kendisi gibi adamların çok bildiklerini düşünmelerine çok şaşırıyorum. tahtayı eline al, şu oldu, şu olmadı, şu şekilde olabilirdi diye anlat. izlemesi zevkli bir içerik üreticisisiniz.
ama ukalalığa taşmamak lazım, elmayla armutu karıştırmamak lazım. dönüp bakın isterseniz
guardiola son yıllarda beke kaç para harcatmış ve kaç kere yanılmış.
anlatmak kolay, içerisinde yaşamak o kadar kolay olsaydı bir şekilde futbol camiasının içerisinde olabilirdiniz.
bir şeyler kötü giderken en çok kızdığım yorumcu tipidir. zira ya futbolcuyu ya da hocayı öylesine yönlendirerek eleştirirler ki, genel olarak akil oldukları için söyledikleri kötü sonucun da etkisiyle %100 doğru kabul edilir. belirli bir kitlenin düşüncelerinin içerisine sirayet ederler.
istatistik ya da maçın bölümlerinden alınan görüntülerle anlatıların ispatlı olduğu kadar yönlendirici oldukları da söylenebilir. bilerek ya da bilmeyerek sürekli ukalalık sınırlarında birilerini hedef gösteriyorlar. kendisinin yanına severek takip ettiğim
emre özcan’ı da eklerim.
yineliyorum, bunları her hafta yayınlarını izleyen ve severek de takip eden hatta galatasaraylı olmalarıyla gurur duyan bir izleyicisi olarak söylüyorum. her ikisinin de.
kişisel düşüncelerini izlemek keyifli fakat hocanın/futbolcunun bilmediğini iddaa etmemek, vücut diliyle, seçilen kelime ve örneklerle istemeden de olsa hedef göstermemek lazım.
keşke tüm sporcu ve spor yöneticilerine hakemlere yaklaştıkları gibi yumuşak yaklaşsa-lar. o zaman izlenebilirlikleri benim açımdan artacak fakat total ortalamada düşecektir.