resim
Selçuk İnan
Görev:Teknik Direktör
Takım:Gaziantep FK
Yaş:39
Uyruk:Türkiye
  • 3876
    bazı nankör taraftarları ortaya çıkartan kaptanımız. adam kendi söyledi zaten, "artık görevim daha farklı, ilk sezon ki gibi gol ve asist ortalamasını yakalamam zor" tarzı bir açıklama yaptı. artık bu görev, önünde oynayan sneijder'e ait. frikikleri, duran topları bile elinden aldılar, nasıl asist yapıp gol atsın. artık daha defansif.

    "transferiyle türk futbol tarihinin kaderini değiştiren adam" demişti mehmet demirkol. çok da doğru söylemiş. ilkay gündoğan'ı saymazsak, kendisinden daha iyi bir türk orta saha oyuncusu yoktur an itibariyle. belki nuri zorlar biraz.

    ilk onbir listesine ismi ilk yazılması gereken adamdır. yerli olmasından bahsetmiyorum bile.
  • 3877
    şu an galatasaray'da oynayabilecek en iyi türk orta sahadır. kıyaslandığı emre'nin karakteri biraz düzgün olsa ve müzmin sakatlığı genç yaşında başlamasaydı emre * dünyanın sayılı futbolcularından olurdu. hunharca eleştirmek nankörlük. tamam eleştir herkes eleştirilebilir. selçuk yeteneksiz bir futbolcu değil ki. biz ne yeteneksizler gördük. belirli özelliklerinde sıkıntı olan ve bu sıkıntılarını formasını daha çok terleterek bertaraf etmeye çalışan bir futbolcudur. daha iyisi gelene kadar en iyisi bu. daha önce de dediğim gibi ülkenin futbolla arası başka ülkelerinkinden çok farklı. biz selçuk'un sıkıntılarının farkındayız ama formasını öyle güzel terletsin, böyle güzel galatasarylı olmaya devam etsin, böyle düzgün bir adam olmaya devam etsin daha çok severiz.

    edit: ayrıca şunu da eklemek lazım ; ilk geldiği sezon şiir gibi top oynuyordu. şu an ki sıkıntılarından eser yoktu. takım da formdan düşünce selçuk da formdan düşünce göze çarptı. yemeyin adamın hakkını. çok mutlu etti bizi düzelir.
  • 3878
    galatasaray sözlükte eleştirilmesi günah sayılan futbolcumuz. sebep olarak da kazandırdığı 2011-12 şampiyonluğu gösteriliyor. şimdi ben burada selçuk'u eleştirirsem, fırsattan yararlandı denilecek ama ben çaylakken de bir selçuk inan eleştirisi yapmıştım.

    şimdi gelelim patos64 meselesine. selçuk ne onun abarttığı kadar kötü futbolcu, ne de diğer romantik yazarların abarttığı kadar mükkemmel bir futbolcu. selçuk 2011-12 sezonunda gol ve asistleriyle müthiş bir sezon geçirdi. gerçekten çok iyi bir performanstı. ama galatasaray o zamanlar sadece süper lig'de mücadele eden bir takımdı. ve o zamanın şartlarıyla, şimdiki koşullar aynı değil. eğer bir futbolcu sadece bir sezon oynadığı için vazgeçilmez oluyorsa, burada aşırı derecede tanrılaştırma ve tabulaştırma vardır.

    patos64 sözlükteki bir tabuyu yıkmaya çalışmış. fazlasıyla sert ve yanlış üslup takınmış. selçuk'un karakterine de laf söylemiş, ki bu kabullenemez. fakat bu sözlükte terimden tutun başkana kadar nice hakaretler edenler oldu. iş selçuk'a gelince, bazıları akılalmaz bir kontra girişiminde bulunuyor.

