• 55
    amacının ne olduğunu kavrayamadığım, galatasaray spor kulübü'nün hoşuma gitmeyen haberlerinin çoğunda baş rolü oynayan,transfer döneminde olabilecek iyi transferlerin önüne taş koyan,yönetimde huzursuzluğu ilk çıkartan,melo gelmeden hemen önce ne gerek var eldeki kadro lig için yeterli diyen,podolski transferini tıkayan,önemli yerli ve yabanci transferlere özellikle engel olan,önünde duran yaptirmayan,taraftarına küfür eden kaleciye destek verirken kendi profesyonellerine hiç bir zaman destek olmayan galatasaray yönetimi'nde görmek istemediğim bir yöneticidir.
  • 57
    yönetimimizin içindeki oyun bozan kimliğiyle ön plana çıkmış olan yönetici kişisi. şimdiye kadar kulüpte ne işe yaradığını anlamadım olur olmaz zamanlarda röportaj verirken rastlıyorum ve takip ettiğim kadarıyla da yönetimin içinde en çok ortalığı karıştıran kişi kendisi. aynen polat yönetimindeki mehmet helvacı rolünü üstlenmiş gibi bir izlenim yaratıyor. basına yansıyan yönetim içi kavga haberlerinin hemen hepsinden bu isim çıkıveriyor, aysal başkanımız yönetimin dışarıda bıraktığı izlenimi inşallah gözlemler ve bu kötü görüntü veren yöneticiden bir an önce kurtuluruz..
  • 59
    bu genç arkadaşın galatasaray'a bir fayda sağlayacağını sanmıyor aksine ilerde galatasaray'ın başını ağrıtacak bir takım polemiklerin müsebbibi olacağını düşünüyorum.
    babadan torpilli olmanın galatasaray gibi bir camiada bu derece işlerlik kazanması, üzerinde düşünülmesi gereken bir durum. zira bu arkadaş idareden de, maslahattan da ne yazık ki bihaber.
    olum "liseciler" bizler olmadan sizler hiç bir halt değilsiniz.

    rabbim sen galatasaray'ı kifayetsiz muhterislerin şerrinden koru.
  • 61
    --- alıntı ---
    sedat doğan gstv'ye açıklamalarda bulundu

    galatasaray spor kulübü yönetim kurulu üyesi sedat doğan gstv’ye açıklamalarda bulundu. geçtiğimiz gün associated press haber ajansı’na da açıklamalarda bulunan sedat doğan, gstv’ye şu yorumlarda bulundu: “kimsenin ceza almasıyla ilgili bir beklentimiz olmadığını ancak futbolun kurallarına uygun olarak hızlı bir şekilde karar verilmesi gerektiğini ifade ettik. adı geçen kişiler ve kuruluşlar, bu karar geciktiği sürece itibarlarıyla ilgili de sorun yaşıyorlar ve kimsenin buna hakkı yok. futbol kuralları açısından burada suçsuz olan, herhangi bir kusuru olmamış kişilerin bir karar verilmemiş olmasından dolayı sanki suçluymuş gibi toplum tarafından algılanıyor olmasının yanlışlığına da parmak bastık.”

    “türkiye’de yürütülen süreç avrupa tarafından yeni yeni anlaşılmaya başladı. daha önceden fazlaca yazı çıkmıyordu. bizleri galatasaray’ın pozisyonu nedir diye arayıp sormaya başlamaları daha çok uefa kongresiyle alakalı. çünkü uefa kongresi yapılırken yüzlerce gazeteci geldi buraya, buradaki atmosferi de hissettiler ve yeni şeyler öğrendiler. ve gazetecilik refleksiyle bu konuyla ilgilenmeye başladılar. şaşkınlıkla karşıladıkları konu, daha önce italya’da ,yunanistan’da ve diğer avrupa ülkelerinde benzer durumlar hızlı bir karar süreciyle neticelendirildi ve uefa’nın devreye girmesine de hiçbir şekilde gerek kalmadı. bizim ülkemizde ise neden bu kadar zaman alındığı ve yaklaşık 9-10 aydır karar verilmediği onların merak ettiği konu. çünkü vermediğiniz bir karar, hem kararın alınması gereken ligi hem de onun altındakileri veya üstündekileri de etkileyebiliyor. ve bu çok şaşırtıcı bir durum kendileri açısından. biz de federasyon ve diğer otoritelere futbol açısından bu sürecin hızlı gelişmesi gerektiğini salık veriyoruz. associated press’te çıkan haberde sadece galatasaray’ı ilgilendiren bir durum yok, bize şike soruşturması hakkındaki görüşümüz, bu kulüplerin suçlu olup olmadığı soruldu. biz de galatasaray olarak ne hakim ne de savcı olduğumuzu ve bu konunun bizi ilgilendirmediğini söyledik. şunu özellikle vurguladık, bizim rakiplerimiz ve dostlarımız, bu konunun muhatabı olan tüm kuruluşlar, bizim saygı duyduğumuz kişiler ve kurumlardır. özellikle fenerbahçe üzerinde duruluyor ancak başkanımız birinci günden itibaren bu konuda hiçbir açıklama yapılmaması kararını aldı.

