan yorgunsundur, mental olarak iyi değilsen değilsindir bu halde sahaya çıkarak doğru şeyler yapmış olmazsın. aksine tam olarak hazır olmadan sahaya çıkmak çok büyük hatadır. 1 maç dinlenmek seni toparlayacaksa dinlenirsin kimse seni asmaz merak etme veya ayağın ağrıyorsa tedavi olman ve dinlenmen gerekiyorsa oynamazsın kimse niye oynamadın demez.

    yani birde çıkıp bunu marifet gibi söylemek daha bir acayip oluyor.

    edit : yani demem odur ki özverisine çok saygı duyuyorum ama bence kayıtsız şartsız oynamak doğru bir tercih değildir, verim çok önemlidir ve kendilerini verimsizleştiriyor bu adamlar.
  • 5802
    yok selçuk oynamak istememiş, yok sorumluluktan kaçmış, yok yorgunum deyip maça çıkmamış. ya arkadaş bunların taraftarı selçuk'a karşı doldurmak, selçuk'u taraftarın önüne atıp başını yemek, selçuk'u galatasaray'dan koparmak için ortaya atılan sikimsonik yalanlar olduğu o kadar ortada ki hala nasıl göremiyorsunuz ya da görmek istemiyorsunuz anlamıyorum. selçuk formsuz, selçuk kötü, selçuk eskisinden çok uzak eyvallah ama yorgunum deyip maçtan kaçacak bir adam da değil. yemeyin lan şu passat medyasının yemlerini artık.
  • 5803
    maçtan sonra 'oynamak istemedi' saçmaligina karsi yaptigi aciklama sudur: “maçtan önce hocamla oturduk, konuştuk. bana, fiziksel olarak hazır olmadığımı söyledi. ben galatasaray’a geldiğimden beri kolum, bacağım da kopsa her maça çıktım. hiç ‘yorgunum’ demedim. galatasaray için asla böyle bir şey söylemem; mücadele ederim. hocam bana ‘seni oynatırsam sakatlanma riskin yüksek’ dedi. lütfen bunun dışında yazılıp çizilenlere inanmayın. galatasaray için terimin son damlasına kadar veririm. taraftarlarımıza böyle bir yenilgi yaşatmak istemezdik.”

    seviyorum seni selçuk inan.
  • 5812
    bizde en son tugay kerimoğlu kendisiyle aynı grafiği çizmişti.

    yıllarca gitti ingiltere ligi'nde efsane oldu, güzel performanslar falan gösterdi ama adamı gönderirken "takımın el freni" yakıştırmalarıyla gönderdik

    selçuk aynı tugay gibi şu anda takıma fren yaptırıyor süreklii ağır kalıyor. bunu kafasının futbolda olmamasına ya da çok karışık olmasına bağlıyorum.

    ama takıma verdiği zarar çok fazla. umarım cesare bunu görür ve artık selçuk kendini toplayana kadar kulübede oturur.

    oturmayacaksa tugay gibi gönderelim, hiç olmazsa aramız bozulmasın.
  • 5818
    ulan adam topa vurmayı unutmuş hala ''galatasaraylılığa yakışan topçu, şampiyonluğu getirecek oyuncu'' diye savunuluyor. aynen haklısınız; tugay'ın eline formayı verip ''çıkıp sen oyna'' diyordu bu adam 4-5 ay önce onu da hatırlatayım. kaptan olacak bir de. bu saatten sonra eski performansının yarısına bile ulaşamayacağını herkes biliyor ama romantikliğinizden itiraf edemiyorsunuz. ulan sırf bu adam top oynasın diye sneijder gibi dünyanın en iyi 10 numaralarından birini ön liberoya çekti hoca. selçuk paşamız iyi oynamalı çünkü.

    varsın takım kaybetsin, ama paşamız iyi oynasın o yeter bize. bazılarımızın düşünceleri aynen böyle. neyin kafasını yaşıyor bu millet anlayamıyorum valla.
  • 5819
    galatasaray'da 8 numaralı formayı giyen oyuncu. "terleten" diyemedim ya la, içime sinmedi...

    ha bir de kendisiyle ilgili 3 güzelleme gördüm...

    iddia 1) galatasaraylılığa yakışan futbolcu
    not 1) formayı çıkarıp veren, mancini tartışırken ayağına gelen topa dokunmayan kişi bizzatihi kendisidir. ha bir de oyundan çıkmak için ısrar etmiş, mancini çıkarmayınca da sakatlanmış numarası yaparak çıkarılmak zorunda kalmışlığı vardır.

    iddia 2) şampiyonluğu getirecek oyuncu
    not 2) keşke olsa, sanki biz aksini istiyoruz. amma velakin hiç de öyle yapacak gibi görünmüyor. son 40-50 resmi maçtır kötü hatta çok kötü oynuyor farkında mısınız?