    şimdi gelelim selçuk'un bu seneki performansına. bence vasatı aşamıyor. zaten 2011-12 sezonunda da, ondan önce de eksikleri göze çarpıyordu. selçuk oyunu hızlandırmada sorun yaşayabilen bir futbolcu. özellikle bu sene daha çok geri pas ve yan pas yapmaya başladı. dikine hızlandıramıyor oyunu. bu sene sorumluluktan kaçar gibiydi çoğu maçta. bir kere çabuk değil ve süper lig'de bu yavaşlıkla idare edebilir, veya iyi de görünebilir. ama baskı yediği anda ilk tercihi geri pas oluyor. orta saha oyuncusu daha fazla sorumluluk almalı. patos64'ün demek istediği de bu aslında ama yanlış bir üslup kullanıyor. bu eleştiriler gayet makul, sıradan bir futbol izleyicisi bunu eleştirebilir.

    sonuçta girin bakın dünya futbol efsanesi drogba'nın başlığına. neler yazılıyor, çiziliyor. öyle bir futbolcuya bile gitsin diyenler var. ama romantik taraftarın bir yerli futbolcudan kahraman yaratma sevdasının sonuçlarını görüyoruz selçuk inan başlığında. kötü oynasa dahi yüceltiliyor. eleştiri bu yönde olmalı.

    tabii ki selçuk oynamalı. ama bu eleştirelere de kulak vermeli. nitekim yabancı sınırlamasından dolayı zaten oynayacak. ama ben mancini'nin umut gündoğan transferinde selçuk'a alternatif yaratma çabası görüyorum. zaten emre'yi selçuk'un oynadığı mevkiye çekti. burada amaç, daha çabuk ofansa gitmek. selçuk son iki maçta biraz daha önde görev aldı. bu sefer de fark yaratamadı. kimse selçuk'tan gol ve asistler beklemiyor ki. sırf frikiklerden ve penaltılardan bu istatistiği göze çarptı zaten 2011-12 sezonunda. ama bir orta saha oyunu hızlandırabilmeli. gerektiğinde dripling atabilmeli, ve dikine oynamaya çalışmalı.

    sonuçta hiçbir futbolcu eleştirilmez değildir. ayhan akman da şampiyonluklar kazandırdı bize. o da kaptanlık yaptı. onu eleştirmedik mi? hem de abartaraktan. buradan çıkarmak istediğim sonuç selçuk'un ayhan seviyesinde olması değil tabii ki. kazanılan bir şampiyonluk tek bir futbolcuya mal edilemez. yani her futbolcu formsuz olduğunda eleştirilebilir. sneijder'i batalla'yla kıyaslayanlar bile oldu bu sözlükte. bu tahammülsüzlük neden onu anlayamıyorum.

    herkes herkesin fikrine ve görüşüne saygı duyarsa, hiçbir problem kalmaz.
  • 3879
    kendisi eleştirilebilir bir futbolcudur, zaten kötü oynadığı zamanlarda da eleştirilmiştir. ancak kendisini eleştirirken eleştirilerini kendisinin eleştirilemez oluşuyla temellendirmek art niyetli ve tutarsız bir harekettir. kendisinin futbolunu eleştirebilirsiniz, yaşamını eleştirebilirsiniz, hatta kişiliğini bile eleştirebilirsiniz ama o eleştirileri temellendirirken kendisini beğenen taraftarın beğeniyor oluşlarına, kendisini eleştirmeyen insanların eleştirmiyor oluşlarına dayanak alırsanız kendinize yaptığınız eleştirinin elle tutulur bir yanı kalmaz.

    eleştirildiği yanlarına gelecek olursak, selçuk çalım da atabilen dikine de oynayabilen bir oyuncudur. bunları yapmıyor oluşu ile yapamıyor oluşunu karıştırmamak gerekir.
    öncelikle yapamıyor diyorsanız kendisinde bu yetenek yoktur diyorsunuz demektir ki o zaman yaptığınız eleştirileri oluştururken geçmiş olduğunuz gözlem evresini bi gözden geçirin derim.