    biliyorsunuz sizlere de televizyon olarak bu konuda talimat geldi ve hiçbir yayın yapmadınız. biz bu konuda taraf olmadığımız belirtiyor ve yalnızca başkanımızın da ifade ettiği üzere uluslar arası hukuk kuralları çerçevesinde hareket edilmesi gerektiğini savunuyoruz. kimsenin ceza almasıyla ilgili bir beklentimiz olmadığını ancak futbolun kurallarına uygun olarak hızlı bir şekilde karar verilmesi gerektiğini ifade ettik. adı geçen kişiler ve kuruluşlar, bu karar geciktiği sürece itibarlarıyla ilgili de sorun yaşıyorlar ve kimsenin buna hakkı yok. futbol kuralları açısından burada suçsuz olan, herhangi bir kusuru olmamış kişilerin bir karar verilmemiş olmasından dolayı sanki suçluymuş gibi toplum tarafından algılanıyor olmasının yanlışlığına da parmak bastık. o yüzden bu kararların hızlı alınması gerekiyor. galatasaray insan yapısıyla, bilgi birikimiyle, tecrübesiyle her türlü duruma hazırlıklıdır.

    ancak bizim şu anda uefa’ya gitmek gibi bir niyetimiz yok. federasyon ile uefa muhakkak belli görüşmeler yapıyor. biz daha önceki federasyonla da kendi görüşlerimizi yazılı olarak da paylaştık. uefa da federasyonumuzun açıkladığına göre hangi şartlar altında ne gibi cezaların kabul edilebileceğini yazılı olarak bildirmiş. biz maalesef tüm taleplerimize rağmen bu belgeyi yazılı olarak ele geçiremedik. ancak böyle bir anlaşma varsa bunun hayata geçirilmesi lazım. bu sebeple galatasaray’ın uefa nezdinde herhangi bir girişimi olmamıştır. ve cas’a veya uefa’ya gideriz gibi bir beyanımız da olmadı ancak biz kulüp olarak her şeye hazırlıklıyız.

    bundan sonra anlaşıldığı kadarıyla, avrupalı meslektaşlarımız bu konuya biraz daha fazla eğilecekler. çünkü türkiye’nin konumunun ne olacağı, başka ülkelerin takımlarının bizim yerimize girmeleri ihtimalini doğuruyor. uefa, türkiye inaktif bir durumda kalırsa müdahale edeceğini söyledi. tabi ki bunlar sadece spekülasyon ancak bu olasılık avrupalı gazetecilerin ilgisini çeken bir konu haline geldi.

    galatasaray’ı ilgilendiren şey sadece galatasaray spor kulübü’nün, avrupa kupalarına gitmesi değildir. biz türkiye’de ciddi sayıda genç oyuncu yetiştirmiş bir kulübüz. mesela uefa şampiyonu olan kadroda 6-7 oyuncunun galatasaray altyapısından yetiştiğini görürsünüz. istenmeyen bir karar, bizim kendi oyuncularımızı yetiştirmemizi zorlaştıracak. ve bu sadece galatasaray’ı değil milli takımı da derinden etkiler. türk futbolu sadece galatasaray’dan oluşmuyor. biz bütün rakiplerimizin iyi bir durumda, sağlıklı bir ekonomide olmalarını isteriz. marka değeri altı boş bir söylem olmamalı. bunu da sağlamanın yolu financıal fair play adındaki uefa’nın yeni kriterlerinden geçiyor. bu kriterler ne kadar sağlıklı işlerse, hepimiz o kadar ileri gideriz. eğer galatasaray başkanının ağustos ayındaki beyanlarını dinleyip, bu işi hiç yurt dışına taşımadan türkiye kendi içinde çözmüş olsaydı, bunları konuşmamıza hiç gerek kalmayacaktı. bu konunun içinde adı geçen tüm takımlar türkiye’ye ciddi hizmetlerde bulunuyorlar. özellikle büyük takımları ele alırsanız, sadece futbolda değil tüm kurumlarda bu kulüplerin binlerce sporcusu var. ve bir kulüp kolay kurulmuyor, çok büyük fedakarlıklar gerekiyor. ”

