maç boyunca 1 kere bile risk alarak rakibin üzerine gideyim, farklı bir şey yapayım, adam eksilteyim, çalım atayım vb. hiç bir şey yapmayan, topu genelde kaleye sırtı dönük alan bir profil çizdi. maça sonradan giren kerem bile 1-2 kere topla buluşmasına rağmen, yapmaya çalıştığı vücut hareketleri ya da rakip üzerine gitmesiyle daha fazla işe yarayacağını gösterdi. ağırlıklı olarak 3.bölgede oynuyorsun zaten, orada risk alamayıp, fark yaratmayacaksan, düz topçu oluyorsun.
aslında son dönemde, bu tip oyuncuların, az forma şansı bulmalarıyla nasıl bir anda ilk 11'in değişmez ismi olabileceğine dair benim de şüphelerim vardı. fakat kabul edelim ki, önümüzde taylan örneği var. söke söke o formayı aldı. kendisinin yerine, etebo ya da donk hiç sektirmeden 6 numarada oynayabilirdi. fakat taylan canını dişine takarak, kendi yerini kimseye vermiyor.
oğulcan çabaladı, çalıştı ama maalesef kendisinden beklenen o küçük ışığı bir türlü bize gösteremedi. tabi bu maçtaki performansıyla kendisini sallandırmamak lazım, başka maçlarda da kendisini görmek lazım. yanlız şu da bir gerçek ki, kendisine gelebilecek en iyi fırsat geldi ve gördük ki maalesef bunu olumlu kullanamadı.
(bkz:
23 kasım 2020 galatasaray kayserispor maçı)