askerliğimin ilk günleri.bir elemana saki diyorlar.bir anlam veremiyorum.birine sordum "saki ne demek?" diye."bu çocuğa bak gör" dedi.komutanları yalayışından anladım sakinin anlamını.işte rıdvan dilmen de tam bir sakidir.fenerbahçe'nin sakisi...
1477
futbolculara, hocalara bok atan, ama haftada 1 saat çıkıp ona buna sallayıp o adamlardan daha fazla para kazanan adam. senin de futbolculuk ve teknik adamlık günlerini biliriz.
1478
karşıyaka'yı çalıştırırken sedat peker'in adamları tahsilata geldiği için idmanı bırakıp kaçmışlığı olan fenerbahçe yalakası.
adisyon: karşıyaka'lı bir futbolculya aynı berberdeydik tesadüfen orada anlatmıştı.
1479
çıktığı her programda galatasaray'ın yerlilerine bi bok demezken sürekli yabancılara atıp tutmaktadır. yeni sezonda beklediğimiz kaliteli transferlerden sonra da yabancılara gene laf ederse bildiğim bütün küfürleri edeceğim.
1480
yüzde yüz futbolda devre arasında * fenerbahçe 4'ü bulabilir, yanlış bi ofsayt kararıyla golü de yiyebilirdi gibi bi laf etti yanlış duymadıysam. ofsayt olmayan pozisyonu hakem devam ettirseydi bu karara yanlış mı diyecekti bilmiyorum?
guus hiddink'in konuk olduğu %100 futbol'da cep telefonuyla birileriyle mesajlaşıyor. belli ki bazı şeyleri dert etmiş *)
1490
hiddink'e "peki hoca şu altyapılarda da üstyapılarla aynı sistem uygulanmalı efsanesi hakkında ne düşünüyor, böyle mi olmalı?" diye bir soru sordu. hiddink'in itiraz edeceğini varsayıyordu herhalde. hiddink'in "evet, tabii ki öyle olmalı" diye başlayıp neneye anlatır gibi tane tane anlattı.
rıdvan hocam doğruyu söyle, emenike mi pahalı geldi, selçuk inan mı içine oturdu?
1491
düne kadar kendisi için selçuk inan en iyi yerli oyuncuydu. bundan sonra ne olur bilinmez artık.
1492
selçuk transferi sonrası sesinin titrediğine şahit oldum. kaç yıl oldu hala olgunlaşamadı ya ona yanarım.
1493
galatasaray'ın selçuk inan transferini değerlendirme konuşması, fenerbahçenin selçuk inan'a ihtiyacı olmadığını kendine kanıtlama çabası ile sonuçlanmıştır...
yazık lan.
1494
sezon* devam ederken, tanıdığım bir fenerbahçeli'den ;
ntv stüdyolarında oturduğu koltuktan bir adım öteye gidemeyecektir. rıdvan abi teknik direktörlük kursuna git, alt yapıdan başla. genç futbolcuları eğit, bildiklerini aktar. sonra al bir süperlig takımını ligde mücadele ver. yorum yapmaktan sıkılmadın mı? bu kadar mı senin vizyonun?
teknik direktörlük vizyonu 1,5 metre önüne atabildiği tükürükten öteye gidemeyen eyyamcı.fenerbahçeli büyükbaşlar elinden tutmasaydı muhtemelen sarıyerde bir meyhanede ''sakatlanmasam milan'a gidecektim'' falan diye hikayeler anlatıp, uzun paltosunu pazardan geçen kadınlara karşı kaldırıp menüsküsünü gösterecekti.
fenerbahçe düşmanı olduğumuz kadar galatasaray düşmanıdır. azı veya fazlası değil...
ha bana kalırsa ben kendisini severim. futboldan da ziyadesiyle anladığını düşünüyorum.
1500
az evvel tekrarına şahit olduğum not defteri programında "ingiltere'ye giderdim ama ingilizcem yok" tarzı birşeyler dedi. amacı da yorumcu olup alex ferguson'a laf sokmak. bu yanlılıkla ingiltere'de bırakın yorumcu olmayı, manu tv'de çaycı bile olamaz. bu çay lafı da nerden ağzıma yapıştıysa artık...