    --- alıntı ---

    http://www.galatasaray.org/...rtaj/haber/13085.php
  • 64
    "bugun barcelona eger 2milyon forma satıyorsa dunyanin en buyuk taraftarı olan galatasaray taraftarının 1milyon hedefine ulasabilecegini dusunuyorum"

    tamam her sene formamızı alıyoruz onda sıkıntı yok sadece hatırlatayım forma satışlarında aklına gelen barcelona nın

    170.000 kongre uyesi varken bizim 9.000 civarında

    yani barcelona sadece formadan degil

    senin çok kıymetli kimseyle paylaşmadigin kapılarını taraftara kapattıgın yonetim hakkından para kazanıyor.

    vesayetinin bedeli forma satışlarıyla kapanacak gibi degil.
  • 67
    kendisi ender arslan'a benzemiyorsa bile ender arslan kendisine benziyor. sadece dış görünüş olarak algılama. kaldı ki dış görünüş olarak benzedikleri pek bi yer de yok. ikisinin de büyümüş de küçülmüş gibi bir halleri var ya, işte o benziyor. sedat doğan-ender arslan-ismail şenol..bu üçlü karşıdan sana doğru kol kola girmiş bir vaziyette gelirken 'önümüze gelene bir tekme' diye bağırsa yadırgamazsın. ama birisi galatasaray yönetim kurulu üyesi, biri milli basketbolcu, biri de gecenin köründe nba tv'de basketbol maçı anlatıyor (normalde o saatte evde olması lazım).
  • 68
    şuan kendisi bugün tv'de canlı yayındadır.

    http://www.bugun.com.tr/bugunTv/

    edit: (bkz: #1147347)

    -neden altyapıdan sporcu yetişmiyor?
    +12 yaşında jenarasyon aldık diyelim, iyi gördüğünüzü eğitiyorsunuz. kaçının sağlığına bakıyoruz? türkiye2de 8 tane spor doktoru var. barcelona'da ise 52 tane.

    -tigana ile altyapı için görüşüldü mü?
    +benim haberim yok. galatasaray fatih hoca emanet edilmiştir. altyapı da buna dahildir. bu sorulara cevap veriyoruz ama ciddiye aldığımızı düşünmeyin.*

    bu arada bu saçma soruları soran kişi lemi'ymiş. kim hala tanımıyorum*

    -a.albayrak yabancı sayısının üç olmasını istiyor. siz ise sınırsız olsun istiyorsunuz.
    +siz avrupa birliği üyesi olmak istiyor musunuz? eğer istiyorsanız böyle bir ayrımcılık yapamazsınız. sınır koyamazsınız. avrupa birliği oyuncuları avrupa sınırsız oynatılır. avrupa istediği kadar yabancı oynatırken ben burada elimi kolumu bağlayamam. ben tabikide türk çocukları oynasın istiyorum. 2000 kadrosunda 7-8 türk vardı ama bunun önünün açılması ve devlet politikası olması lazım. siz bunun yerine sınırlama koyarsanız bonservisler saça şekilde fırlar.

    bakın türkiye cumhuriyeti tarihinin en iyi ekonomik durumunda. bu ülkenin artık dünya arenasında tanıtacak sanatçı ve sporculara ihtiyacı var. galatasarayın 2000 yılında yaptığı reklamı kimse yapmadı. sınırlama yaparsanız takımlarınız geri gider. hee ama iyi adamlar transfer edin diyorsanız bu kulüpleri ilgilendirir, sistem değil kulüp yönetimleridir bunu yapan.
    bizim diyelim ki 8 yabancımız var bunların her biri avrupa birliği vatandaşı olsa, bu konuda hukuki hazırlığımız var ancak daha başvurmadık avrupa birliği vatandaşları türk gibi oynamalı. biz şuan ab'ye girmek istiyorsak dediğimiz şey mantıklı ve kanunen uygun olan bir şey.