    he yok yapmıyor oluşunu eleştiriyorsak da kendisinden ziyade kendisine o görevi vermeyen teknik direktörleri eleştirmeniz gerekir. selçuk'a verilen görev topu ileri taşıması değil aktarması olduğu kanaatindeyim. bunu iki yoldan yapabilir bir çalım atarak dripling ile topu ileri taşıyabilir, iki dikine pas atarak topu ilerideki oyuncuyla buluşturabilir. selçuk'un dikine pas yeteneği muazzama yakın olduğunda hemfikiriz herhalde, ancak bunu kullanmasını sağlayacak diğer bazı özellikleri eş seviyede olmadığı konusunda da fikir birliğine varacağımızı umuyorum. pas yeteneğini muazzam seviyede kullanamamasına sebep olan bu yetenekler ne peki? hızlı oynama, düşüncesini hızlı şekilde uygulayabilme, hızlı düşünebilme, oyun görüşü, çeviklik vs diye gider bu liste. peki selçuk bu yeteneklerden mahrum bir oyuncu mu yoksa sadece pas yeteneği kadar üst seviyede mi değil bunu irdelememiz gerekiyor.

    selçuk'un hızlı oynamamasının sebeplerinden birisi de takımın durağan oluşu. pas sadece tek tarafın yapabileceği bir şey değil, karşıdaki topu kontrol edemezse pası ne kadar muazzam atarsan at o top amacına ulaşmayacaktır. 2011-2012 sezonunda ki takımımızda oyuncular sürekli boş alanlara koşular yaparak pas opsiyonlarını arttırdığı için selçuk çok fazla pas seçeneğine sahip oluyordu ve daha garanti paslar atıyordu. dolayısıyla daha dikine oynayabiliyordu. burada elmanderin ve necatinin hatta baros'un takım oyunununa o sezon ki katkıları çok önemli. ertesi sezon takımın forvet hattında bir değişiklik oldu ve umut burak daha sonra eklenecek drogba ile neredeyse başka bir forvet hattı ile sezonu bitirdik.* bu yeni forvet hattını tek tek değerlerndirecek olursak;
    burak: ilerde sürekli boş alanlara koşan ama bu koşuları sadece gol pozisyonlarında yapan, pas istasyonu oluşturma amacı gütmeyen bir oyuncu tipi, güttüğü zamanlarda da top kontrolü ve tekniği buna ek müsaade etmiyor.
    umut: burak hücum anlamında burak ile çok benzer özelliklere sahip, sadece bu depar yeteneğini ofanstan ziyedda ileride defansı başlatmak için kullanan ama boş alana kaçsa bile top kontrolünün zayıflığı sebebiyle pas istasyonu olamayan bir oyuncu.
    drogba: tam bir istasyon aslında ama o da koşu yapıp markajdan çıkamıyor artık**, fizik güç olarak zayıflamasına rağmen biz onu rakip ceza sahasına oyunu yığdığımız zamanlarda değil de tüm maç boyu kullanmayı denediğimizde adam ileri geri gidip gelmekten heder oluyor.(u: güçlü olmasına hala güçlü bir isim lakin kondisyonu bu gücü kullanmasına izin vermiyor şu an)

    dolayısıyla orvet hattında selçuk için pas yapabileceği tek isim drogba var, o da maç içerisinde sağa sola koşmaktan markajan çıkıp pas almaya derman bulamıyor. oysa elmander ve necati sğrekli markajdan kaçarak pas alış verişinde bulunuyordu. baros daha bir burak tipinde oynadığından necati transferiyle birlikte takım şaha kalkmıştı.*

    e orta sahaya bakarsak sneijder var, selçuk gibi pası atan bir oyuncu o da aynı dertten muzdarip zaten ve fizik olarak daha bu hazırlık kampiından sonra toparlandı diyebiliriz* dolayısıyla markajdan kaçıp pas alma işlemini bir kere yapıyor iki kere yapıyor ancak üçüncüye onda da kondisyon kalmıyor*

    takımda zaten selçuk'un pas oyunu yapabileceği bir kanat da yok. bi bruma vardı pırpır sürekli kaçıyordu markajdan pas istiyordu oynadığı maçlarda da çok güzel paslaşmalar oluyordu oynadığı kanatta zaten, o da sakatlandı* başka aydın m pas yapacak? emre mi kanada geçip pas yapacak? dün emrenin sneijder ile yaptığı ikili hücumda son pası nasıl harcadığı bunun cevabı bence. amrabat zaten sağına soluna bakarak daha yeni yeni oynamaya başladı, kafayı önüne eğip koşuyordu adam.

