kardeşim. 12 yıl. daha çük kadar boyluyken, çişimizi tutamazken, daha doğrusu ben tutamazken birlikteydik. fazlasıyla anne bağımlısı olan, "
boğzum ağrıyooo"
* diye ağlayıp eve gitmek için bahane yaratmaya çalışan şişko patates yarım kilo domates olan aylağın yanında olan kendisiydi. yaramazlık yapıp, şikayet edilirken, suçu üstlenen hep bendim. hiç üstlenmezdi ibne.
* aylak bir kızı sevdiğinde küçükken, kız onu kabul etmediyse eğer, devreye girer "
kabul ediceksin" diye tehdit ederdi.
* bu bizim öğrenci kafasında inek öğrenci profili tam olarak kendisiydi. bizim 5 dakika çözemediğimiz matematik sorusunu 2 dakikada çözerek "
arkadaşlar abartmayın ben de sizin gibi insanım" diyerek mütevaziliğini enginlere sığdırmayarak taşırmaktaydı. aha bu bi kızı sevdiydi de gece gündüz numarasını almak için seferber olduyduk. beraber üzülüp, beraber sevindik. lise yılları gelip çattığında zamanında inek diye taşak geçtiğimiz çocuk, türkiye'deki sayılı olmasa da en iyi liselerden birine gitti. benim ise ergenliğin en ağır dönemi olduğundan, dilimde müslüm gürses'in kaç kadeh kırıldı sarhoş gönlümde nidaları, nice anlatmakla bitiremediğimiz ağır abi ağzıyla girdiğim mevzuları, koca sahalarda hayalimizin takımı galatasaray için oynamak istediğimizden peşinde koştuğum topum vardı. eee ne oldu peki? ne kaç kadeh kırıldı sarhoş gönlümde nidaları, ne anlatmakla bitiremediğimiz mevzular, ne de oynayacağım topum kaldı. hepsi gitti de, aha bu çocuk yanımda kaldı. yollarımız ayrıldığında, bilmem ne kadar kilometre araya girdiğinde herkes gitti, yine bu çocuk yanımda kaldı.
lafı uzatmaya gerek yok. haklı veya haksız her davanda arkanda değil yanındayım kardeşim. neyse sil la gözyaşlarını.
* bu yıl büyük kavga var. ayıklıyoruz şikecileri.