    ---lemi bu aralarda saçmalıyor. konuyu sürekli değiştiriyor ancak sedat doğan ana konuya sadık kalarak cevap veriyor.---

    semih şl'de oynuyor, emre oynuyor. kavramları karıştırıyorsunuz.

    ünal beyin cezası sizce doğru mu?
    hukukla ilgileniyorum. tahkimi çok eleştirdim. anayasaya yeni bir madde eklendi. yönetsel sebeplerde mecburi tahkim mercisine başvurulur. alternatifi yoktur.
    şimdi 3 maça çıkmazsa bir takım küme düşüyor mu? düşüyor. diyelim halka açık olan bir kulüp üç maça çıkmadı. üç farklı sebepten. normalde küme düşmesi lazım. düşerse ne olacak hisse sahipleri mağdur olacak. şimdi bu kadar insan doğal hakem güvencesi olmayan tahkime mi gidecek? benim hakkım doğal mahkemedir yani normal mahkemelerdir. benim hakim önünde hakkımı aramam kısıtlanamaz. sistemde çok büyük açıklar var yani. esasında yanlış bir şey değil ancak sistem doğru kurulmadı. bizdeki tahkim içi boş bir tabir. uefa sisteminde disiplin kurulu var, ardından epiğil badi* denilen bir merci var ordan çıkan karar cas'a götürebiliyorsunuz. cas'ın içerisinde 200-300 tane hakem var. yani bizdeki tahkim hakemleri. herkes kendi hakemini seçiyor listeden seçiyor. seçilen birer kişi bir kişiyi seçiyor ve hakem o oluyor. bizde tahkimdeki hakeme tff atıyor böyle bir şey olamaz.
    ticaret odalarında da liste vardır*. bizdeki tahkim değil. bizde ki itiraz mercidir*.

    mete düren şike yok dedi. tahkimden memnun olan federasyon var. tahkimi değiştirmeye çalışacak mısınız?
    aihm'de bir dava var. yer yerinden oynayacak büyük ihtimalle. çünkü türkiye cumhuriyet'inden savunma istendi. mahkeme suçlu bulduğunda savunma ister. trabzon'un açtığı dava değil. o dava 7-8 seneden önce sonuçlanmaz. benim anlattığım dava 6 yıllık bir davadır. tahkimin verdiği bir karara açılan dava.
    spor mahkemesi kurmalıyız. insanlar hakkını arayabilmeli.
    eğer fb spor kulübü düşmüş olsaydı doğru olmazdı çünkü orası bağımsız değil. tahkimde bağımsız hakim yok. sistem yanlış.
    bizim tahkimimiz uluslar arası anlamda kabul görmüş bir tahkim değil.
    hiç kimsenin doğal yargılanma hakkı yasaklanmış durumda.
    spor bu kadar büyük bir endüstiri olmuşken ben gidicem orda 30-40 kişini seçtiği bir federasyonun ki seçenler hukukla alakası olmayan kişilerin sporu yönetsin diye seçtiği kişiler hakemleri atıyor. sistem çok saçma.
    sarı kartı tabikide tahkimde görülsün ancak büyük işler tahkim'de çözülemez.

    bizim hukuk husulu muhakemeleri kanunumuzda yargılamanın yenılenmesı konusu var. eskiden bir delil var o zaman yoktu şimdi var. eğer yargıyı etkıleyecekse yeniden yargılanır. tahkim kurulu bu kanuna göre yönetiliyor. etkilenen başka bir taraf var mesela trabzonspor o zaman yargı yanı dosya yeniden açılır. yargıtay onarsa yeniden açılma durumu var. federasyon dosyayı kapattık diyemez. yargıtay kararı kesin delil haline gelmişse tahkime gidip yeniden yargılayın diyebilir.

    mete beyin dediklerine ne diyorsunuz?
    o açıklamalar beni bağlamıyor. kim şike yapmıştır yapmamıştır bilemem. bağımsız yargı. bunun üzerinde durmamız lazım. sizin disiplin için kurulan mercileriniz bu durumları çözemez. diyelim ki ben fenerbahçe'yim diyelim ben beni yeniden yargılayamazsın diyebilirim. çünkü tahkimimiz evrensel kabul görmüş değil.