    iddia 3) potansiyeli hayal gücünüzden bile daha yüksek
    not 3) işte buna çok güldüm. hala gülüyorum aslında. hayal gücümüzden bile yüksek? hayal gücümüzü geç, daha önce varolmuş oyunculardan örnek verirsek, lampart'tan, gerard'dan, xavi'den, iniesta'dan daha iyi olabilecek bir potansiyeli var he mi? dikkat edin henüz hayal gücümü kullanmadım bile.
  • 5821
    çevresindeki şaklabanları biraz kendisinden uzaklaştırırsa ve dinlemezse başarılı olacağını düşündüğüm futbolcu. bu şaklabanlar galatasaray futbol takımında her zaman var olan, yatmaya alışmış olan ve kadrodaki yetenekli türk futbolcuları yabancı futbolculara karşı örgütleyen yeniçeri oluşumudur. zamanında arda'nın lincoln'e laf söylemesi de bundan, hakan ve h.şaş'ın yabancı düşmanlığıyla suçlanması da bundan kaynaklanmıştır.

    selçuk'un düşüşünün sebebi, hedefsizlik sonucu düşen motivasyon sonucu fiziki düşüş ve abdullah avcı'yla yaşadığı kriz sonrası oluşan özgüven eksikliğiydi. ve bu düşüşün başlangıcı kesinlikle drogba-sneijder ikilisinin gelmesinden önceydi. terim'in takımı ilk sezonunda gibi değildi. ilk seneki takımdan üç değerli parça olan engin,elmander ve ulfa saf dışı kalmıştı. herkes melo-selçuk ikilisinin muhteşemliğinden bahsederken yardımcı oyuncuların hakkını vermiyordu. ve o sene selçuk-melo ikilisinin foyaları ortaya çıkmaya başladı. zaten modern futbolda ikili orta saha tandeminin üçlü orta sahalar karşısında işi zordu. bir de bunun üzerine selçuk-melo ikilisinin fiziksel düşüşü ve 18. şampiyonluğun gizli kahramanları saf dışı kalınca takım futbolsuzluktan ölmeye başladı. işte tam o esnada aysal'dan hamle geldi. drogba-sneijder ikilisi takıma geldi ve takıma büyük hava kattı. yine çok iyi takım olamadık ama oyuncu kalitemiz tavan yaptı ve rahat bir şampiyonluk kazandık. ama şampiyonluk başrolünde selçuk inan yoktu. tabiki ibne basın rahat durur mu? takımın ve selçuk'un iyi oynamamasının sebebi drogba'ya ve bilhassa sneijder'e bağlandı. halbuki takımın yapısı, hamit, burak ve amrabat'ın transferleriyle zaten daha önceden bozulmuştu. drogba-sneijder ikilisi etkisiz takımın üzerine yapılan bir şiringa ilavesiydi. bence bu ikili olmasaydı zor şampiyon olurduk. işte selçuk ve selçuk'u yönlendirenler burada çok yanıldı. sürekli geçmişi anan osmanlı gibi yeni durumlara uyum sağlamayarak sorunu hep başka yerde aradılar.

    selçuk lider özellikli bir futbolcu değil sadece etrafında saygı duyulan biri. ayrıca aşırı duygusal yapısıyla yönlendirilmeye açık bir futbolcu. lider özellikli biri olsa çoktan durum tespiti yapıp yenilenen galatasaray'da rolüne uyum sağlamaya çalışırdı. ayrıca galatasaray'da en az sneijder kadar taraftar tarafından saygı görürdü. ama etrafındakiler ve medyanın etkisiyle direnmeye devam etti. davranışlarıyla ve saha içi performansıyla takıma çok zarar verdi. artık kendisinden beklenilen, başkalarına değil teknik direktörüne kulak vermesi. yoksa iki tarafın da canı çok yanacak.
  • 5822
    hücum bölgesinde yine sıçmış oyuncudur. hani hep deniyor ya, "selçuk çok içeride kalıyor, rakip kaleye daha yakın oynarsa etkinliği artacak :(" diye. bu maç sonrası susacaklar heralde. takımı 3. golden ettiği gibi, çok geçmeden golüde yedik ve yine stresten kahrolduk. benim umudum kalmadı. 2 yıldır oynamayan hamit bile daha olumlu bir görüntü çiziyor.
  • 5825
    kendisine destursuz, frensiz sallayanların bir an önce toparlanması gerekiyor. şu mahalleden kalma linç kültürünüzden vazgeçin. eleştirilmez değil kendisi muhakkak, üstelik bugüne kadar kazandırdıkları onu eleştirilmez kılmaz ama geçmişini göz önünde bulundurmadan sallamayın. hele takımında 10 yıldır patlama yapması beklenen aydın yılmaz'a bile böyle eleştiri yapmazken.

    ben kendisinin mental olarak biraz dinlendirilmesini, ve kenardan oyun okuması gerektiğini düşünüyorum.

    bu işin hammaddesi insan en nihayetinde, dizi oyuncuları bile tükenmişlik sendromu yaşıyor.
    iyi niyetinden şüphemin olmadığı futbolcu. yürüyedur selçuk...
App Store'dan indirin Google Play'den alın