    şimdi takımdaki pas opsiyonları bu kadar kısıtlandıktan sonra hep beraber selçuk inanda bir form düşüklüğü mü var acaba sanrısına kapıldık, oysa adamın oyunu açmak için, oyunu oynamak için pas atabileceği isim sayısı çok azdı. ya direkt pas atıp asist yapacak ya da 5 kişiyi çalımlayıp gol deneyecek bir pozisyona bürünmüştü sezon başı iyice.

    selçuk çalım atamayan bir oyuncu değil, sadece çalımdan daha iyi pas atan bir oyuncu, teknik direktörler de bunu bildikleri ve mükemmeli ya da mükemmele en yakın oyunu istedikleri için ondan pas atması konusunda ısrar ettiler. ayrıca çalım atabiliyor dediysek de adam bir kişiyi geçti iki kişiyi geçti sonra etrafına baktığında elbet pas atması gerekecek ama etrafındaki herkes markaj altındayken üçüncü kişiye çalım atması gerekiyor ve bu böyle gidiyor. e yapmayın ağalar türiye'de hangi isim sahanın bir ucundan öbür ucuna çalım ata ata gider? selçuktan bunu istemek insafsızlıktır. bırakın tükiye'yi bunu dünyada yapacak çok isim yok. zaten türkiyede ikinci çalımdan sonra tekmeyi yersin, ya da tekmeden kaçacam diye geri dönersin, adın emre çolak gibi beyblade'e çıkar.

    mancini'nin yeni oyun anlayışında direkt bir 3-5-2 diyemiyoruz ama spikerlerin dediği gibi 3-4-1-2 de diyemiyoruz bence. daha ziyade oynanan oyun 3-3-2-2 gibi.

    yani:
    ---------------------------- muslera

    ---------------semih--------- melo---------hakan(chedjou)

    ----eboue---------------------emre----------------------------riera

    -------------selçuk----------------------sneijder

    -------------burak-----------------------drogba(umut)
    gibi bir diziliş ile oynuyoruz.

    yani sneijder'in solda yaptığı işin bir benzerini sağ tarafta selçuk yapmaya çalışıyor. dolayısıyla daha ofansif bir görünüme bürünmeye başadı şu devre arası maçlarıyla

    ben ikinci yarıda burak'ın pas ve top kontrolündeki düzelmeyi, takım kondisyonundaki artışı ve hajrovic gibi pas atabilen, pas alabilen bir kanat oyuncusunun takıma dahil olmasıyla selçuk'un 2011-2012 sezonundaki oyununa biraz daha yaklaşacağını düşünüyorum.

    edit: selçuk kötü oynamıyor demiyorum mutlaka kendi oyunundan kaynaklanan sebeplerle kötü oynadığı maçlar da olacaktır. ben sadece form düşüklüğü yoktu diyorum kötü oyunun sebebi kendisinden ziyade takım oyunu olmaması veya takımdaki oyunun 2011-2012 sezonundaki gibi selçuk'un özelliklerini ortaya çıkaran bir oyun olmadığından dem vurmaya çalıştım. yani genel olarak selçuk 2012-2013 sezonunda çok formsuzdu yaee diyemeyiz dedim ama mutlaka formsuz olduğu kısa dönemler geçirmiştir, insan bu da makine değil ya.
  • 3883
    hakkında tartışılanın ne olduğunu anlamadığım kaptanımız. mancini çıkıp demiş ki avrupa'ya gitsem selçuk inan'ı yanımda götürürüm. sen hala kalkıp kötü futbolcu de. kim takar yalova kaymakamını amk?

    2010'da fenerbahçe'ye gitseydi görürdüm şimdi hakkında konuşanları.
    o zaman şikecilerin son 2 sezondaki 2 şampiyonluğundan bahsediyor olurlardı.