    uefa kimse mahkemelere gidemez diyordu. ab mahkemesi dediki böyle bir şeyi yapamazsın. yap bakalım ben napıyorum dedi. sonunda anlaştılar o zaman cas'ı büyütelim burayı tam bir hakem mahkemesi yapalım dedi. borçlar hukukunu, alacak verecek hukukunu orda görelim ama kişiler oraya gitmek istemezse normal mahkemeye gidebilir. bunun önünü açtılar uefa'da.

    fenerin düşmesi ülke futbolunu etkiler deyip yan sonuca bakıp tahkim karar verebilir mi? suçu yok sayar mı?
    çok güzel bir soru. bir heykel vardır. bir elinde kılıç vardır. yani kılıç gibi keskindir. sedat doğan iyi bir adamdır deyip kesmemezlik yapmaz. adaletin gözü kördür. ideali budur. türkiye halkı bu şekilde kandırılmak isteniyor.

    bu davaları incelemedim ancak demin bir şey ifade etmeye çalıştım. fenerbaheçenin trabzonun beşiktaşın olmadığı ligde pasta küçülür. biz ne diyoruz? herkes güçlü olsun biz şampiyon olalım. benim ultraslan taraftar grubum bize hiç ceza aldırmadı. aradı bir münferit şeyler oluyor. şimdi benim taraftarımın ne günahı var? ben niye götüremiyorum deplasmana?

    bir gerçeği kabul etmemiz lazım. sektör bu kulüplerin etrafında dönüyor. bizim yaklaşımız hep beraber yapalım. diğer kulüpleri bilemem.

    stadın üstü kapanacak mı?
    görülen o ki teknik olarak kapatılması doğru değil. bir kere çim sorunumuz var. statta oturma var. inşaat yavaş yavaş oturuyor. kapak olunca çok daha ağırlaşacak. bazı yerlerde dilatasyon yaşıyor. yarım mm çökmeler oluyor. o sistem öyle bir sistemki bir parça mm oynasa sistem bozulur. o yüzden stadın tamamen oturması lazım.

    floryanın taşınması?
    şehirler sürekli büyüyor. eskiden şehir dışında olan bir tesis bugün şehir içinde oluyor. bu durumda tesis çok pahalı bir yerde oluyor. ucuz bir yere geçip tesislerin olduğu yeri daha iyi değerlendirmek gerekiyor.

    lemi soruyor: sayın bülent tulun italya'da bir takım görüşmelerde bulundu. röportajları vardı. bülent tulun başkanın danışmanı mı?
    bülent bey şuanda amatör sporlara bakıyor.

    lemi: ama italya'ya gidiyor neden? kurumsallaşmaya ters değil mi?
    yooo. ben italyaya gidip gitmedi mi bilmiyorum. gün içinde o kadar işimiz var ki birbirimiz takip edemiyoruz.

    lemi: ama haber tam sayfaydı. ufak haber değildi.
    o haber gazetenin elinde. tam sayfa veya tek satır. çok güzel bir şey söylüyorum onu alıp değiştirip tam sayfa veriyorlar.

    lemi: kurumsallaşma?
    kurumsallaşmada kime ne görev veriliyorsa yapar. bu konunun kurumsallaşmayla alakası yok.

    lemi: fatih hoca etkileniyor. şampiyon gidebilir.
    ben cevap vermicem. konuştuk bu konuyu. yemeği anlattım size.

    ben hukuktan sorumluyum ama başkanım sedat git şu konuyu git hallet dese ben gider hallederim. o konu benim alanımla alakası değilse bana güveniyorsa gider yaparım. kurumsallaşma da gizli görevler vardır.
    1993'ten beri yönetim içindeym. gazetecilerle aram iyi. ben adamla konuşuyorum. ben adama konuştuklarımı yazma diyemem ki. sohbet ediyorsunuz, adam gibi çatır çatır yazıyor. şimdi ben adamla konuşmasam aramız açılır.

    terim-tulun kavgalı iması üzerine:
    ne gördüğünüz insanlar o kadar kavgalı, ne de gördüğünüz insanlar birbiriyle o kadar sevgili. yani bu işleri o kadar abartmamak lazım.

    sizler spordan geliyorsunuz. siz spor basını olarak kötü tarafları ortaya çıkartırsanız biteriz. biz kişilerle değil kulüplerle ilgilenmeyiz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın