lakabıyla suratı esra-ceyda kardeşler gibi birbiri için yaratılmış bir insandır. kendisinden mantıklı yorum duymadığım gibi kendisinde hep bir hınç alma arzusu seziyorum. sanki tüm futbolcular ve antrenörler kanlısıymış gibi bir edası var kendisinin. bunun sebeplerini düşünürken bazı noktalar dikkatimi çekti;
kendileri 1977 yılında
sümerspor'da futbola başlamış. 2 yıl oynamış bu takımda. ardından 25 futbol topuna karşılık
muğlaspor'a geçmiş bir yıllığına. ardından 1. lig macerası başlamı önce
boluspor ile. bolu'daki iki yılın ardından
sarıyer'de dört yıllık bir serüven. ziya şengül, islam çupi gibi yazarların dikkatle izleyin dediği genç şeytan'ın aklı hep fenerbahçe'dedir. mahalle maçlarında oynarkenden beri hep hayali fenerbahçe forması giymek. ve muradına erer,
ergun gürsoy'a söz vermiş olmasına rağmen fenerbahçe'sine kavuşur 1987 yılında. 1988 - 1989 sezonunda şeytan formunun zirvesindedir. takımı 103 gol atarak şampiyon olduğu bu sezonda bu başarının mimarlarından biri olur rıdvan. bu başarının bir yıl ardından şeytan sağ ayağından sakatlanır. bundan sonra da toparlayamaz. yılda 3-5 maç yapıp sakatlanır, iflah olmaz. jübilesi 3 defa etelenir sonunda -7 derecede bir jübile yapılır kendisine. ancak 1900 küsür seyirci vardır statta.
malum şeytan kariyerinde zirve yapmışken, herkes harika futbolcu derken bir sakatlanır ve futbol hayatını toparlayamaz bir daha. öyle adını tarihe altın harflerle yazdıracak bir işte yapmış olduğunu düşünmüyorum. daha sonra da fenerbahçe'sini hoca olarak gelmiş uefa'dan elenince görevi bırakmış. tahmin ediyorum ki uefa'dan elenip fenerbahçe'yi bıraktıktan sonra avrupa'yı aklından sökmüştür kendisi. başka türlü izah edilemez çünkü futbolun içinde olupta avrupa futbolunu bu kadar bilmemek. belki avrupa'ya futbolcu olarak gidemediği için içinde kalmıştır hep. madem gidemedim saçımdan aşağı kasımpaşa demiştir.
bir programında şöyle demişti; '' hızlı çocuk varsa mahallede aha şeytan rıdvan, golcü çocuk varsa aha tanju diyorlar.'' anlaşılıyorki rıdvan kendisini hala türk futbolun yetiştirdiği en büyük yetenek falan zannediyor. o yüzden alex baba'sı hariç sevdiği futbolcu yok neredeyse. küçük dağları kendi yarattığı için gio galatasaray oyuncusu değil, elano ne işe yarar, jo yedek, neill yedek gibi osuruktan teyyare ithamlar etmekte. bu adamları kendi zamanında oynayan sadece yabancı oldukları için türkiye'ye futbol oynasın diye getirilmiş oyuncular zannediyor ya da avrupa'da oynayamadığından oradan gelen futbolculara bir kin besliyor.
kendisinde mahalle maçları yapan çocukların futbola bakış açısı vardır. ben 7 - 8 yaşlarındayken sadece özellikle galatasaray olmak üzere türkiye'den futbolcu bilirdim. yurtdışından ise tek tük artık dillere destan olmuş futbolcuları bilirdim. biri gelir bana derdi; '' olum barcelona'da bi adam var süper lan '' falan diye. ben de denk gelirse görürdüm ancak. tahminim şeytan rıdvan da öyle. ntvspor binasına yayına geldiğinde yayın odasına giderken yol üzerindeki lcd tv'lerden messi'nin bir çalımını görüyordur, güntekin onay yayına başlamadan önce birşeyler izliyorken onun elsesine vurmak için yanına gittiğinde de belki drogba'ya rastlıyordur. ondan sonra çık saçmala, gördün mü messi'yi güntekin adam tak tak. hocam adam tak tak'ta fenerbahçe ne ayak. çakma barcelona nedir aga. alex baba'nı o çakma barcelona'nın neresine yerleştireceksin. kendini türkiye'nin messi'si zannettiğindendir bu meymenetsizliği, yukardan bakmaları. başka açıklama görmüyorum. biri çıkıp şu adama senin devrin geçti diye söylesin artık. futbol da futbolcu da değişti.