    (bkz: don't feed the troll)
  • 3885
    kötü futbolcu değildir fakat son iki senedir iyide değildir. topu aldığında daha çok ileri oynaması gerekli. kötü görünmesinin nedeni artık topu aldığında dikine ileri çok az gitmesi, çoğu zaman geriye yada yana oynaması. kanatlarda olmayınca ileri giden adam kalmıyor. rakip defans, sneijder ve forvetleri markaja alıp geri gömülünce geriden çıkan bir adam olmaz ise savunulması kolay bir takım oluyoruz. melo'nun daha defansif olduğunu düşünürsek burada selçuk'un daha çok topla ileri katetmesi lazım bence. fakat selçuk en ufak preste ya kıçını dayayıp faul aldırıyor ya geri yada yana oynuyor. bu üç durumdada top geride kalıyor ve rakip defansın dengesi bozulamıyor. takımımızda orta sahada bunu yapması gereken adam selçuk bence, mevcut defans zaten yapamıyor. burada selçuk'un ileri az katetmesi biraz kendi suçu iken, ilerdeki forvetlerin hareketli olmaması (defans arkasına yapılan ve çoğunlukla ofsayt olan aptalca koşuları kastetmiyorum burada) veya kanatsız bir oyun oynamamızda buna etken. iyi takımlar topu aldığında çok iyi ileri hareketlenebilmekte forvetler boş alanlara kaçıp arkadan gelenlere alan açmakta. biz topu geriden alınca ileri topluca hareketlenmemiz ve forvetlerin arkadan gelen oyunculara alan açması cidden rezalet. atak yaparken forvetlerin tek düşündüğü arkaya koşu yapak ve önümüze top atsınlarda gol atalım. yavaş ileri çıkıp rakibin üzerine çökmemiz için ise özellikle forvetlerin süper pas oyunu oynaması gerekli, tüm takımın çok iyi paslaşması lazım ilerde. buda mevcut forvetlerimizde çok kötü olduğu için kanatlara hızlı adamlar koyabildiğimiz bir sistem oynamalıyız. bu sistemde kanatlar ve bekler ile topu iler taşırız. selçuk'un görevi bu adamların önüne hemen top atmak olur ve fazla göze batmaz. bence selçuk'un şu anda en verimli olabileceği sistem 4-5-1. fakat hala kanatlarımız ve beklerimiz sorunlu. buralara ortalama üstü performans veren 4 adam koymadan iyi oyun görebileceğimizi sanmıyorum ligde.
  • 3886
    kendi bölgesinin en iyi türk oyuncusu olması bana bir şey ifade etmiyor. neticede milli takımın hali ortada. biz ise galatasaray olarak şampiyonlar ligi oynayan bir ekibiz. chelsea ile maç yapacağız, samsunspor'la değil. burada eleştiriyorsak selçuk'u, ona yeteneksiz demedik. ama ılımlı ve ortamı yumuşatmaya dair yaptığım yapıcı eleştiriden sonra bile mesaj kutumda hakarete varan iletiler görüyorum. bu galatasaray taraftarına yakışmaz, bu düpedüz taassup.

    selçuk inan başlığına da bir şey yazmamaya gayret edeceğim. ne yazsam suç oluyor ve linçe maruz kalınıyor. işin trajikomik yanı ise şu. ezbere yorum yapanlar, realist eleştiri yapanları ezbercilikle suçluyor. burada yapıcılık olmaz. burada bağnazlık ve taassup başlar.
  • 3891
    2 buçuk yıldır alternatifi olmayan aslanımız. umuyorum ki umut gündoğan transferi kendisine olumlu yanısyacaktır.

    ilk geldiği sezon çok sayıda gol ve asist yapmıştı ve çoğu kişi şimdi aynı sayılara ulaşamamış olmasından yakınıyor. e normal tabi aynı sayılara ulaşamaması. sistem değişti, mantalite değişti. dolayısıyla selçuk'un rolü de değişti. ilk sezon 4-4-2 oynuyorduk ve selçuk melo ikilisinin önündeki forvetler (elmander - baros/necati) golcü kimlikli golcülerden ziyade takım savunmasına katkıda bulunan ve orta sahadaki yükü hafifleten forvetlerdi. dolayısıyla selçuk ve melo ikilisi topla daha rahat hareket edip daha çok inisiyatif alabiliyordu. sonuç olarak da ikisi toplam 20 küsür gole imza atmışlardı. forvetlerimizden de en çok gol atan elmander'di sanırım ve 12 gol gibi bi sayıydı yanılmıyorsam. baktığınız zaman çok az gibi görünse de takımdaki sistemi en iyi yansıtan istatistikti bence. zira orta sahaların gol katkısı çok yüksekti ve gol sayısında dengeli bir dağılım vardı.

