resim
Sabri Sarıoğlu
Görev:Teknik Direktör
Takım:Türkiye U18
Yaş:39
Uyruk:Türkiye
  • 6078
    21 şubat 2015 sivasspor galatasaray maçında da önceki maçlarda olduğu gibi çok iyi oynamıştır. yaşı geldi artık, ortalama türk futbolcusunun coşma zamanıdır, 35'ine kadar sabri üst düzey sağ bekimizdir. sonra da güzel bir şekilde uğurlarız kendisini...

    o değil de, kendisini kadro dışı bırakan kurumsal yapı hakikaten futboldan anlıyormuş :( yoksa şimdiye tarık'a emanettik.
  • 6081
    21 şubat 2015 sivasspor galatasaray maçındaki güzel oyununu geçtim , hatırlayanlar bilir, muslera'ya taban ile girilen ama muslera'ya müdahale olmayan bir pozisyon vardı muslera '' o nasıl topa giriş '' diye kızzmıstı sivasspor'lu oyuncuya, heh işte o pozisyondan sonra sabri de gidip sivassporlu oyuncuya bagırıp akıllı ol dedi bendeki yeri daha da bir arttı aslanım. futbolcu iyi oynar kötü oynar eleştiririz , överiz ama takımdaki bu kenetlenmiştik bizi sampiyonluga götürebilir. yürüyedur.
  • 6082
    her oynadığı maçta 4.5milyon euro verilen tarık çamdal 'dan daha iyi orta açmaktadır. kendisi tabiki de kesinlikle şampiyonlar ligi seviyesinde bir futbolcu değildir. ama lige baktığınızda oynar. tarık çamdal'ın ortalarına bakın, bir de sabri sarıoğlu'nun ikisi arasında çok fark var. maçlara katkısını sakın göz ardı etmeyin. şimdi düşünüp kafamı yoramıcam hangi maçlardı diye ancak sabrinin 3 asist ve asistin asisti falan da var. tarık'a verilen paraya gerçekten yazık. sabri'den iyi futbolcu alamayacaksanız, almayacaksınız.

    ek olarak sahadaki takım arkadaşlarına sahip çıkar.
  • 6083
    adamsın dediğim reisimiz. takım arkadaşına sahip çıkar, mücadele eder, hırsı takımı gaza getirir, son 2 senede belli bir istikrarla orta açabilmektedir daha ne yapsın bu adam. sene başında kadro dışı kaldı, bende kendisine sallayanlardan biriydim ama özür dilerim reis sensiz bu takımın tadı tuzu yok.

    sene sonu arena'da 4. yıldızı takarken üçlü çektirmen dileğiyle
  • 6084
    21 şubat 2015 sivasspor galatasaray maçı'nda defalarca "adamsın sen" diye çağırdığım saçları kırlaşmaya başlamış tecrübe abidesi sağ bekimiz. futbolculuğunu en çok eleştirdiğimiz mevcut galatasaray futbolcusudur herhalde ama bu sezon ki performansı; özellikle kadro dışı bırakılması ve geri dönüşünü de hesaba katarsak şapka çıkarılacak seviyede.
  • 6085
    kadroya geri çağrıldıktan sonra kendini galatasaray taraftarı ve hamza hoca'ya ispat etmek amacıyla daha gayretli oynayan reyis. artık 30 yaşına geldi ve sanırım olgunlaştı.

    senin yerine çok adam aldık, ben de bu kulüpten artık gitmeni savunmuştum. ama hepsi elimizde patladı, seneye sağ beke transfer yaptığımızda da elimizde patlama olasılığı yüksek. o yüzden seneye de o bölgede ilk tercih sabri olmalı. ama hep böyle gayretli, ciddi ve sakin oyna reyis. bize sakın o eski cıvık ve komik sabri'yi izlettirme.
  • 6090
    27 şubat 2015 galatasaray kayseri erciyesspor maçı öncesi tribüne çağırılması banko olan futbolcu.

    süreç kronolojik olarak şöyle gelişecek,

    saat 19:15 sularında takımımız ısınma hareketleri için sahaya çıkacak.

