bazen beşiktaş taraftarı'na dr. strangelove filmindeki havacı general gibi davrandığımı fark ediyorum ve kendi kendime şu soruyu sorarken buluyorum kendimi: "sen hiç su içen bir beşiktaşlı gördün mü sütoğlan? göremezsin, çünkü beşiktaşlılar asla iyi bir sebepleri olmadan su içmezler". bağnazlık gibi bir maksadım yok elbette, olamaz da. eminim ki çoğunluğu gayet aklı başında insanlardır. şimdi söyleyeceklerim de aklı uçucu maddelerin arasına karışıp uçmuş beşiktaşlılar'a gitsin zaten.
efendim, beşiktaşlılar'ın transfere bakış açısını bilirsiniz. bir zamanlar diyorlardı ki, "gordon ile kıyaslarsak maradona'yı aldık." anthony seric transferine maradona kadar sevinen insanlar, quaresma transferine kendilerinden beklenen tepkiyi vermeden dururlar mıydı? quaresma'ya bakınca bir cruyff - pele melezini aldıklarını düşünmez miydi? demirören demedi mi, türkiye'ye gelmiş en büyük futbolcuyu kendilerinin aldığını? kuntz meselesinde de eski yönetimlere ayarı veren bir başkan var tabii. her neyse, imam cemaat mevzusu azizim, beşiktaş taraftarında şimdi bir umut baş göstermiş, quaresma gelecekmiş de sabri'yi bitirecekmiş, vay efendim sabri'ye küsküyü verecekmiş. özür dileyerek terbiyemi bozmak istiyorum, nah bitirirsiniz sabri'yi. yavaş bitirin de saçınız sakalınız, g.tünüz başınız dağılmasın. siz önce demirörenle serdal adalı'ya olan borcunuzu bitirin, ondan sonra sabri'yi bitirmeyi deneyin.
neresinden baksan elinde kalacak beşiktaşlı beyanı bu yahu. meali hezeyan, hükmü hilafi kuran. her şeyden evvel, sabri sağ bek oynuyor, quaresma sağ açık. kafanız ne kadar güzelken bu beyanda bulunursunuz anlamam. quaresma'yı solda oynatmak bizim keita'yı solda oynatmakla eşdeğer. quaresma sağ ayağının dışını sık sık kullanan bir adam. sol kanattan sağ ayağının dışını kullanacak hali yok. sağ kanatta oynuyor çoğu zaman. sola geçtiğini de gördük ya, genelde sağ kanatta oynar bu adam. solda holosko ya da tello oynar, sağda quaresma. ha, sabri'yi bitirmek için galatasaray maçlarında sola quaresma'yı çekersiniz orasını bilemem. (bkz:
güleyirum haluna katula katula). not: bu paragrafın yazılmasında emeği geçen saygıdeğer insana buradan selamlarımı yollayayım, şimdi isim verip de kimseyi de efendim di mi.
*her şeyi geçtim, hadi ben yanılıyor olayım. quaresma sabri karşısında oynasın da, biz de bir görelim. bunları geç. sabri bu enteresan insanlara
* * ne ettiyse, bazısında sürekli bir sabri'yi bitirme telaşesi vardır. kronolojik olarak akla ilk gelenleri sıraya koyalım; işte sabri'yi bitirmesi beklenenler: 2007 senesinde fenerbahçe gerçekten
* büyük bir futbolcuyu, roberto carlos'u fenerbahçe'ye getirdi. hemen bir hallenmeler başladı, "hehehe aha şimdi pohu yedi sabri" demeler... aklı yerinde olan adam dedi ki, "bizim sabri carlos'un gelişiyle hırs yapar, fenerbahçe maçında carlos'a geçit vermez". nitekim sabri'yi carlos karşısında aciz göreniniz var mı? duyamadım? hayalleri yıkılanlar çareyi avrupada aramaya karar verdiler. sene 2008di, önümüzde euro 2008 vardı. bizim gruba da şansa portekiz düştü. cristiano ronaldo'nın da deli dolu çağları o zamanlar. şimdiki gibi messi de olmayınca kendisine rakip olacak, avrupa futbolunu tek başına hallaç pamuğu gibi atıyordu ronaldo. "fırsat bu fırsat" dediler, başladılar kendilerini tatmin etmeye: "ehehe şimdi ronaldo seni laciverte boyayacak oğlum sabri" dediler. yahu, bu ülkenin internet sitelerinde
cristiano ronaldo vs sabri sarıoğlu başlığı açıp kendince eğlenenler oldu euro 2008 zamanlarında. sonuç?
7 haziran 2008 portekiz türkiye maçında ronaldo karşısında ezilen bir sabri sarıoğlu göreniniz var mı? sesiniz kısık geliyor? şimdi yeni bir umutla, o boş umudunuzla quaresma'nın sabri'yi bitireceğini söylüyorsunuz. sevgili beşiktaşlılar, böyle diyenlere aldanmayın. sabri'yi bitirmek şöyle dursun, o hayallerinizi yedirir size sabri. böyle boş hayallere kapılan bir kaç saf insana daha gereken kapağı takıp, vurduğu adam sayısını kuş yuvasında bir yerlere çizik atan keskin nişancılar gibi kariyerine yazacaktır. eyvallah, sabri'nin tipi size komik gelsin, açtığı ortalar yerini bulmasın ama, sabri'nin berbat bir oyunla sıçıp batırdığı kaç tane maç vardır?
beyin bedava tabii babam, algı da bedava. sen youtube'dan video açıp "ahahaha, sabri'ye bak, kendi kendine vücut çalımı atıyor" diye böğüre böğüre, öğüre öğüre gülersin, ben "keita gitsin abi bu takımdan, hem de hemen" diyen en kazmasından taraftarın bile hayalinde kadro kurarken "sabri'nin yerine iyi bir sağ bek lazım" demeyip de "ulan bu sabri de maazallah sakatlanabilir, cezalı duruma düşebilir,
sabri'ye iyi bir yedek almak lazım" dediğini görünce içten içe, sessizce senin aciz durumuna düşerim. sen "sabri bir hata yapsa da gülsek lan" deyip defalarca hüsrana uğrarken, ben sabri'nin gün geçtikçe kendisini ve performansını geliştirmek için gösterdiği çabayı gördükçe fırsatını her bulduğumda sabri'ye teşekkür ederim. aha fırsat bu fırsat: teşekkürler sabri.