tam beş yıldır galatasaray'ı stadyumda izlememe engel olan resmi dolandırıcılık ve fişleme uygulaması.
2006-2007 sezonundan başlayarak 2013-2014 sezonu dahil her yıl kombine aldım. gezi'yi takip eden sezonda (2013-2014) birileri toplu halde bağıran insanlardan rahatsız olunca hem insanları daha rahat fişlemek hem de ceplerini biraz daha boşaltmak için bu lanet şeyi çıkardı. o günden beri de maça gitmedim. bundan sonra da bu uygulama (bu haliyle) devam ettiği sürece de gitmem. maksat futbolun işleyişine kolaylık kazandırmak, taraftara hizmet etmek veya toplum düzenini sağlamak falan değil zira. "aman senede 50 liradan ne olacak" dedikçe yandaşların cebine milyonlar akmaya devam edecek.
her takımdan, benim gibi düşünen arkadaşlarımın tamamı dayanamayıp peyderpey bu zıkkımı satın aldı. şimdi her fırsatta (aramızdaki samimiyete de dayanarak) ama ciddi ama şakayla karışık yüzlerine vuruyorum. hepsinin de bir bahanesi var
* şakası bir tarafa satın alan kimseyi suçlamıyorum. insanlar tutkuyla bağlı oldukları bir şeye erişmek için geri kalan durumları göz ardı edebilir, bu gayet insani ve anlaşılabilir bir durum. benim yaptığım kendi çapımda don kişotluk. yel değirmenlerine savaş açtım.
* hatta bu sezon satış başlayınca bir an tekrar kombine almayı düşündüm ama sonra "ulan 5 senedir boşuna mı sancı çekiyorum" deyip yine vazgeçtim.
bu kartı-uygulamayı, her ne zıkkımsa artık, kullanan milyonlarca insan olsa da, arkasında devlet kurumları olsa da bu haliyle gayrimeşrudur. kullanan insanlara teker teker sorulsun, çok büyük bir kısmı kaldırılmasını isteyecektir. bu meret çıkmadan önce var olan hiç bir sorun çözülememiştir. çünkü dayatılmasındaki amaç bu değildir. 5 yılda bir adım ileri gidememiş, yüz milyonlarca belki de milyarlarca liralık bir uygulama olabilir mi? buna ödenen paralar neyi finanse ediyor? kapılara kurulan kameraları mı? kaç para ulan bi kamera!! düşün artık insanların yakasından, ne olur rahat bırakın bizi! insanların her attıkları adımda, içtikleri her yudumda, yedikleri her lokmada, gördükleri, dokundukları her şeyde devleti veya devletin dayattıklarını en derinden hissetmek zorunda kaldığı bir ortamda huzurlu olmaları beklenebilir mi? ben maç izlemek için neden bir bankaya haraç ödemek zorundayım? ben kendi adıma bu sorulara içerisinde kamu yararı barındıran bir cevap veremiyorum. merkezi-otoriter devlet anlayışını benimsemeyip de cevap verebilen varsa lütfen bana da anlatsın.
dediğim gibi alan kimseyi yargılamıyorum, haşa haddim de değil ama umarım bu lanet şey tez zamanda tarihin utanç çöplüğünde yerini alır. galatasarayımı çok özledim. kimseye ütülmeden topsuz alandaki oyunu izlemek, "ulan falcao be! topsuz oyunu bile başka be!" diye hönkürmek benim de hakkım :(