    ısınma hareketleri sırasında benim de içinde bulunduğum kuzey tribün'den "sabri sarıoğluuuuuu sabri sarıoğluuuuuuu" şeklinde bir tezahürat yükselecek.

    sözkonusu futbolcumuz, tribüne çağırıldığını duyar duymaz sahada arkadaşlarıyla birlikte o an yapmakta olduğu ısınma hareketlerini keserek tribüne koşacak, 3 kez yumruk hareketi yapacak.

    taraftar bu yumruklara "oley oley oley" diye yanıt verdikten sonra kısa bir karşılıklı alkışlama ritüeli gerçekleşecek.

    tam alkış sona erip sabri arkasını dönerek ısınan arkadaşlarının yanına koşmaya başlarken fikstür itibariyle tribünden "sabri fenerin a...... s.." tezahüratı başlayacak.

    sabri bunu duyar duymaz tekrar tribüne dönerek sağ el avuç içini üzerindeki galatasaray antrenman formasının arma kısmına gelecek şekilde 3 kez vuracak, aynı anda sol eliyle yumruğunu sıkıp dudaklarını da sıkıştırarak motivasyon dolu hareketler yapacak ve bir bakıma tribünlere "tamam o iş bende" mesajı verecek.

    bu hareketleri gören galatasaray taraftarı heyecanlanacak, "helal olsun" "yürü be" "hey be" tarzı karışık ve senkronize olmayan bağırışlarla futbolcusunu daha güçlü bir şekilde alkışlayacak.

    fenerbahçe maçı öncesi sabri sarıoğlu ritüeli sona erer ermez, futbolcumuz ısınma hareketlerine devam etmek üzere arkadaşlarının yanına geri dönecek.

    sabri yerine dönerken, tribündekiler ise yanındakilere dönüp "ne gaz bu adam yeaa", "çok kazma ama çok da iyi galatasaraylı", "ulan kimler geldi geçti hala bu adam oynuyor", "aslında çok iyi niyetli" gibi yorumlar yaparak maç öncesi analizlerine kaldıkları yerden devam edecek.
  • 6094
    27 şubat 2015 galatasaray kayseri erciyesspor maçında çok kötü oynadı. barış memiş'ten çok saçma çalımlar yedi. onun dışında birkaç kez gitti ve geri dönmedi. hücumda kaldı. hamit ve bruma boşluklarını kapatmak zorunda kaldı. sabri' nin unutmaması gereken yegane şey şu: bu takımda yer almak istiyorsa mücadele gücünü hiç ama hiç düşürmemesi gerektiği.
  • 6095
    sevgili sabri ülkemiz spor kültürünün özetidir.
    ön yargıyı parçalamak atomu parçalamaktan zor diyen bilen adamının sözündeki ön yargının tam karşılığıdır sabri.
    iyi olduğunda iyi diyemeyenler vasat olduğundan dahi kendisini kötülediler.

    sevgili sabri,
    daha sakin, daha akıllı bir oyun ile çok büyük bir şans var önünde.
    8 mart 2015 fenerbahçe galatasaray maçını aldığın saniye atom parçalanmış olacak.
  • 6096
    sözleşmesi sene sonu bitiyor. geçici yönetim kendisine yeni sözleşme teklif edecekmiş. yılda 1 milyon 250 bin dolar ile "en az" kazanan isimlerden biri olmasından dolayı yeni teklif zamlı olacakmış. yabancı sınırlaması kalkıyor ve güya biz de ölü yapraklarımızdan kurtulacaktık. kurtulmak bir kenara maaşına zam yapıp sözleşme uzatıyoruz.

    aslında yönetimle de alakası yok. bu aydın yılmaz'ı, sabri sarıoğlu'nu vs yıllardır bu takımda tutan birileri, bir torpilleri var. başka bir açıklaması olamaz. bu adamları bu paralar ile takımda tutun, onlar da bu paralarla karılarına yüzlerce bin dolarlık arabalar alsın. bunların yıllardır kulübe veremedikleri katkıyı 2 yılda veren arroyo da aylardır parasını alamadığı için gitsin.

