dinlediğim en dandik futbol yorumcularından biri olabilir. ali ece ile aynı programlara çıkıyor olmasından dolayı bazı bazı denk geliyorum da, bize yazık.
efendim bu futbol yorumcumsu futbolcu ve direktör eskisi, fatih terim'in öz kaynak ile takımların kendi aralarında takas usulünü gündeme getirmesi açıklamalarından sonra, "ben bu insanları anlayamıyorum. bunları söyleyen ile 14 yabancı kuralını getiren kişi aynı kişi. 5 yabancı ile oynarken, ortada ne kadar büyük bir futbolcu havuzu vardı. sen o havuzu gittikçe küçülttün, gittikçe küçülttün," minvalinde bir açıklama yapmıştı, tivibuspor'da ali ece ile çıktıkları bir programda.
bir de fatih terim'e laf çakıyor. allah'tan ali eve ile programın sunucusu -şimdi adını hatırlayamadım özür diliyorum kendisinden- yabancı sınırı hakkında ağzının payını verdi de rahatladım. gerçi, o zaman da toparlamak için, şöyle bir şey öttürdü, "oyuncularımızı yetiştirelim de sonra yabancı sınırını kaldırırız, şimdi akademi akademi diye tutturmuşlar, ne güzel alt yapıdan oyuncuları yetiştirip oynatalım o zaman yabancı sınırı zaten hikaye olur," gibi. şimdi hatırlayamadım. eğer, konuşmanın özünü yanlış anlamadıysa böyle bir şeydi. değilse kendisinden de özür dilerim.
hakkı var: normal şartlarda, ilerleme bu şekilde olsa güzel olur. toplumsal talebin oluşmasını beklemek işin temelinin kuvvetli olmasını da sağlıyor. fakat hangi ülkede yaşadığımızı unutuyor sanırım. bazen, çoğunluğun iyiliği için tepeden indirilmesi gerekiyor. mesela kurtuluş savaşı yıllarını ele alalım. bu ülkeye demokrasi ve cumhuriyet bile tepeden inmiştir.
şimdi atıp tutabilirsiniz, futbol direktörü diye bir şey icat ettiler, sırf fatih terim için diye. o da bu yetkisini kullanıp, kimilerine göre suistimal edip yabancı sınırını kaldırdı. oh, ne de güzel etti. yoksa siz inanıyor musunuz, yabancı sınırı kalkacaktı? düzen işlemiyor, işlemiyor. ne yapacaksın, işlemeyen sistemin işlemesini mi umacaksın?
5 yabancı oynatılabilen dönemdeki yerli oyuncu havuzunu ile şu anki oyuncu havuzunu bir karşılaştıralım allah aşkına da, öyle bakalım. iş nicelikse tamam da, iş nitelik ise oho, arada uçurumlar var ve şimdiki daha iyi, aksini iddia edeni şöyle alalım. o zamanki havuz ile şimdiki havuzdan bir kadro çıkaralım bakalım, hangisi daha iyiymiş?
takımlar borç batağındaymış... yabancı oyuncuları getirip kulüpleri batırmışlarmış...
şimdi burada yabancı sınırını isteyenleri bir bakımdan anladığımı söyleyebilirim. o da, süper lig takımları arasında paranın dönmesiyle, bir ekosistem oluşuyordu. para daha çok yurt içinde kalıyordu. fakat sistem öyle bir raddeye gelmişti ki, para sürekli büyük takımdan çıkıp küçük takımlara ve oyunculara gitmeye başlamıştı. büyük takımlar belki de hiç oynatmayacakları, seviyesinde olmayan biraz performans veren futbolculara yüklü paralar vermeye başlamıştı. işin gerekliliği buydu. oyuncular ve menecerleri, kulüpler ve başkanları şark kurnazı olup çıkmışlardı. her türlü söğüşlüyorlardı kulüpleri. sonra bu avrupa'da başarı neden gelmiyor? nah gelir çok afedersiniz!
neyse, yazarken bile canım sıkılıyor, yabancı sınırı benim acayip kıl olduğum bir mefhum. çok kereler yazdım:
(bkz:
yabancı oyuncu sayısı/#2234115)
(bkz:
yabancı oyuncu sayısı/#2126289)
(bkz:
mircea lucescu/#2228063)
(bkz:
rıdvan dilmen/#2225334)
