fena halde özlediğimi anladığım oyuncumuz. kırk yıl düşünsem özlemek kelimesiyle aynı cümlede adını kullanacağım aklıma gelmezdi. bütün samimiyetimle söylüyorum ki bu sezona kadar da asla galatasaray'a yakıştıramadığım bir oyuncuydu. ama bugün ben sabri'yi özlüyor, antreman raporlarında deli gibi iyileştiğine dair bir satır arıyorsam bu cidden çok önemli bir iş yahu. sabri'nin başardığı çok önemli bir iş! durup durup bunu düşünüyorum sabri her aklıma düştüğünde. nereden nereye geldik arkadaş yahu diyorum.
insanın kendisini düzeltebilmesi demek hatalarını farketmesi demektir. zordur insanın hatalarını gösteren aynanın karşısına geçmesi. sabri bu cesareti gösterdi. bu kadar derinlemesine düşününce hayatta zor denilen şeylerin bile bir patika yoldan çıkışı bulmasının, güneşi görmesinin mümkün olduğunu bir kez daha farkediyor insan. futbol hakikaten hayatın kopyala yapıştır versiyonu.
o değil de sabri biraz daha gelmez ise uğur keita'nın elinde kalacak. sabri ile aralarında olan uyum maalesef uğur ile yok. birbirini tamamlayan bu muhteşem ikiliyi keşke bugün
* izleyebilseydik.