    "ama bunlar bizim çocuklar, alt yapıdan yetiştiler, yıllardır bu formayı giyiyorlar." falan filan değil mi? geçin bunları...

    edit: hala "yeni sözleşmeyi hak ediyor." diyenler var. 4-5 maç iyi oynadı diye sözleşme yenileyeceksin. sonra bu adam tekrar olması gereken -yetersiz- seviyeye geri dönünce yine küfürler edeceksin. iş işten geçmiş olacak ama o hak etmediği hayatı g.saray çatısı altında sürdürmeye devam edecek.

    milan'da bir abate var. sözleşmesi sezon sonu bitiyor. alacaksın o adamı sağ beke yaslanacaksın arkana. ağır sakatlıklar geçirdi ama ölüsü bile sabri'nin en iyi halinden kat kat daha iyidir. yıllardır sabri'ler yüzünden bu takım hala aynı tas aynı hamam.
  • 6100
    hafta sonu derbi var ve kendisi yılda 1 milyon 250 bin dolar kazanarak futbol takımı ortalamasının altında maaş alan bir futbolcumuz. bu vesileyle gündemde.

    hafta sonu derbi var, bugün de basketbol şubesinden üzücü haberler aldık.*. sporumuz bile gündem üretici maşallah. he bu arada. hafta sonu maç yapacağımız takım şikeden ceza alması gereken bir takım. maç yok hükmünde yani. şimdi ben bunu söyledim ya, ülkenin yarısından çoğunun gözünde 'yenilginin yolunu yapıyorum.' niye? çünkü gündemle alakalı konuşmuyorum. her şey gündem. 'ama adam suçunun cezasını çekmemiş' , 'eski haber o birader, yenilerden haber ver.' yani kısaca diyor ki 'kapat şalteri, uzaklaşma çok. meşgul ol bunlarla.'

    peki yenilerden haber verelim, sabri'nin maaşına zam yapılacakmış.

    emeğinin karşılığı bu mudur, diğer oyuncuların maaşı mı çok fazladır, yabancı sınırında yapılan değişiklikten sonra gerekli midir, yapılan zammı hak etmiş, etmemiş vs. bu konularda fikir beyan edecek değilim. zaten işi hak-hukuk meselesine getirirsem hem konu alakamız ve gündem dışına çıkacak, hem de dönen paraların müsebbiblerine - bir taraftar olarak kendim de dahil- toptan sövmek gerekecek, hiç o topun altına girmeden sadece bu olası zam ile kafamda bir süredir olan düşünceleri derleyip dile getirmek istiyorum.

    kendisine yapılması gündemde olan zam ile diğer branşlara - özellikle basketbol şu an için - nefes aldırılabilir miydi? madem bu para yönetimin elinde mevcut, neden diğer branşlara harcanmıyor? koskoca basketbol takımının sabri sarıoğlu kadar değeri yok mu?* sabri galatasaray'ın evladı, florya çocuğu da ergin ataman, ekrem memnun gibi adamları sokakta mı bulduk? veyahut galatasaraylı futbolculardan - isim ayırt etmeksizin söylüyorum - bir kaçı kendi arasında ufak bir meblağ toplayamaz mıydı, 'galatasaray spor kulübü'ne yardım için? taraftar kadar olmaları ya da fedakarlık yapmaları beklentisinde de değilim. kendi deyimlerince 'çok az(!)' buldukları 1 milyon 250 bin dolarlık meblağ var ya hani. o meblağ dahi şu anda basketbol şubesine nefes aldırırdı.(u: ödenen paralara ve ihtiyaca pek hakim değilim ilgili birisi daha net bilgilendirirse güncellerim burada)

    hafta sonu derbi var. benim bu derbiyi her sene izlememdeki sebep iki tane fenerbahçeli ile dalga geçme fırsatı yakalamak ya da kendimi boşuna heyecanlandırmak değil. 'galatasaray' üzerinden tanımladığım bazı değerler var, bu platformdaki herkes gibi de futbolu seviyorum, aidiyet hissiyatımın önemli bir bölümünü de galatasaray'a atfediyorum. bunun altında da çok derin mantıksal sebepler aramıyorum. sadece yukarıda belirttiklerimin en azından bir kısmının yerine getirilmesi ya da bu sorulara sağlıklı cevaplar verilmesi benim atfettiğim değeri yeteri kadar mantıklı kılıyor zaten. '22 adam bir topun peşinde ne anlıyorsunuz yae' diyene de eskiden 'sana ne zırto' diyordum, şimdi oturup düşünüyorum. kendisinin maaşına zam yapılıyor çünkü, galatasaray'ın diğer branşları kan kaybederken. dedim ya daha bak şikeden düşmeyen takım var he hala ülkede, en büyük sportif problem bu da değil. düşünsene ülkenin sadece sporu nasıl bir cadı kazanının içinde. e tabi sonra iş '22 adamın bir topun peşinden koşması' diye tanımlanınca da dönüp diyemiyorsun, 'sen benim neden galatasaraylı olduğumu biliyor musun?' diye.

