şu güne kadar ağzımı bozmadım bu güzel yerde, bundan dolayı
12 şubat 2011 gaziantepspor galatasaray maçında yediği gol üzerine yorum yapmak istemiyordum. çünkü yaparsam küfür edecek, sayacak sövecektim. sadece
zapata'ya değil, onu tutup da bu kaleye getirenlere de. dedim ki kendime "biraz sakinleş sonra yaz"
yok arkadaş. sakin olamıyorum. daha düne kadar kalecilik bilmiyor, nasıl pozisyon alacağını, topu nasıl tutacağını bilmiyor diye
ufuk' u silmedik mi?
ufuk 24 yaşında dedik. genç dedik haydi kandırdık kendimizi.
bu adam neyin nesi? bir insan da demiyor mu arkadaş, bu adamın
ufuk'tan
aykut'tan ne fazlası vardı da getirdik koyduk kaleye diye. bir insan evladı da demiyor mu yazık değil mi bu takıma, yediği gollere diye. defansı defans değil kalecisi kaleci değil, sırıl sıpanın eğlencesi olduk.
düne kadar rakibi titreten galatasaray, şimdi rakipleri galatasaray maçı olunca göbek atar oldu.
istemiyorum arkadaş ben böyle kaleciyi.
mondragon'un gözyaşlarını,
taffarel'in gülücüklerini gözümün önüne getirdikçe
is-te-mi-yo-rum ben böyle galatasaraylılığı.
*takımımdan, sevdamdan soğutacak beni hadsizler. yeter yahu. el insaf!