    2. sezonun başında burak'ın alınması selçuk'un performansını olumlu etkiledi. burak ve selçuk'un iyi bir ikili olacağını herkes tahmin edebiliyordu. selçuk burak'ın gelmesiyle çoğu topu burak'ın koşu yoluna gol pası denemesi olarak kullandı ve etkili de oldu. burak attı selçuk attırdı. şampiyonlar liginde 5 asist yaptı. buna ek olarak 6 tane de kendisi attı. bir önceki sezon attığı gol sayısına ulaşamadı belki ama asistleriyle yine ön plana çıktı. peki bu sayıların giderek azalmasının nedeni neydi? tahmin edersiniz ki 2012-2013 sezonunun devre arasında drogba ve sneijder'in transferiydi. bu ikili takıma monte edildikten sonra selçuk ve melo ikilisi savunmaya daha yakın ve daha gömülü oynamak zorunda kalmıştı. topla beraber oynayarak farkını ortaya koyabilen bir oyuncu olan selçuk artık daha çok topsuz alanda defansif özelliklerini sergilemek zorunda kalmıştı. 2011-2012 sezonunda tüm topların buluşma noktası olan selçuk inan, 2012-2013 sezonunun ikinci yarısından itibaren rakibi kovalayan, kale sahasından gol çıkaran bir futbolcuya evrilmişti. yeni rolü gereği o günden beri ofansif özelliklerini eskisi kadar etkili gösteremiyor. ayrıca drogba ve sneijder'in transferi ile en etkili silahı olan frikiklerinden de yararlanamamaya başladık. ancak bu selçuk'un bu sezon yerden yere vurulacak kadar eleştirilmeyi hak eden bir futbol oynadığını göstermez evet eskisi kadar somut olarak skor katkısı yok belki ama birçok maçta gizli kahraman olmayı başarmıştır.

    ayrıca kendisi 2 buçuk yıldır alternatifsizdir. kıymeti yokluğunda anlaşılıyor. acımasız eleştirilerinizi yaparken kendisinin oynamadığı maçları bir düşünün.

    bir de bazı arkadaşların "2 tane frikik golü attı diye hemen şişirdiğiniz yeaa" minvalinde yorumlarını gördüm. çok talihsiz yorumlar. çok üzücü. galatasaray'ın en karakterli ve her sezon en az 30 maç çıkaran istikrarlı bir oyuncusu için birkaç maç kötü oynadı diye bu kadar da itin götüne sokmak bizim taraftarımıza yakışmıyor. ayrıca o beğenilmeyen frikik gollerin çoğu farkı açan goller değil takımı öne geçiren, maç kazandıran gollerdi. hakkını yemeyin adamın.

    düşünüyorum da bir gün bize ronaldo, messi gibi adamlar gelse muhtemelen bir süre sonra "bu ne aq ya ronaldo gibi adam koca sezon 30 gol attı rezalet :(" gibi eleştiriler görürüz muhtemelen.
  • 3894
    bir kere selçuk inan için galatasaray'ın en balonu falan diyen kişiyi bu cümlesinden sonra futbolun kitabını yazmış bile olsa kaale almam. söylediklerine de saygı duymam. *