    he bir de dışarıdaki boktan pislikten biraz olsun uzaklaşmak spor müsabakalarını takip etmemdeki sebep. ne kadar mümkünse artık.

    hafta sonu derbi var. bokun pisliğin içine batmış bir toplumun, bokun pisliğin içinde yüzen futbolunun en önemli maçı. heyecanlanmıyorum desem yalan olur. maç günü gelecek, -teşbihi mazur görün- eşekler gibi bağıracağız, sevineceğiz, belki de üzüleceğiz. pislikten uzaklaşalım derken, pislikle aklanan bir takımı yenmeye uğraşacağız. ayrı tutuyor gibi olmasın he, çamurla oynayan kirlenir. biz de bu vesileyle pürüpak değiliz yani. inanmayan şuraya bakıversin :

    http://cdn.nediyor.com/...i_sarayi_erdogan.jpg

    bu olay maçımızın olduğu gün oldu bu arada, işin en büyük absürd yanı burası. siyasi mesaj verme amacım yok yani, onu da belirteyim. işin o kısmı da az önce belirttiğim topun altı zaten. anlayan anlamıştır.

    maaşına zam yapılıyormuş. az kazandığı için. kaptanlık pazubandı taşıdığı kulübün branşları birer birer kan kaybederken, galatasaray'ın evladı sabri sarıoğlu'nun maaşına; galatasaray'ın medar-ı iftiharı lisesinden yetişen kişilerle tek vasfı 'zengin olmak' olan kişilerin karışımından oluşan bir topluluğun kararıyla - ki biz kendilerine kısaca 'yönetim' diyoruz - zam yapılıyormuş. medar-ı iftihara bak, evlada bak.

    haftaya derbide şu an ligde olmaması gereken bir takımla oynayacağımızı belirtmiştim değil mi? hani şu yönetimimizin aynı havayı solumaktan hicap duymadığı, hatta savunma gafleti gösterdiği kişilerin yönettiği kulüp. hani şu galatasaray'ın evladı diye tabir ettiğimiz, bizzat galatasaray adını taşıyan kulüpler kan ağlarken maaşına zam alabilen nicelerinin kankalarının kimisinin oynadığı, kimisinin menajerlik yaptığı vs. kulüp.

    şimdi ben bütün bu karmaşanın içinde neden sporu, özellikle de futbolu takip ettiğimi sorgulayan adama ne cevap vereyim? hangi galatasaray'dan bahsedeyim, ali sami yen'in, metin oktay'ın galatasaray'ından mı; duygun yarsuvat'ın, sabri sarıoğlu'nun galatasaray'ından mı? galatasaray'da 'futbol yeteneğini kiralamak' dışında vasfı olan oyuncu, gelir-gider hesabı yapmak dışında* vasfı olan yönetici kalmadıysa nereye gitti bizim 'galatasaray' diye sevdiğimiz. o bokun pisliğin içinde kaybolmaya yüz tutmuş olmasın sakın?

    ya biz çok taraftar olarak çok safız ya da normalde başka sıfatlarla adlandırdığımız 'pazarlama'nın adı 'profesyonellik' olmuş. hey gidi be profesyonelliğe bak. bari profesyonel olabilsek. bizimkisi içliğe, beyaz dona alışmış göte; afilli boxer giymeye çalışmak. e haliyle durmuyor. bırakın 'profesyonel' dediğiniz kalıba girmeyi, o kalıba gireceğiz derken 'galatasaraylılık'tan oluyorsunuz, geriye de etrafındaki pisliğe batmaktan kurtulamayan bir garabet kalıyor.

    -gündeme uydu ucundan berisinden işte. uymadıysa da uydurmaya çalıştım. biraz daha kapatabilirim şalteri.-

    derbide iyi oynayacak bence. bu kadar şeyin kendi başlığına denk gelmesi tesadüf olamaz.*
App Store'dan indirin Google Play'den alın