kendisinin 12 yıl önceki bir yazısı. bakalım o günden bu güne neler değişmiş.
almanya ölüp ölüp dirildiği maçta yine alışılmış klasiğiyle zoru başarıp son on beş dakikada önce beraberliği yakaladı, sonra da galibiyeti.
almanya oyuna her zamanki
kollektif ofansif kurgusunu sergilemenin yanında savunma güvencesini de ihmal etmeyen bir uygulamayla başladı. meksika'nın iki tehlikeli forveti hernandez ve blanco'yu adam adama katı markaja aldılar. helmer ile hamann da orta sahanın ortasını
kontrol ettiler. bu şekilde öncelikle rakibin ileri uç orta saha bağlantısı kesildi. yalnız almanya'nın
kollektif hücum girişimleri yeterli üretkenlik sağlayamadı. bunda da rakibin defansının ortasını ve kenarları iyi kapaması, aynı zamanda ileriye çıkarken de soğukkanlı paslara rağbet etmeleriydi. bu yüzden almanya
hücum preste top kazanamadı, kanatlara da yeterli işlerliği getiremedi. son çizgiye inip gereken ortalar yapılamayınca bierhoff ve klinsmann'ın hava hakimiyetleri kısıtlandı.
ikinci yarı başında yenen şok gol almanya'da önce panik yarattı. ama böyle durumlarla çok kez karşılaştıkları ve bunun üstesinden geldiklerini bilmelerinin moraliyle maça asıldılar. sonra da iki golle zoru başardılar.
meksika baştan sona yürekli, hırslı bir mücadele sergiledi.
yalnız ikinci yarı başında kazanılan golden sonra teknik direktör manuel lapuente inanılmaz bir yanlışa düştü. takımın en faydalı ve akılcı top kullanan adam geçen oyuncusu 17 numaralı palencia'yı oyundan çıkardı. bu yüzden baskı altına girdikleri son bölümde ileriye dengeli top götürecek rakibin mecburen genişlik bıraktığı alanda iş yapacak, tempoyu ayarlayacak futbolcusu sahada artık yoktu. bunun sonucunda iki gole engel olamadılar. bu arada skor avantajına sahipken hernandez'in kaçırdığı yüzde yüzlük gol de meksika'nın kaderini etkileyen bir diğer faktördü.