    selçuk'u eleştirmek için bir çok argüman kullanılabilir ama benim en çok takıldığım son 2 sezondur çok kötü yeaa'cılar çünkü aslında bu arkadaşlar son 2 sezondur değil son 1 sezondur memnun değillerdir selçuk'un performansından.* ama bunun sebebinin sneijder'in ve drogba'nın transferine bağlayamıyorlar mı bağlamak mı istemiyorlar emin değilim. selçuk'un ibizde oynadığı ilk 1.5 sezon işi orta saha ile hücum bölgesinin arasındaki köprü olmasıydı. yapması gereken topu en kısa sürede forvetlere çıkarmaktı. * ancak sneijder ve drogbanın gelişi sonrası selçuğun görevi melo'ya yardım ve defans ile sneijder veya drogba'nın arasında köprü olmak olarak revize edildi yani topu en kısa yoldan bu iki kişi ile buluşturmak oldu. dolayısı ile rakip kale ile arasındaki mesafe arttı. ve bunun doğal sonucu olarakta ilk sezon gördüğümüz direkt gol pası veren sık sık ceza sahası civarında içinde görünen selçuk figürü ortadan kalktı. 23 kasım 2013 galatasaray sivasspor maçı tekrar izlenerek sneijder'in ve drogba'nın yokluğunda ileri uca en yakın 3. oyuncu olarak oynayan selçuk'un perfomansını daha net olarak görebiliriz. bu görev değişikliğinin üzerine bir de hepimizin kabul ettiği/etmesi gereken yaşadığı fiziksel yorgunluk eklenince birileri çıkıp selçuk'u balon olmakla yeteneksizlikle suçlamaya başladı. (u: eleştirmek tabikide serbest olmalı ama dozunu kaçırmamak lazım mesele bundan ibaret )

    ayrıca orta sahada selçuk'un rolü iniesta, pogba/vidal, lampard vs. değil xavi, xabi, pirlo vs. dir. yetenek bazında ki kıyaslama buna göre yapılmalıdır.

    frikik konusuna gelince ulan uzuuuun yıllar bu taraftar frikikçi diye sadece cesar prates'i gördü. fenerbahçe rapaiç revivo van hooijdonk alex ile bize frikikten gol yağdırırken hakan şükür'ün kafasına çarpan top tek tesellimiz oldu. ufak ufak hareketlenmeler falan vardı ama devamlılık yoktu. sonra bir adam transfer ettiler. bize son 10 sezonda gördüğümüz frikik golü sayını tek sezonda gösterdi. nasıl kamaşmasın gözlerim nasıl içim ısınmasın bu adama nasıl toz kondurayım çalışayım.

    karakteri konusuna zaten girmeye hiç gerek yok gol atınca sevinmemişmiş ulan benim yerime -ben çılgın atarken- antin kuntin adamları oynatacaklar sonra ben çıkıp tepki göstermeyeceğim oldu görürsem söylerim. bunun haricinde hakemle rakiple veya saha dışı rakip ve kendi taraftarı ile en ufak bir olayı olmayan gol atınca tribünlere * yada rakiplerine en ufak hareketi olmayan adama karakteri bozuk diyecek kişide art niyet ararım.

    şimdilik benden bu kadar.
  • 3899
    son derece iyi penaltı vuruşları kullanan futbolcu. 23 kasım 2013 galatasaray sivasspor maçı nda topu yolladığı yerden hiçbir kaleci o topu çıkaramazdı. 2012-2013 sezonunun ilk yarısında oynanan beşiktaş maçında kullandığı penaltının tekniği de son derece mükemmeldi. tansiyonun yüksek olduğu maçta zorlanmadan golü yazmıştı. soğukkanlılığı ve yeteneğiyle birlikte penaltı kaçırma ihtimali son derece düşük olan maestro.
  • 3900
    kendisine balon diyenler elazığspor maçını izlemişlerdir umarım.düzgün tek bir atağımız bile yok ve evet bunun nedeni selçuk'un olmaması. bu maçta takım olarak nasıl organize olunamaz nasıl 2 top yapılamaz dersini verdik.durun bitmedi selçuk'un eksikliği sadece ofansif anlamda değil defansif anlamda da kendini gösterdi.normalde herhangi bir yerdeki boşluğu daha atak olgunlaşmadan kapatan bir selçuk olmadığı için bu gün bol bol atak izledik özellikle sağ kanadımızdan.şu takımda ilk 11 e ismi ilk yazılması gereken canımız ciğerimiz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın