boynuz kulağı geçince
---
alıntı ---
baba mesleği kutsaldır. ayaklarınızın üzerinde tek başına durduğunuz an, bir şeyler yapma vakti gelip çatmıştır. bazıları testeresini, bazıları oklavasını, bazıları da baba yadigârı makasını alır eline. cesare'nin oğlu da aynen böyle yapacaktı. yaz güneşinin italya'yı yeni yeni bulduğu zamanlarda, 1968'in 26 haziranında maldini ailesinin yeni ferdi dünyaya gelir. onun baba yadigârı ise ne makastır, ne de oklava. kırmızı-siyah çubuklu formanın artık yeni bir sahibi vardır. (fotoğraftaki el sallayan genç, hikâyemizin baş kahramanı, bizzat paolo maldini'dir...)
http://www.tribundergi.com/...k/10421028_5b1ec.jpg cesare maldini'nin kariyeri aslında oldukça mütevazı başlamıştır. triestina'da geçirdiği bir yılın ardından, oğlu paolo'nun da hikâyesinin ilk satırları olacak olan o sözleşmeye imzasını atmıştır. genç yetenek cesare, artık milanlı'dır. dönemin milan'ı, inter ve juve ile birlikte çizmeyi domine eden üçlüden biridir. cesare'nin imzasından sonra, 1954-55'ten itibaren ardı ardına 3 şampiyonluk kazanırlar, hollandalılar'ın milan'ı uçurmasından yıllar önce, milan için yine altın yıllar devam etmektedir. 1961-62 şampiyonluğunun ardından, 1962-63 sezonunda avrupa şampiyon kulüpler kupası kazanılır. bir efsane artık resmen şekillenmiştir. milan'ın ''maldiniler'' dönemi, işte tam da böyle başlamıştır...cesare, milan'dan 1966 yılında ayrıldıktan sonra, bir sezon da torino'da geçirir.. artık, kulübeye geçme vakti gelmiştir.
paolo artık genç bir delikanlıdır. baba yadigârını üzerine geçirme vakti gelip çatmıştır. 20 ocak 1985'te, udinese maçında sakatlanarak oyundan çıkan sergio battistini için o sakatlık, belki de kariyerinin en önemli asisti olacaktır. onun yerine oyuna giren paolo, bu onura ilk kez erişir. onun formayı giymesinideki en büyük etmenin babası cesare olduğu hakkında spekülasyonlar da yavaşça ortaya çıkacaktır. kabaca, torpilli denilen bu delikanlı, ileride bu sözlerin hepsini tek tek sahibine iade edecektir, ne yazık ki o sezon, bu formayı bir daha giyemeyecek olsa da, genç maldini için güzel günler artık kapıdadır...
http://masliga.com/...9/Barisi-Maldini.jpg takip eden sezonlarda, savunmanın bel kemiği haline gelen maldini, ilk şampiyonluğunu ise 1987-88 sezonunda yaşar. bu aynı zamanda, onun milan'la yaşayacağı 7 lig şampiyonluğunun ilkidir. arka arkaya kazanılan iki şampiyon kulüpler kupası'nda arka planda gözükse de, onun da zamanı gelecektir. unutulmaz yılların başlangıcı ise 1991-92 tekabül edecektir. o sezon milan'ın namağlup kazandığı şampiyonluğun ardında unutulmaz dört ismin imzası vardır. paulo maldini, franco baresi, alessandro costacurta ve mauro tasotti, milan'ın ''italyan işi'' savunmasının yaratıcılarıdır. devam eden dönemde, baresi için bırakma vakti gelecektir fakat maldini, kariyerinin büyük bölümünü birlikte geçireceği alessandro nesta'ya da kavuşmuş olacaktır.
2000li yılların başına kadar tam 5 kupa kazanan maldini, aynı zamanda 1993-94'te bir kez daha avrupa'da başarıyı tadar. üstüne üstlük, '94 dünya kupası finalinin ardından maldini, yılın futbolcusu ödülüne layık görülür. o, bu ödülü kazanan ilk savunmacı da olmuştur. baresi onun için: ''o bunu gerçekten hakediyor. benden de fazla...'' diyerek, sezar'ın hakkını sezar'a göndermiş, başarıyı da perçinlemiştir.
hollandalılar'ın takımdan ayrılması, capello'suzluk ve futbolun birden jenarasyon değiştirmesinin ardından, milan'ın da vaktinin geçtiğini düşünenler hatrı sayılır şekilde artmıştır. gerçekten de öyle olacaktır.. 90'lardaki fırtına artık durulmuştur, zira milan sadece 2003-04'te yaşadığı tek şampiyonluk ile yetinecektir. yine de, kaptan hala dümenindeyken bir kaç şey daha kazanmak için çok da geç değildir... 2002-03 ve 2006-07 şampiyonlar ligi şampiyonlukları maldini'nin koleksiyonun son parçalarıdır. milli takımın 2006 şampiyonluğu, coppa italia ve avrupa süper kupalar'ı ve niceleri.. fakat, bu öyle bir kolleksiyondur ki, maldini, liverpool kadar şampiyonlar ligi şampiyonluğuna sahiptir!
http://static.guim.co.uk/...aolo-Maldini-001.jpg diz ağrıları artık dayanılmaz haldedir. yılların verdiği yorgunluk, maldini'nin yaşlı bedenine katlanılamaz bir acı vermektedir. fakat, ayrılmak da bir o kadar acı vericidir. 2007-08 sezonunda ayrılmaya yeltenen maldini, bunu bir sezon daha erteler. onun için artık kulübe yolu gözükmüştür, yine de ''maldini etkisi''nin yaratıcısı olan bu adam, kalesini her daim savunmaya devam etmiş, o kulübedeyken dahi rakip forvetler defansın arkasına sarkarken göz ucuyla bir de kulübeye bakmıştır!
adeta kendi evi gibi kabul ettiği san siro'ya, ayrılık vakti gelip çatmıştır. 60.000 kişinin önünde maldini, 25 yıllık milan kariyerine resmen veda etmektedir. 24 mayıs 2009, roma'ya kaybedilen 3-2'lik maç çoğu kişinin umrunda değil. hoş, 60.000 kişilik tribünde, onu sevmeyenlerin olduğu da aşikâr... fakat ne olursa olsun, o artık evine, onun terletmesine alıştığımız 3 numaralı çubuklusu da müzeye gidiyordu artık. şöyle diyordu müzedeki emekli maldini çubuklusunun altında: ''bir maldini daha gelene kadar...''
---
alıntı ---
tribündergi