bir dönemler “dünyanın en iyi golcüsü” olarak nitelendirebileceğimiz performansları göstermiş kolombiyalı futbolcu.
komplo teorilerini ve herhangi bir veriye dayanmadan yazılan iddialı hikayeleri sevmem. fakat geçmişte yaşadıklarımız
*** ve yaklaşık son 10 gündür esen/estirilen fırtına ister istemez aşağıdaki olay örgüsünü aklıma getirdi.
- ali koç’un kulağına kar suyu kaçırılır. (galatasaray falcao ile ilgileniyor.)
- ali koç’a falcao önerilir. galatasaray şu kadar verdi denir.
- ali koç bodoslama atlar. “ne veriyorlarsa fazlası!” der.
- menajer bayram eder, işler tıkır tıkır yürümektedir.
- ali koç, menajerden falcao ve galatasaray ile ilgili bir şeyler “gevelemesini” rica eder ya da menajer ali koç’a, “başkanım ben böyle böyle yazar çizerim, sizin transfer çalımınızı da herkes görür ve galatasaray kulübü de zor duruma düşer.” der. ali koç’un keyfi katlanır. işıl işıl mavi gözleri şimşek çakar.
- menajer, instagram’dan, bir menajerin asla yapmayacağı şekilde hikaye paylaşır. adeta körün gözüne parmak sokar. (şöyle düşünün; bir oyuncu ve kulübü diyelim ki pazarlık aşamasında. en önemli esas gizliliktir. ama bu işte birincil taraflardan biri olan oyuncu temsilcisi, bir takıma mal olmuş bir tezahüratın sözleriyle ve oyuncunun isminin harfleriyle yazılmış bir gönderiyi paylaşır mı? birincil taraflardan biri olan kulübün, böyle bir mesajın ardından %99 aşamasında olsa dahi masadan kalkması an meselesi haline gelir artık. o yüzden normal şartlarda asla böyle bir şey yapmaz. yapamaz.)
- bu esnada bizim bir takım maymun iştahlı, transfer arsızı taraftarımız çoktan kıvama gelmiştir.
- menajerin ve ali koç’un ısmarlama haberleri her gün, her saat spor haberlerini ve tweetleri süsler. 1 numaralı gündem haline gelir.
- twitter’daki embesil ergen -sözde- taraftar hesapları ve kendine gizemli hava katmaya çalışan duyumcu mahlaslı ilgi kevaşeleri işi sakız eder.
- en nihayetinde ortalık 56’ya döner.
- sonra bir iki tane meşhur spor yazarı falcao işinin olumsuz sonuçlandığını yazmaya başlar. tabi bizim maymun iştahlı zevatımız da sövmeye.
- yaklaşık 6-7 gün sövmeye devam ederler. bu esnada da yalan haberler ve işin beceriksizlikten olmadığını ima eden hikayeler uydurulmaya devam edilir.
- bir anda “fenerbahçe’den falcao operasyonu” yazıları başlar.
- bin bir ton süsleme ve abartıyla falcao’nun ali koç türkiye’ye getirileceği yazılır.
- bu esnada yukarıda belirttiğim özelliklere haiz güruh yamyamlığa ve önüne gelene sövmeye hararetle devam eder.
- falcao fener’e gelir. “asrın çalımı” haberleri...
- imza atılır ama ne verilen paradan, ne maliyetten bahsedilir.
- bizimkilerin hedefinde bu kez, kim hedef gösterilirse o vardır. yönetim, transfer komitesi, teknik heyet vs.
- bu esnada takım transfer yapar. mesela alan yahut seleznyov yahut sarı çizmeli mehmet ağa; isim fark etmez. gelen oyuncunun ne anası kalır, ne bacısı, daha gelmeden takıma küstürülür ve gs kariyeri boyunca kin güdülür.
- falcao fener’i tokatlar. parayı çarpıp gider ama basın hiç eşelemez bu konuyu. arada attığı gollerse gündem üstüne gündem olur.
- bizim maymun iştahlı topluluğumuz hiç ders almadan yepyeni bir hikayenin piyonu olmak için fırsat bekler.
- kapanış.
belki bunlar hiç yaşanmadı ya da bilhassa fenerbahçe’nin şu anki mali durumundan dolayı yaşanması mümkün değil fakat yukarıda belirttiğim gibi geçmişte bir çok kez benzerlerini yaşadığımız için bu tip bir olayın yaşanması kesinlikle mümkün değil diyemeyiz. hele hele ali koç gibi aziz yıldırım fikriyatına sahip, üstüne onun rahle-i tedrisatından geçmiş bir isim fenerbahçe’nin başındayken. şu sıralar gündemde falcao ismi olduğu için onun üzerinden yürüdük ama falcao olmaz, bambaşka bir isim de olabilir. özne değişebilir ama takipteki ve bizim tez canlı taraftarımızdaki fıtratı değiştirmek ne yazık ki çok zor.
